Delikli Taş'tan 'yeniden doğarak' geçtim
31 Temmuz 2021 Cumartesi sabahı bir gün önce konaklamak için yerleştiğimiz otelden yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunan Hacı Bektaş-ı Veli’nin haremine ve yine oraya birkaç dakika uzaklıktaki Delikli taşa gitmek üzere öğrencilerim, arkadaşlarım ile yola çıktık.
Niyet Kapadokya, kısmet Hacı Bektaş-ı Veli
Aslında bu yolculuk tamamen sponten gelişmişti. Derslerimizden birinde bir öğrencilerimin önerisi ve yine bir arkadaşımın emekleri ile gezi rotamız belirlendi. Yakın zamanda gitmeyi düşündüğüm yerlerin belki de sonuncusu olarak aklımda olmayan Kapadokya’da karar kıldık.
Tüm hazırlıklar yapılırken ben de "acaba buraya gidişimin bir sebebi var mı" diye düşünüyordum.
Daha önceki yazılarımdan hasbel kader bir yerlere gitmediğimi fark etmişsinizdir.
Menzilin Kapadokya olduğu kesinleştikten sonra acaba nerelere gitmeliyiz araştırması başladı. Arkadaşımla tam da bu konular üzerine istişare yaparken kardeşimle yaptığımız bir konuşmada Hacı Bektaş-ı Veli’de delikli bir taş olduğunu anlattı.
Yaklaşık altı ay önce gördüğüm rüya gerçekleşti
Aynı gün uzun zamandır tuttuğum rüya günlüğümde bir şey ararken gözüme yaklaşık altı ay önce gördüğüm bir rüya ilişti. Öğrencilerimle delikli taşa gidiyormuşum. Böylece gitmem gerektiğine bir kez daha ikna oldum.
Yazının bu kısmında delikli taş konusunu sona bırakarak biraz Hacı Bektaş-ı Veli’den bahsetmek istiyorum.
Hacı Bektaş Veli akla ve bilime vurgu yapan gerçek bir inanandır. Asıl ismi Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata’dır ve Horasan’ın Nişabur şehrinde 1281 yılında doğmuştur. İlk eğitimin Ahmed-i Yesevi’nin eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu’ya gelmiştir.
Anadolu’ya gelişinin ve bugün hareminin bulunduğu yere yerleşmesinin sebebi halen bahçesinde bulunan dut ağacı olduğu aktarılmaktadır.
Rüyasında gördüğü dut ağacını bulduğunda artık burada yaşamaya başlamıştır. Yine bu dut ağacının kurumasının kıyametin yaklaştığına dair inançlar bulunuyor.
İçeriye huzurlu bir enerjinin girdiğini fark ettim
Hacı Bektaş-ı Veli’nin haremine dua etmek için girdiğimizde içeriye huzurlu bir enerjinin girdiğini fark edip o yöne doğru gittim. Daha sonradan Bektaşi annesi olduğunu öğreneceğim bu yaşlı kadının söylediklerine kulak kabarttım. Yüz bir yaşında olduğundan, İzmir’den geldiğinden çeşitli hastalıkları bulunduğundan bahsediyordu. Ben de hastalıklarına şifa mı arıyor diye düşündüm. Fakat bu pamuk nine “ Ben gelemezdim, erenler çağırdı; geldim.” diyerek duasına başladı ve etrafını sararak kendisine saygı gösteren insanların eşliğinden dua etti. Sanırım ruhundaki huzuru yazabileceğim bir kelime yok bu sebeple bu Bektaşi annesi için ben az söyledim siz çok anlayın.
Delikli Taş'tan geçmek
Gelelim adına çilehane denilen giriş ve çıkışı bulunan ve tepeye yerleşmiş Delikli Taş’a. Mağara girişi bir insanın yürüyerek girebileceği genişlikteydi.
Mağaranın içerisinde yüksekçe bir yerde ve bir insanın zorlukla geçebileceği bir delik vardı. Hacı Bektaş-ı Veli’nin burada inzivaya çekildiği ve kırkbirinci günün sonunda ise mağarada delik açıldığını kendisinin de bu delikten geçtiği söylenmektedir. İşte bu rivayet neticesinde günahı olan insanın zayıf dahi olsa bu delikten geçemeyeceği, deliğin onu sıkacağı ancak bir adak adayarak serbest kalabileceği şeklinde inanışlar var. Günahı olmayanların ise delikten rahatça geçebildiği de inanışlar içerisindedir.
Bu noktada naçizane fikrim ve bir araştırmamı sizlerle paylaşmak isterim. Anadolu’da bir çok yerde delikli taşlar ve şifa dağıttığı düşünülen bölgeler vardır. Bu ritüeller günümüzde de devam etmektedir. Hatta yıllar önce yazdığım “Havva Nine” yazımda böyle bir ritüeli yazmıştım. Dileyenler o yazı mı da okuyabilirler.
Esasında delikli taşın hikayesi pagan inançlarına kadar gider ve bu topraklarda bu ritüeller bin yıllardır isim değiştirerek kök salmıştır. Anne rahminde yeniden var olarak doğumun gerçekleştirilmesi ya da drama edilmesi ile yeniden doğmuş, hayat bulmuş olunur. Belki de bilinçli taklit edilen bu durum doğumumuzu anlamamızı, kim olduğumuzu, bu hayatımızda nerede durduğumuzu anlamamız demektir.
Bana gelince delikli taşta yeniden doğma cesareti göstererek geçtim. Ve bence asıl idrak buradaydı. Doğma cesareti gösterdiğimiz bu hayatı yaşama cesareti de göstermeliyiz.
Havvanur İncekara - Mistikalem.com
Şifalı Taşlar Uzmanı
Karma&Spritüel Astrolog
www.havvanurincekara.com
email: İ[email protected]
twitter : @havvanurincekar
instagram: @havvanurincekara_sifali_taslar
facebook: havvanurincekara.sifalitaslar
- 11 Eylül 2024
- 01 Ekim 2023
-
24 Nisan 2023
Mitokondriyal DNA sadece annelerden değil, babalardan da miras alınabilir?
- 30 Ocak 2023
- 10 Ekim 2022
- 04 Eylül 2022
- 16 Ağustos 2022
- 20 Nisan 2022
- 09 Eylül 2021
- 27 Ağustos 2021
- 11 Ağustos 2021
- 10 Temmuz 2021