Aslan Burcunda 'Asi ve Bilge' Bir Dolunay Süreci

“Eğer değişip küçük çocuklar gibi olmazsanız Cennet Krallığı’na asla giremeyeceksiniz."                                                                   - Hz. İsa -

 5 Şubat Pazar akşamı 21.28 de ışığı fiziksel ve eş zamanlı olarak spiritüel olarak yönlendirme yeteneğiyle var olan, güçle dengelenmiş sükunetin sembolü; Aslan burcunun 2. Dekanında (16°41' --dekan yöneticisi Jüpiter) ruhsal boyuttaki sağlığımızı en çok gözeten; Satürn gezegeninin kısmi asalet ışığında biricik ve yegane aşkı Güneş’in huzuruna çıkan Ay, bizlere yuvaya dönüş yolundaki gümüş kapıyı işaret ediyor. Peki kapıyı açan anahtar nerede? Yarın’da. Yarın ile nasıl temas edebiliriz? Şu ‘an’ da var olmayı seçerek. Şu ‘an’ da olmayı nasıl seçebiliriz? Daima kalbimizin özgün melodisini ve özümüzdeki çocuğu dinleyerek. Dolunayın hikayesini en güzel sentezleyebilecek animasyon filmi; Crood'lar ile mucit Üstünsoyların macerası, "Crood'lar 2: Yeni Bir Çağ", okullar da yarı yıl tatilinde iken çocuklarınızla ve/veya özünüzdeki çocuğun elinden tutatak izlemenizi öneririm. Işığı takip edelim, bakalım bulabilecek miyiz, "yarın"ı?...

“İnsanın içinde bütün dünya vardır ve eğer nasıl bakman ve öğrenmen gerektiğini bilirsen, kapı orada ve anahtar elindedir. Yeryüzünde senden başka hiç kimse ne sana o anahtarı verebilir ne de o kapıyı açabilir."                                   — Jiddu Krishnamurti—

 Her birimiz Dünya okulundaki derslerimizi iyice özümseyebilmek için geçmişi geleceğe eş zamanlı olarak geleceği geçmişe dönüştüren geçit olan bir  rahimde var olmayı seçiyoruz, bir başka deyimle bizleri ete kemiğe büründürerek dünya sahnesini deneyimlememize vesile olacak zamanı (sperm) ve mekanı (yumurta) seçiyoruz, daha başka bir deyimle anne ve baba olarak nitelendirdiğimiz bireylerin çocuğu olmayı biz seçiyoruz başka bir bakış açısıyla ise bizler kan bağıyla bağlı olduğumuz soyumuzun en önemli niteliklerinin birleşimiyle oluşan özgün bir bireyiz. Her nerede olursak olalım, hangi zamanın dalgasında sörf yapıyor olsak da bizi biz yapan özgün öz niteliklerimiz değişmez, işte şimdi bu içsel özgün yeteneklerimizle yeniden bağ kurma, öz gücümüzle temas sınırlarımızı fark etme  zamanı.  Bu süreçte hatırlanması gereken; geriye doğru atılan her adımın eş zamanlı olarak ileriye ve ileriye doğru atılan her adımın eş zamanlı olarak geriye doğru olduğu hakikatidir.Şimdi de her bir bireyin titizlikle araştırma niyetinde olduğu; geçmişi değiştirme yönündedir halbuki zamanın döngüsel akışında geleceği değiştirmeye emek vermeye konsantre olmak; geçmişin izlerini bütünüyle değiştirmekte olduğu hakikati hatırlanmalıdır.

Aslan Burcundaki dolunay sürecinde, Ay-Güneş karşıtlığının tezahür ettiği anın derecesinde, evrensel kardeşliğin, sezgisel farkındalığın ve evrensel aklın simgesi Kova (Saka) burcunun dodekatemoria olarak konumlandığını görmekteyiz ki; Saka burcu insanlığa hümanist ve idealist bir tonda bilgi akıtan, geleceğe dair umutlarımızı ve ümitlerimizi sembolize eden, ‘yaşamın gurmesi’ olarak nitelendirebileceğimiz  bir burç sürecidir. Bu bağlamda bu dolunay sürecinde geçmişin-şimdinin-geleceğin eş zamanlı olarak tezahür ettiği ‘an’ a bilinçli bir farkındalıkla odaklanmak,; bilinçdışımızın dehlizlerinden bireysel gerçekliğimize dair birçok bilginin bilincimize damıtılmasına olanak sağlayacak gibi görünmekte bu bağlamda tek başınalık zaman kalitemizi arttırarak meditasyon süreçlerimizde derinleşmeyi araştırmamız işlevsel olacaktır. 

Dolunayın tezahür anında yükselen çalışkan, mükemmeliyetçi, zihni sinir Başak burcu, bizlere öz doğuştan var olan yeteneklerimize konsantre olurken yaşam döngümüzdeki ayrıntılara serinkanlı bir ritimde önem vermemizi  işaret ediyor toprak elementinin değişken niteliğindeki burcu Başak’ın  yönetici gezegeni; yeryüzünde ve eş zamanlı olarak yeraltı diyarında bulunabilen tek Tanrı Hermes (Merkür gezegeni) ise Hades  (Plüton gezegeni) ile Oğlak burcunun azimli topraklarında bir araya geliyor. Bu birleşim açısı; ruhumuzun titreşim formunun fiziksel tezahürü olan omurgamızın öz doğası hakkında birçok bilginin aklımızda belireceğini hem de Ay ve Güneş’in, Dane Rudhyar’ın deyimiyle “evrensel ruhun yaratıcı gücü”,  Uranüs gezegeniyle uzlaşı arayışını göz önünde bulundurduğumuza, öz hakikatimize dair önemli hatta kendimizden dahi bir sır gibi sakladığımız bilgilerin aniden bilincimizde uyanabileceğini göz önünde bulundurabiliriz. Bununla birlikte Ay-Uranüs-Güneş’in oluşturduğu T-kare açı kalıbının kilit noktasında (Apex noktası) konumlanan Uranüs gezegenin Balık burcunda yer alan Venüs gezegeniyle yaklaşan sekstil açısı, bizlere bu kilidi açacak, yarınımızın inşasına başlamamıza araç olacak anahtarın kodunun “ilahi aşk” olduğunun da altını çizmekte.

Önümüzdeki süreç (5 Kasım 2023’e değin) özümüzdeki bilge çocuktan çok fazla bilgi sağlayarak, öz potansiyelimizi Dünya sahnesinde ışımamıza destek verirken, kendi iç sesimize ne ölçüde sadakatle bağlı olduğumuzu da test edici nitelikte. 

“İçimizdeki çocuk kalbimizde yaşıyor. Kalbimizi içimizdeki çocuk’a açtığımızda herkese de açmış oluyoruz. İşte gerçek gücümüzün kaynağını böyle buluyoruz.” —Lucia Capacchione—

Öz olarak, 8 Ağustos 2021 tarihinde Ay ve Güneş’in Aslan burcunun yaratıcı, cömert, sevgi zemininde birleşerek (Ay-Güneş birleşim açısı = Yeniay) başlattıkları Ay Döngüsü 5 Şubat 2023 tarihindeki Ay-Güneş karşıtlığıyla (Ay-Güneş karşıt açısı = Dolunay) taçlanırken özellikle 8 Ağustos 2021-9 Mayıs 2022 zaman aralığında ve pek tabi 9 Mayıs 2022 tarihinin izinde başlattığımız her şeyin neticesini apaçık görme ve muhasebe etme zamanındayız, 5 Kasım 2023 tarihinde (Ay-Güneş kare açısı/ Ay Son Dördün fazında)  Ay-Güneş bu Ay Döngüsündeki son tangolarıyla  süreci tamamlayıncaya dek içimizdeki çocuğu anlayışla dinlemeyi seçmek  böylece gerçek gücümüzün kaynağıyla temas etmeyi seçmemiz işlevsel olabilir. 

Işık Olsun!