İnsan sade olduğu kadar özgür, ne istediğini bildiği kadar güçlü

20 Ağustos 2019 Salı
 İnsan sade olduğu kadar özgür, ne istediğini bildiği kadar güçlü
İnsan sade olduğu kadar özgür, ne istediğini bildiği kadar güçlü

İnsan genelde, söylenmeden, talep edilmeden, aniden gelen nimetin, değer görmenin çok "pozitif" bir şey olduğunu düşünme eğilimindedir. Uğruna didinmediğimiz işten gelen teklif, hoşuna gitmek için çabalamadığımız karşı cinsten gelen ilgi, alın teri dökerken kuruşuyla bile ne yapacağımızı hesaplamadığımız, ikramiye.

Oysa hayatın bu tip teklifleri alışverişte bir anda karşımıza çıkan indirimli ürünler gibidir: "şimdi yüzde 45 daha ucuz, üstelik kargo bedava!"
Alırız.

İstemediğimiz, istemeyi düşünmediğimiz, zihnen hazır olmadığımız o ürünü, o ürünün o markasını.
Sonra o şey kullanılmayı talep eder. Spor yapmak istemezken indirimde diye alınan spor aleti mesela. Talep gerçekleşmedikçe alanın üstüne "spor yapmıyorsun, spor yapman lazım!" diye bir de yük bindirir. Evin içinde bir bölümü plansızca işgal eder, bir yere sığmaz, alıcının yaşam alanını darlar. Birden ürün, sahip olmuştur, alıcı köle. Çünkü alıcı, aslında bilinçli istekte olmadığı bir ürün için para vermiş, onun için evinde yer açmış, onu kullanmak üzere gayriresmi bir söz vermiştir. Sonunda bu gerilim, alıcıyken köle durumuna döşen tüketici açısından dayanılmaz hale gelir ve ürün atılır.

Niyetiniz olmadan önünüze düşen iş fırsatlarını düşünün. Bir süre sonra, uğruna izinsiz, uykusuz kaldığınız hani? Gönlünüz olmadan size karşı cinsten gelen ilgileri düşünün, hani bir hafta sonra "yazdı mı" diye sizi telefon ekranlarına kitleyen? İkramiye ödemelerini düşünün, üç gün önce varlığından haberiniz olmayan parayı, hesaba on dakikada bir girip, yattı mı diye kontrol ettiğiniz!

İnsanın ağzı her ne kadar didinmekten, çabalamaktan bıktığını söyleyip dursa da, hep bir şeylerin eksik kaldığını ağlasa da, içi gerçeği bilir.

İnsan sade olduğu kadar özgür, ne istediğini bildiği kadar güçlü, o isteği için çabasını ortaya koyduğu kadar karizmatiktir. antilobu avlayan kaplandır estetik olan, hayvanat bahçesinde bakıcısının attığı bonfileyi kemiren kedicik değil.

Bize parıltımızı, süsümüzü, çekiciliğimizi yani otantizmimizi veren bu koşma, bu av çabasıdır, indirimli ürünler, bedava şekerler değil.

Otantik OLUN!
Alışveriş kölesi değil.

Caput Draconis - mistikalem.com