Bizi ahmaklığımızdan tek kurtaracak güç

Finaller başlamıştı. Önümde tarihin çeşitli evrelerinden notlar yığın halinde duruyorlardı. Ezberlenecek onlarca tarih, Arapça, Latince, Osmanlıca, Türkçe yüzlerce isim ve ünvan, hepsi birbirine benzeyen ama karıştırılmaması gereken olaylar, şehirler, sonuçlar...

Nereden başlasam daha kolay olur diye düşünürken gözüm Kırım Savaşı notlarına çarptı. 1853-56 arası. Şöyle dediğimi hatırlıyorum: "iyi, 3 seneymiş. Kolay. Çalışmaya bundan başlayayım!"

Şuan imkanım olsa ve Kırım Savaşı'na "kolay" diyen Tülin'in yanına ışınlanabilsem, kafasına bir tane patlatır ve eklerdim: "ancak dile kolay!"

Kırım Savaşı 3 koca sene sürdü. Yaklaşık rakamlarla Osmanlı 180 bin, Müttefikleri 180 bin, Rusya 300 bin kayıp verdi. Bu kayıpların üçte biri çatışma esnasında hayatını kaybederken, üçte ikisi yaralanma ve hastalık sebebiyle öldü. Bu esnada karın ağrısı ve ekonomik sıkıntılarla savaşın bitmesini bekleyen halkları saymıyorum bile. İşte bu tarihin görece önceliklenmeyen bir savaşının yaşattıkları. Peki ya dünya savaşları? On yılı aşan Balkan Savaşları? Yüz yıllık salgınlar?

Ne kadar okursak okuyalım, incelersek inceleyelim, tarihi hep duygusuzca, anlamadan ve asla manasına eremeden, sığır gibi okuyan tarihçiler olduğumuzu, ben bu pandemide öğrendim.

Bir buçuk senelik pandemi deneyiminin bile bizlerde yarattığı hasarı ve ağırlığı görünce, nasıl saygısızca geçmişin üzerinde oynaştığımızı fark ettim ve "bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı" derken Ersoy'un ne kadar gerçek bir bilinç ve sorumluluktan bahsettiğini sonunda idrak ettim.

En umursamadığımız tarih. Ancak bizi ahmaklığımızdan tek kurtaracak güç de odur. Çabuk kurtuluş gelecekte ve bilimde olabilir. Ancak nihai ve gerçek kurtuluş herkesin geçmişi bilmesi ve sindirmesindedir.

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: [email protected]

www.youtube.com/user/thejenrachelblack