Güneş 23 Ekim'de Akrep burcu sürecine geçiyor
Tahterevalliye binmeyi sever misiniz?
Bir tatlı huzur almaya gelmiştik “Sonbahardan ki; bir aşağı – bir yukarı; bir yukarı-bir aşağı ritmi ile Ekim ayı bizlere herhangi bir süreçte dengeye varabilmek adına her şeyin bambaşka bir hikayesi olabileceğini göz önünde bulundurmamızın, tahterevallinin diğer ucuna neyi/nasıl koymayı seçtiğimize pür dikkat kesilmemizin, içsel öz şarkımızın melodisine odağımızı yöneltmemizin ve gölge yönlerimiz ile bütünleşmenin önemini vurguluyor çünkü “Sert ve Ötesi” bir kış süreci kapımızda…
Tahterevallinin karşı kutbunda oturan bir diğer siz; sizi en tepede asılı bırakır ise tahterevalliyi yeniden dengeye getirecek gücünüzü ortaya koyacak motivasyon dinamiğinizin besin kaynağını yeterince iyi tanıdığınıza emin misiniz?
Bizi en zirveye çıkaran güç, bizi en çok aşağı çekmeye çalışan güç dinamiği ile eş değerdir. Benliğimizin derin katmanlarına nüfuz etmek için kendi içsel dinamiklerimize yönelirken eş zamanlı olarak bilinç olarak yükselir; içsel öz zenginliğimizi keşfederiz.
Güneşin 23 Ekim tarihi itibari ile yaşamın tohumda devam ettiği bilincini ışıyan Akrep burcu sürecine geçmesi ile birlikte; tahterevallinin diğer ucuna oturmayı seçtiğimiz dinamiğin kökündeki ana motivasyon kaynağını daha derinden analiz edebileceğiz.
“Birlikten kuvvet doğar”
Efendim? Yoksa yükseklik korkunuz mu var? Ya da yaşamı hissetmekten kendi kendinizi alıkoyduğunuz başka bir korku duygulanımları?...
20 Ekim’de Koç burcunun ‘Kova’ burcu dekanında (dodekatemoria) Satürn gezegeninin kısmi asalet ışığında tezahür edecek dolunay süreci işte tüm bu korku duygulanımlarının çekirdeğine değin gerçekleşecek bir dönüşümü vurguluyor; ve diyor ki: “Birlikten kuvvet doğar.” Koç burcundaki dolunay sürecini zihninizde canlandırabilmeniz adına “Karayip Korsanları Siyah İncinin Laneti” filmini bir kez daha izleminizi öneriyorum. Dolunay sürecinde tahterevallinin bir ucuna Güneş Terazi burcunda ve diğer ucuna Ay Koç burcunda karşı karşıya oturduklarında bu kaldıracın destek noktasını dönüşüm sürecinin , yeniden doğumun, birlik bilincinin, ‘iyileşme’ sürecinin simgesi Plüton gezegeni var ediyor; ve Mars kısmi asaletinde yer alan Neptün gezegeni ile Satürn gezegenin kısmi asaletinde yer alan Plüton arasındaki destekleyici açı; kendi içimizdeki iyileşme gücünün ile destekleyerek; bizleri yaşamın öz dinamiğini hissetmekten, birlik bilincinde var olmamıza engel teşkil eden içsel ağırlıklarımızı zihnimizde çözümleyerek özgür bıraktıkça tahterevallinin dengesini sağlayabileceğimize işaret ediyor.
Dolunayın kuvvetli ışığı 23 Nisan 2020 Boğa burcunda tezahür eden Yeniay süreci ile başlattığımız her şeyin neticesini aydınlığa kavuştururken eş zamanlı olarak kollektif bilinç boyutunda insanlığın varoluşsal doğasına ilişkin birçok bilimsel bilgiyi güçlü bir biçimde zihnimizde aydınlatıyor.
Koç burcundaki dolunay; kendini okuyabilenin bu süreçte en kuvvetli olan olduğunu; “bilgi” nin en önemli ve en güçlü zenginlik kaynağı olduğunun altını çiziyor.
Öz olarak Ekim ayına bizi derin uykumuzdan uyandırmaya vesile olan bir lanet ile başladık şimdi ise yaşamı deneyimlememizin önünde duran her şeyden çekirdeğimize değin arınarak yeniden doğmamıza vesile olacak bir lanet ile nokta koyuyor, dönüşümün güçlü itkisi ile ‘Sarsıcı Kasım ayı ‘ sürecine geçiş sağlıyoruz…
5 Kasım Cuma günü; Akrep burcunun 2. dekanında Merkür gezegeninin kısmi asalet ışığında doğacak Ay, Boğa burcunda Merkür gezegenin kısmi asalet ışığındaki Uranüs ile olan karşıt açısı ile bizlere yaşamın tohumda her daim devam ettiği dolayısı ile hiçbir şeyin kaybedilemeyeceği hakikatini zihnimizde sözlerin büyülü yaratım gücü ile vurguluyor.
Evet Ekim ayının ortasına varmış iken bu aşkın gücünü vurgulayan aya nasıl başladığımızı akıl labirentimizde bir aşağı bir yukarı ilerleyerek adım adım gözden geçirelim: Ekim ayına geleceğe odağımızı yönelterek Ay Yengeç burcunun son dekanında “Son Dördün Ay” fazında bizim için önemli/değerli olanları yaratma ve kendi zirvemize doğru emin sağlam adımlar ile ilerleme motivasyonu ile başladık…
21 Eylülde Balık burcunda tezahür eden ve 24 Mart 2020 Koç burcundaki Yeniay sürecinde başlattığımız her şeyin sonucunu aydınlatan Satürn gezegeninin kısmi asalet ışığında, Neptün gezegeni ile birleşen “Anlayışlı” dolunayın ışığı “Uyuyan Güzel” masalı tadında idi. Hatırlarsınız ki; Uyuyan Güzel’i sonsuz uyku süreci ile lanetleyen kötü kalpli perinin öz hikayesini “Malefiz” adlı yapımda izlemiştik. Malefiz; çok iyi niyetli, saf, güzel bir peri iken çok sevdiği ve güvendiği kişinin onun saf ebedi sevgisine ihaneti sonucu deneyimlediği derin hüzün ve acı onun özündeki karanlık yönünü ortaya çıkarmasına ve gölge yönleri ile bütünleşmesine vesile olmuştu…, hikayeyi anımsadınız değil mi? Gerçek aşkın öpücüğü; bizleri de tutsak eden derin maddi dünya alem yanılsamalarından uyandırabilecek en önemli güç.
Balık burcu sürecindeki dolunayın ışığı anlayışlı bir tonda “biri olmadan diğeri de var olamaz” diyerek; bizleri kendi gölge boyutumuz ile birleşmeye davet ediyordu. Eş zamanlı olarak bu süreç; ‘bazen bir lanet bizim en büyük destekleyicimiz/koruyucumuz olabilir mi? Sorusunun yanıtını zihnimizde aydınlattı. Herhangi bir olay sürecinde herkesin kendi hikayesine göre haklı/doğru olduğu deneyimleri vardır, değil mi?
İşte Ekim ayına her an her şeyin mümkün olabileceğini anımsayarak ve aklımızın bugüne değin sapmadığımız farklı koridorlarında ilerlemeye yönelten dönüştürücü enerjisi ile merhaba demiştik. Bu süreç bizleri, yaşam döngümüzün ritminde derin bir araştırma yürütmeye özellikle kendimizle olan ilişkimizde doğrularımızı/yanlışlarımızı/haklı-haksız olduğumuzu atfettiğimiz süreçleri bir kez daha gözden geçirme fırsatı sundu nitekim Ekim ayına; bilinçdışı-bilinç arasındaki sarmal dokunun genliğinden sorumlu Merkür gezegenin geri hareketi ile başladığımızı da hatırlayalım. Ve bugün (18 Ekim/Pazartesi) Merkür gezegeni normal seyrinde ilerlemeye başlarken aklımızdaki labirentten yeni çözüm yolları keşfetmiş olarak çıkıyoruz.
Ekim ayının. genel tonunu Jose Mauro de Vasconcelos un ölümsüz eseri “Şeker Portakalı” ile oldukça özdeşleştirdim. Nitekim Tanrıların habercisi Hermes geri hareketi ile bizlere içsel şarkımızın ritmini dinleme şansı verdi.
“Bazen beklemek lazım, en güzeli için.”
“Ben değişirsem, her şey değişir.” Sözde söylemesi kolay değil mi? Ancak o ilk adımı atmak ve başlangıç yapmak bu ay için biraz puslu, kafamızın içinin biraz karışık olması ve net bir karara varmamamız gayet olağan. Nitekim yaşam enerjimizin bilinçli doğasını simgeleyen Güneş ve eylem fonksiyonumuz Mars gezegeni ilişki dinamiklerinin ustası Terazi burcunun adaletli doğasında konumlanmaktalar ve 6 Ekim de tezahür eden Terazi burcundaki Yeniay, “Truva Atı” hikayesi tadında idi (bir önceki gönderide okuyabilirsiniz). Yeniayın ışığı ile birleşen Mars gezegeni bizlere “Sapere Aude” der iken; bilmeye cesaret edecek isek aklımızın kılıcını stratejik bir kuvvetle yönetmenin önemini vurgulamakta idi. Yeniayın sonuçlarını dolayısı ile aklımızı ne denli stratejik bir boyutta yönetebildiğimizi 6 Nisan 2023 tarihindeki Terazi burcundaki dolunay sürecinde göreceğiz.
Şimdi hatırlamamız gereken en önemli bilgi: “karşıtlıkların bir yanılsama olduğu ve her daim her şeyin aynı özü içerdiği.” Her seçenek, her yol bir diğeri kadar değerli ancak bir seçim gerçekleştirdiğimizde diğer tüm seçeneklerin ölümünü göğüslemek ve seçtiğimiz yolda ilerlemek durumundayız, işte bu noktada akıl: “acaba doğru yolda mıyım?” sorusu ile bizi seçtiğimiz yoldan alıkoymak isteyebilir ancak hangi yolu seçmiş olursak olalım varacağımız nihai hedef noktasının “kendimiz” olduğu bilinci ile bilincin kuvveti ile yol almayı seçtiğimizde içsel bilgeliğimizin dingin ışığı ile yolumuzu aydınlatabiliriz.
Herhangi bir karar verirken referans noktamız nedir? Ve zamana bağlı doğamız ile sonsuz doğamız arasında nasıl bir arabuluculuk gerçekleştirmeyi seçiyoruz? Sorularının yanıtları ile rahatlıkla buluşabileceğimiz Ekim ayı bizlere “Evlilik hakkında her şeyi” hafızamızda uyandırarak güçlü ve ilahi adaletlin yerini bulduğu bir veda gerçekleştirecek gibi görünüyor.
“Evlilik” süreci; kadim yoga üstadlarına göre aydınlanma yolculuğundaki en üst basamaktır. Karşında daima seni sana aynalayan bir eş ile bir arada harmoni yaratmak ve dengede var olmak güçlü bir zihin ustalığı gerektirir. İlişkiler bizleri sihirli bir ritimde dönüştürürler ve öz hakikatimiz hakkında içgörüler, bilgiler sunarlar. Fizyolojik bedenlerimiz nasıl ki; hayatı deneyimlemek için bir araçtan ibaret ise eş zamanlı olarak ilişkiler de kendi hakikatimizi deneyimlememiz için bir araçtır.
Geçmişi değiştirmek, geleceği değiştirmektir bu nedenle bu pek olası olmasa da geçmişten geleceğin bilgisini eş zamanlı olarak gelecekten geçmişin bilgisini uyandırabiliriz. İşte Ekim ayına hangi yönde bilgiyi uyandırma niyetinde olduğumuz ile Ay ‘hafıza’ yı simgeleyen Yengeç burcu sürecinde iken başlamıştık, hafızamızın kapıları arasında yeniden değerlendirmeler gerçekleştirirken rehberimiz: ‘özgür nefesimizin ritmi’ idi. Ekim ayını Güneş ve Mars ın Akrep burcundaki yolculuğuna başlaması ve Ay Başak burcunda ilerlerken başlıyoruz! Şimdi yaşamı tohumdan yeniden var edebilmek adına açığa çıkan kuvvetli bilgilerin asıl zenginlik kaynağı olduğunu zihnimizde çözümleme vakti !
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024
- 03 Eylül 2024
- 25 Temmuz 2024
- 01 Haziran 2024
- 20 Mayıs 2024
-
10 Mayıs 2024
"YAŞAMAYA BAK DOYA DOYA" = Boğa Burcunda 'İyimser' Bir Ay Döngüsü
-
05 Mayıs 2024
ŞEYTANIN BACAĞINI KIRMAK =Zeus ile Prometheus un Yeni Yolculuğu
- 04 Nisan 2024