Havvanur İncekara Havvanur İncekaraKarma & Spritüel Uzman[email protected]

Karaciğer falı: Anadolu'da Hepatoskopi geleneği

01 Ekim 2023 Pazar
Karaciğer falı: Anadolu'da Hepatoskopi geleneği
Karaciğer falı: Anadolu'da Hepatoskopi geleneği

Kaşıntı, el içlerine kızarıklık, ciltte ve gözlerde sararma, ayak ve bacaklarda ödem, şişkin karın karaciğeriğinizin rahatsız olduğunu gösteren fiziksel belirtilerdir.. Ancak karaciğer rahatsızlık yaşadığını sadece fiziksel değil psikiyatrik belirtiler de belli eden ilginç bir organdır; gün içerisinde durduk yerde ruh haliniz değişiyor, unutkanlık yaşıyor, dikkatsizliğinizden şikayet ediyor ve kişilik değişiminden kuşkulanıyorsanız, karaciğerinizi kontrol etmenizde yarar...

Girişten de anlayacağınız gibi konumuz karaciğer ve onun insanın ruhsal yanıyla ilgisi...  

Hattuşa’ya gitmeden mutlaka ziyaret etmeniz gereken müzenin adı Anadolu Medeniyetler müzesi…. Sizlere bu müzenin ilhamıyla birlikte geçmişten bugüne gelen karaciğer falından bahsetmek istiyorum.

Aslına bakarsanız karaciğerin insan yaşamındaki önemli yeri insanları oldukça değişik bir takım inançlara götürmüştür. Mezopotamyalılar, Hititler ve Etrüsksler hayvan karaciğerlerini veya model karaciğerleri kehanet yapmak için kullanmaktadır.Takdir edersiniz ki bu yöntem özellikler zenginlere hitap eden bir yöntem bazı tapınaklar da birkaç kişinin niyet ederek tek bir adaktan faydalandığını da görmek mümkündür. Bu maddi külfetli geleneğin yerini zamanla astroloji, bakla, duman, kuş gibi kehanet yöntemleri almıştır. Yazımızın konusu bu olmadığı için şimdilik bunu bir kenara bırakıyorum. Karaciğerin insan sağlığı üzerindeki büyük etkisi insan karakteri ve kaderi hakkında da mistik bir inancada sebep olmuştur. Romalı düşünür Marcus Tullius Cicero (M.Ö) 106-43) “ Yeryüzünde falcılığı kullanmyan bir toplum yoktur.” Haklı bir tespitte bulunmuştur. Falcılığın temelinde, insanların tanrının kendileri ile ilgili almış odukları kararları öğrenme isteği yatmaktadır. Bütün eski toplumlar benzeri Hititler ve Etrüskler, tanrısal iradenin soruşturulacağı, ya da tanrısal öğüdün talep edileceği çeşitli tekniklere başvurmuşlardır.

Yazılı belgelerde kendilerinden Bin Tanrılı olarak bahsedilen Hititler kaderlerini bu tanrıların yönettiğine, yaşamları boyunca başlarına gelen tüm iyi ve kötü olayların onlar tarafından verildiğine inanıyorlardı. Bu sebeple kurban ve bayram törenlerinde tanrılarını hoşnut etmek için dua ve adaklara önem vermişlerdir. Hattuşa’da arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan ve devlet arşivlerine dahil edilen binlerce çivi yazılı tabletin çoğu dini içeriklidir bu da onların tanrılardan korku ve saygı konusundaki hassasiyetidir. Dinsel konularda yapılan hatalar veya suçlar, tanrıları öfkelendirebilirdi. Bu sebeple tanrıların ne istedikleri Hititler için çok önemliydi. Hititler somut sorularına tanrılardan yanıt alabilmek için çeşitli yöntemler kullanmışlardır. Bu şekilde falcılık neredeyse, akılcı ve bilimsel şekilde işleyen evrensel bir aydınlanma aracına dönüşmüştür. Bir askeri harekatın rotasını belirlemek, kralın düşmanlarının kimlik ve stratejisini bilmek, yeni kralın tahta çıkması için uygun zamanlar önemli işlerin yapılacağı zamanlar bu soruların içerisindeydi.

Bu sorular sorulduğunda bir fal tekniği ile alınan cevap diğer fal teknikleri ile bir çeşit sağlamaya tabi tutuluyordu. Böylece ellerinden geldiği kadar işlerini sağlama almaya çalışıyorlardı. Kantuzili’nin duası bizlere bu konuyu ne kadar önemsediklerini gösterebilir:

“ Ama Tanrım kalbinin derinliklerinden gelerek isteğini ve rızasını açsın. O bana hatamı lütfunda bulunsun ve ben de hatamı kabul edebileyim. Tanrım ya düşümde benimle konuşsun, Tanrım bana isteğini açsın, bana hatamı tanıtsın da , ben de bileyim. Ya da falcı kadın benimle konuşsun, kurban falcısı karaciğeri okuyarak bana seslensin.”

Millattan 2000 yıl önce Babil’de ruhun karaciğer’de olduğuna inanılır, bu yüzden karaciğer ruhun koltuğu olarak kabul edilirdi. Koyun ya da keçi karaciğerleri ile topraktan yapılan karaciğer modelleri fal açmak ve gelecekten haber almak maksadıyla kullanılırdı. Karaciğerin tercih edilmesi çok kan ihtiva etmesi ve zaman zaman hayat ile kanın özdeş olarak algılanmasıydı. Kurbanlık hayvanın karaciğerinin tanrısal düşünceyi yansıttığı inancı yaygındı. Tevrat’ta Babil Kralı’nın yolun ayrıldığı yerde iki yolun başında fal açmak için durduğu terefim (melekler) ‘e sorarak karaciğere baktığı belirtilmiştir.

Karaciğer falı geleneğindeki temel düşünce, kurban edilen hayvanın karaciğeri kendisine başvurulan tanrının karaciğerini temsil eder, bu sebeple de tanrının tespit etmiş olduğu geleceğe ilişkin olayları ve tanrının iradesini, kurban edilen hayvanın karaciğerin de okumak mümkündür. Başka bir yoruma göre kurban tanrıyı değil, kurbanı sunan kişiyi temsil eder, kurban edilen hayvanın karaciğeri de o kişinin karaciğerini temsilcisidir. Böylece kurban edilen hayvanın karaciğeri tanrının bu kişi hakkındaki iradesini gösterir. Karaciğer falları ve bu maksatla yapılan kurbanlar için özel törenler yapılırdı. Önce karaciğerin vücut içindeki durumu incelenip, sonrasında ise karaciğerin büyüklüğü ve şekli dikkate alınıyordu. Görevliler dikkatle karaciğerin değişik özelliklerine göre ne şekilde yorumlanacağına karar verilirdi. İyi şans mı kötü şans mı getireceğine dair kanaat oluşurdu. Mezopotamyalılıra karaciğer falı ile birlikte bu organ hakkında çok yüksek anatomik bilgiye sahip olmuşlardır.

Bu geleneğin Hurriler aracılığı ile Hititlere geçtiği gözlemlenirken aynı zamanda sistemleştirdiklerini de söylemek mümkündür. Sonrasında ise diğer adıyla Hepatoskopi geleneği, Etrüks’lerden, Yunanlılar ve Romalılar’a geçmiştir. Buna benzer ayinler bugün hala Borneo, Burma ve Uganda da uygulanmaktadır.

Bugün Anadolu’da ciğerparem, ciğer köşem, ciğersiz, çiğeri beş para etmez, ben adamın ciğerini bilirim sözlerinin bu inançlardan kaldığını söyleyebiliriz.

Kaynak: Murat Orhun – Eren Akçiçek

Havvanur İncekara - Mistikalem.com

 Şifalı Taşlar Uzmanı

Karma&Spritüel Astrolog

www.havvanurincekara.com
                                                                                                            email: İ[email protected]
                                                                                                                   twitter : @havvanurincekar
                                                                                                 instagram: @havvanurincekara_sifali_taslar
                                                                                                      facebook: havvanurincekara.sifalitaslar