Dodekatemoria = “Doğum Haritasının Öz’ü”

25 Temmuz 2024 Perşembe
Dodekatemoria = “Doğum Haritasının Öz’ü”
Dodekatemoria = “Doğum Haritasının Öz’ü”

Dodekatemoria’yı doğum haritasının kökü olarak görebiliriz. Özellikle Helenistik dönem astrologları tarafından yaygın olarak kullanılan bu teknik Vedik astroloji literatüründe “dwad” olarak nitelendirilmektedir.

Dodekatemoria, her burç sürecinin 2.5 derecelik 12 bölüme bölünmesiyle sentezleniyor böylece Zodyak çemberinin içinde yeni mini bir zodyak var oluyor.

Dodekatemoria, her 30°'lik burç sürecinin, ana burcun kendisiyle başlayarak Zodyak çemberindeki burç sıralamasına göre devam ederek, her biri 2,5°'lik 12 Burca bölünmesidir.  Örneğin; İkizler burcunun ilk 2,5 derecesi İkizler ardından 2,5-5 derece arası Yengeç, 5-7,5 derece arası Aslan, 7,5-10 derece arası Başak, 10-12,5 derece arası Terazi……27,5-30 derece arası Boğa burcu dodekatemoria olarak konumlanmaktadır.

Doğum haritamızda özellikle yükselen derecemizin ve Işıkların (Ay ve Güneş) yer aldığı derecenin dodekatemoriasının hangi burç zemininde köklendiği,  ve bu burcun yönetici gezegeninin hangi evde konumlandığı yaşam döngümüze farklı bir perspektiften dokunmamıza vesile olabilir.

Örneğin;

Analitik psikoterapinin kurucusu Carl Gustav Jung ‘un (26 Temmuz 1875/19:29/Kesswil,Switzerland)   doğum haritasında ufukta, var olan koşulları reforme etme hususunda güçlü bir kararlılığa sahip, evrensel aklın-evrensel kardeşliğin ve sezgisel farkındalığın simgesi;  Saka (Kova) burcunun 03° 08'  derecesinin yükseldiğini görüyoruz ki yükselen burcun yöneticisi, bizlere öz doğamıza uygun davranmamızı hatırlatan bu bağlamda ruhsal sağlığımızı en çok gözeten- korku duygulanımlarımızı ve gölge yönlerimizi simgeleyen, zamanın ve maddenin sınırlarını bize öğreten;  Satürn gezegeninin de haritanın yükselen burcunun içerisinde konumlanması ve psikoloji literatürüne yeni bir boyut kazandıran bilim insanı Jung’un  “Bir kişinin en çok korktuğu şeyi bul, bu onun bir sonra gelişeceği yerdir.” sözlerinin en iyi özetini yansıtıyor gibi, ne dersiniz? Şimdi Jung’un doğum haritasında yükselen ve Güneş burcunun derecesinin dodekatemoriasına kısaca bir göz atalım:

ASC (yükselen burç) derecesinin dodekatemoria’sı Balık burcunda konumlanıyor. Jung’un hayatın ruhsal (tinsel) bir amacı olduğuna inanması ve kollektif bilinçdışı kavramını psikoloji literatürüne kazandırması, kollektif bilinçdışında köklenen evrensel sembollere (arketip kavramı) üzerine yoğunlaşması, hiçlikten beslenen Balık burcunun yaratıcı, ruhsal ve spritüel coğrafyasını yansıtmakta.

Balık burcunun yönetici gezegeni; Jüpiter  (23°  47' ) ise, doğum haritasının ‘dharma’yı sentezleyen kehaneti-ruhsal öğretileri simgeleyen 9. evinde Terazi burcunda konumlanması ve yükselen burçta konumlanan Satürn gezegeniyle var olan üçgen açı dinamiği; Jung’un “bireyselleşme/içe dönüklük-dışa dönüklük/ anima-animus/ persona” kavramlarını nasıl inşa ettiğini, ‘I Ching’ bilgeliğiyle olan ilişkisini, pek çok yabancı kültürün günlük yaşam ritüellerinin insan psişesi üzerindeki etkileşimini keşfetme yönündeki ilgisini ve psikolojik analizlerinde astrolojiden yararlanmasını da aydınlatmakta.

Jung’un haritasında Güneş,  Aslan burcunda (03° 18' ) “Başak” burcu dodekatemoriasında konumlanmaktadır.  Başak burcunun ölümü/dönüşüm sürecini, okült ve metafizik konularını anlatan 8. evde konumlandığını ve yönetici gezegeni,  bilinç-bilinçdışı arasındaki genliği simgeleyen; Merkür’ün iş-çalışma sahamızı ve sağlık koşullarımızı nitelendiren 6. evde değerlendirme fonksiyonumuzu sentezleyen Venüs gezegeniyle insanlığın burcu; Yengeç’in besleyici-koruyucu sularında birleştiğini görmekteyiz. Jung’un doktora tezi sürecinde okült fenomenlerle patolojik bağlantıları irdeleyerek psikoloji zemininde insanlığı besleyici bir yolculuğuna başlaması pek de şaşırtıcı görünmüyor ne dersiniz ayrıca 1940 yılı akabinde çalışmalarını simya üzerine odaklaması nasıl güzel bir eş zamanlılık?