İzmirli Ksenofanes, Asperger sendromu, Taliban ve Gazap Tanrısı
MÖ 7. yüzyılda İzmir/Menderes/Değirmendere Köyü'nün sınırları içinde Kolofon adlı bir şehir vardı. İşte bu şehrin yetiştirdiği ünlü bir düşünürdür, Ksenofanes, Milattan önce 570'de burada doğmuştur. Sıradışı bir insandır, felsefe ile yaşama sanatı arasında bir noktada durur.
Ksenofanes, insanların inandıkları Tanrı'yı kendilerine benzettiklerini farketmiştir, şöyle yazar: "Habeşler tanrıların kara ve basık burunlu, Trakyalılar ise mavi gözlü ve kızıl saçlı olduklarını söylerler."
Ksenofanes, Habeşlerin kendileri kara ve basık burunlu, Trakyalıların kendileri mavi gözlü ve kızıl saçlı olduğu için Tanrı'yı da böyle tasavvur ettiğini vurguluyordu. Ksenofanes buradan hareketle çarpıcı bir benzetme yapar: "Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsaydı ve onlar elleriyle insanlar gibi resim yapmasını ve sanat eserleri meydana getirmesini bilselerdi, atlar tanrıların biçimlerini atlarınkine, öküzler öküzlerinkine benzer çizerlerdi ve onların her birine de kendi türlerine uygun bedenler verirlerdi."
Muhtemelen İbrahim ve Musa peygamberlerin mesajını duyup benimsemiş olan Ksenofanes "ne biçim ne düşünce bakımından insanlara benzer olamayan tek bir Tanrı vardır." der.
Şimdi gelelim Taliban'a.
Taliban'a geçmeden şunu belirtelim din olarak bildiğimiz şeylerin % 99'u yorumdur. Ve her yorum beşerîdir, ilahî değildir. Din olarak bilinen şeylerin neredeyse % 99'ı âlim de olsa insanların yorumudur. İlahî olan ile insanî olanı birbirine karıştırmamak gerek. Vahiy ilahîdir, yorum ise insanîdir. Yorumlar tarihsel, coğrafi, toplumsal, ekonomik ve kültürel koşullardan çokça etkilenir. Bu bakımdan yorumları din saymak, beşerî olanın ilahî olduğunu iddia etmek kadar saçmadır.
Yorum, yorumcunun birikiminden, kişiliğinden, içinde yaşadığı kültürden etkilenir. (Örneğin İmam Şafii'nin mezheb-i kadim, mezheb-i cedid olmak üzere farklı iki çizgisi vardır. Hanefi mezhebinde namazı bozan şeyler hakkında mütekaddimin ve müteahhirin âlimlerin görüşleri birbirinden farklıdır.
Elbette yorumların da bir değeri vardır ama göreceli bir değerdir bu ve asla Mutlak geçerli değildir, Din değildir. İslam bilgilerinin böyle bir iddiası olmamıştır. Modern zamanlarda türeyen paranoid tipler hariç.
İslam dünyasının kan gölüne dönmesinin bir nedeni budur: Mezhepsel yorumların göreceli doğru değil de mutlak geçerli sayılması.
Dinsel, sanatsal, hukuksal hatta bilimsel vs farketmez bir metnin literal yorumu da yapılabilir hermenötik yorumu da.
Aradaki fark şudur: Literal yorum, yan anlamı, mecaz anlamı, terim anlamı hesaba katmaz, lafzî yorum yapar; bu bakımdan indirgemecidir. Hermenötik yorum ise çok boyutlu anlama odaklanır; bu bakımdan mümkün olduğunca geniştir ve gerçekçidir.
Taliban'ın geleneği lafzî yorumlaması kendi sorunudur, lakin bu lafzî yorumu, devlet aygıtı üzerinden Allah adına insanlara dayatması Din'in de Dil'in de İnsan'ın da doğasına terstir. Taliban'ın Din'i kendi algılarına indirgemesi, Din'i kendine benzetmesidir, kendi gibi kaba-saba, kendi gibi kalpsiz-ruhsuz bir inanışa dönüştürmektir. Bu bir fanatizmdir.
İster fanatik dindar olsun, ister fanatik marksist, ister fanatik kapitalist... ideolojik eksendeki algıları aspergerliler gibi düz mantıktır. Asperger sendromlularla hayat yürümez.
Taliban'ın tanrı algısı daha çok Musevilerdeki "Gazap Tanrısı" modeline uygun düşmektedir, her an insanın hatasını kollayan, yakaladığında çarpan, insanı obessif kompülsif bir yaşam tarzına hapseden bir tanrı inanışı bu.
İslam Geleneğinin ana gövdesi, tefsir, tevil ve işari yorum çizgisiyle hermenötikçi bir çizgide evrilmiştir. Lakin geleneğin kendisi tabulaştırılınca gürül gürül akan nehirlerin yerini betondan nehirler almıştır.
Ali Rıza Bayzan - Mistikalem.com
instagram: alirizabayzan
twitter: @arbayzan
facebook: Ali Rıza Bayzan
- 01 Aralık 2024
- 28 Ekim 2024
- 14 Ekim 2024
- 26 Eylül 2024
- 12 Ağustos 2024
- 12 Temmuz 2024
- 28 Mayıs 2024
- 28 Nisan 2024
- 19 Nisan 2024
-
31 Mart 2024
Ağaçlarla iletişime geçmek mümkün mü? Ağaçlar nasıl haberleşiyorlar?
- 20 Mart 2024
- 11 Mart 2024