Hayalgücü ve gerçek üzerine

İnsan aklı saf uydurma bir hayat ile betondan bir gerçeklik arasında salınıp duruyor. Hayal kırıklığından muzdariplerin işlevsel rüya ve zihni yaratımları bile nefretle andığı, değersizleştirdiği anlardan, inanmaktan başka işleve takati kalmamışların gerçekliği flulaştırdığı hatta mesnetsizce çarpıttığı durumlara savruluyoruz.

Aynı döngüleri bireysel hayatlarımızda da yaşıyoruz. Ya olmaz mitlere imanla gerçekliği zihnimizde bloke ediyoruz ya da gerçek olana taparak, en ufak kurguyu kafir ilan ediyoruz.

Oysa kurgu ya da hayal potansiyel gelecektir bir yerde. Bu hayal ister sembolik gerçekleşsin ve rüyalara, mitlere, fantezilere dönüşsün, ister gündelik akışın getirebileceği olasılıklara göre hesaplanmış olsun, her halükarda yaşamadıklarını da yaşamlandıran ya da yaşadıklarının anlamını tekrar organize eden insana dairdir.

Neticede gerçek de hayal de aynı unsurdan, insandan beslenir. İkisi aynı hikayeyi başka lehçelerde anlatan soydaşlar gibidir, ikisi iki ayrı yöne sapan yollar, iki başka şeyin kapısı, gerçekten sanıldığı kadar da kırılma noktası değildir.

Hayal de kurmalı insan, senaryo da yazmalı olasılıklara dair. Gerçekliği de göz önünde bulundurmalı. Neticede iki durumun da ortaya koyduğu, kendine dair fısıldanan nüveyi görmeye odaklanmalı. Kabusu ve arzusunun, kurgusu ve eyleminin ortak noktası olan, ona dair şemayı bulmalı.

O şema daima aynıdır. Ve şeması neyse insanın, gerçeği de kurgusu da bunu yansıtır.

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: [email protected]

www.youtube.com/user/thejenrachelblack