Kader Çarkı Sfensk'in Bilmecesi

Klasik tarot destesinde “Kader Çarkı / Wheel of Fortune” adı verilen, kaderde sıçrama anlarına işaret eden bir kart bulunur. Bu kartın orta yerinde bulunan çarkın tam tepesinde bir Sfenks oturur.

Bu Sfenks, Oidipus mitinde bahsi geçen sfenkstir. O sahneye çıktıysa başarı çok yakında demektir çünkü sfenks zafere giden en kısa yolun ortasında oturur ancak önce bilmecesini yanıtlamak gerekir. Kişi bilmeceyi yanlış yanıtlarsa sfenks ona saldırır ve mağlup eder, doğru yanıtlarsa eğilerek kazananı selamlar ve yolu muzaffere açar. İnsan bu noktada bilmeceyi bilecek kadar ermediğine kanaat getirip, daha uzun bir yoldan hedefine ulaşmak için, başka bir rota da seçebilir tabi ama bu sadece cahilliğini kabul edebilecek kadar kibirden arınmış dimağların yapabileceği bir hamledir.

Biz genelde soruyu doğru yanıtlamaya çalışırız. Eğer zafere içsel olarak da hazırsak ve soruyu doğru cevaplarsak ganimet bizim olur. Genelde kendimizi yeterince o ana hazırlamadığımız ya da fırsatla (yani sfenks ve ardındaki ganimetle) çok erken karşılaştığımız için soruyu yanlış cevaplarız.

İmdi, şu iki grubu -soruyu doğru yanıtlayanlar ve soru için kendisine verilen zamanda yeterince hazırlanmayanlar- bir kenara bırakıyorum ve asıl konumuza odaklanıyorum: sfenksle çok erken karşılaşanlar.

Eğer sfenksle sorusuna zaten cevap veremeyeceğimiz bir noktada karşılaştıysak, hatta toyluktan o sorunun, sfenksin ve vaad ettiklerinin muhatabı bile değilken rastlaştıysak, bu bize tahminimizin ötesinde zarar verebilir.

Bir kere hayatın erken bir evresinde, kaldırabileceğimizden, doğru kullanabileceğimizden daha fazla ganimetin sunulması, yaşam standartlarımızı olumsuz etkileyebilir. İnsanın beyninde dopamin (tatmin ve doyumdan sorumlu nörotransmiter kardeşimiz) kademeli olarak üretilir. Eğer ayarını kaçırırsanız tatmin dengesini bozarsınız. Örnek vermek gerekirse sürekli kokainle kafa bulan bir insanı, bir dal sigarayla sakinleştiremezsiniz. Yani hayatta başarılar da adım adım gelince insanı tatmin eder. On adım sonra gelecek bir başarıyı insanın önüne koyup ağzını sulandırırsanız, önceki dokuz adım artık onu kesmeyecektir. Üstelik hazır olmadığımız için o ganimeti zaten elde edemeyeceğiz. 

Toyken sfenksin sorusunu yanlış cevaplamaya mecburuz. Ancak bunun bizim hatamız ya da suçumuz olmadığını anlamayabiliriz. Bir öğrenciye profesörlük verildiğini düşünün. Altından kalkamayacaktır. Ama kendine “e zaten nasıl altından kalkacaktım!” da diyemeyecek, bu cüssesinden ağır başarısızlık altında suçlulukla ezilecektir. Yani kendinden, olabileceğinden, verebileceğinden çok şey bekleyecek, başaramayınca da hak ettiğinden daha fazla suçluluğu sırtına yükleyecektir.

Çok gençken basamakları hızla tırmanmış ancak son etapta sfenksin sorusuna takılıp gerisin geri yuvarlanmış insanlarda, yaşlarının çok üstünde bir yorgunluk, pes etmişlik, eğreti bir bilgelik görürsünüz. Daha başlamadan yaşamdan vazgeçmişlerdir. İlk adımda sonla karşılaşmış, başaramamış ve tümden ipi bırakmışlardır. Zamansız fırsatın coşkusu, manasız yenilginin acısı ve gereksiz suçların ağırlığı, yani yoğun deneyim onları tüketmiştir. Diğerleri gibi doğru sıralamaya göre gidecekleri hayata tekrar dönmek, onları mutlu etmez aksine tatminsiz yapar. Bir kere krallığın kapısını gördükleri için, tekrar o ana gelene kadar yaşamdan keyif almazlar. Zaten kazanamayacakları bir şeyi kaybetmekten kaynaklı bir melankoliyle yaşamda savrulurlar. Tekrar dengeye gelebilmeleri ise yıllarını alabilir.

O yüzden en iyisi zamanında gelen kısmettir. Hazırken, sfenksle yüzleşebilecekken gelen kısmet yeğdir.

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: [email protected]

www.youtube.com/user/thejenrachelblack