'Kıyamet'i deneyimlerken
Kıyamet in gerçekleşeceği tarih açıklanmış, haberiniz var mı? Kıyamet kopacakmış sizce kopan ne olabilir? Belki de artık öz doğamıza uygun olamayan, işlevsel olmayan her ne varsa her birinin sistemimizden arındırılarak atılacağı bir süreç deneyimi olabilir mi Kıyamet deneyimi, ne dersiniz?
Oysa ki her birimizin özünde çok iyi bildiği üzere zaten Güneş’in Batı dan doğması ile birlikte “Kıyamet”i diğer bir deyim ile “Uyanış” ı şu an deneyimliyoruz. Tüm dini kitaplarda Kıyamet alametleri yer alır ancak bunları kalp gözü ile okunmadığı sürece somut düzlemde olağanüstü felaketler gerçekleşmesini bekler henüz uyanmamış zihin boyutları…
Güneş; ilim-irfan, bilinç, bilim Batı dan Dünya gezegeninin düzlemsel boyutunda Batı da yer alan ülkelerin zihinsel güçlerini irade gücü ile birleştirmeleri sonucunda teknolojiyi geliştirmesi ile çoktan doğdu. İnsanlık, beden ve zihinsel boyutlarının işlevlerini ürettikleri cihazlar aracı ile keşfediyor ve DNA ve RNA nın yapı taşları çözümleniyor, tüpler içerisinde bebekler üretiyor…
Şu an, içimizde bir türlü sonlandıramadığımız savaşların dış dünyada beden almış hallerini seyrediyoruz, kimimiz birebir bu savaşları deneyimlemeyi seçiyor. Ve izlediğimiz savaş sahnelerine yönelik sürekli olarak yenilediğimiz yegane eylemler: kınamak-eleştirmek-yargılamak-durdurmak için müthiş bir enerji ortaya çıkarmak (hayır demek; hayır adı altında kampanyalar düzenlemek…vb).
Halbuki tek gerçekleştirilmesi gereken: olanı olduğu gibi kabul ederek özümüzdeki sevginin gücü ile temasa geçebilmek adına şefkat ile emek emek kendimize doğru yol almamız. Uyanışı deneyimlerken teslimiyet bilinci içerisinde birliği deneyimlemek üzere eylemler tezahür ettirmeyi seçersek “bir” in idrakına varabiliriz.
İlişki halinde olduğumuz tüm canlı-cansız varlıkların kendimiz olduğunu yavaş yavaş hatırlarken belki de milyalarca kez kadın-erkek-rahip-şaman-öğretmen-dilenci… olarak beden alarak “BEN” i deneyimlemeyi seçtik farklı yaşam boyutlarında, şimdi bunun farkındalığı uyanırken ortalıkta biraz toz duman olması oldukça doğal. Carl Gustav Jung un bir deyiminde belirttiği üzere; hiçbir şey acı olmadan bilinç düzeyine ulaşamaz.
Şimdi her daim sürekli üretmekte olduğumuz düşünceleri büyüteç ile irdeleme ve düşüncelerimizi dönüştürmek üzerine emek vermemiz gereken zaman kalitelerinden yürümekteyiz. Bu sebeple ki; Cebrail = akıl; en iyi arkadaşımız oluyor demek bu. Aklı ehil kullanabilmek adına gördüğümüz, hissettiğimiz, işittiğimiz, kokladığımız, tattığımız her şeyi yargı hali olmadan olduğu gibi algılamayı hatırlama sürecindeyiz. Batı bunu “mindfulness”= bilinçli farkındalık olarak nitelendirmeyi seçti. Bugün mindfulness denilen aslında; insan varoluşunun öz doğası. Özümüze doğru yol alırken biraz acı deneyimlemek, istemediğimiz şeyleri deneyimlerken kendimizi buluvermek, en büyük korkularımızın hortlaması, bazen biraz boşlukta hissetmemiz, olaylara anlam verememiz,isteklerim neden gerçekleşmiyor diye kendi kendimize sızlanmamız, işte bunların her biri kıyamet alametleri…Çünkü artık istediğimiz, olmamız gerektiğine insadığımız ben yıkılıyor, parçalanıyor, yanıyor ki; öz doğamız ışısın, gerçek olan var olsun…
Atomun içi boştur. Boşlukta ışın zerreleri vardır. Ancak bu zerreler atomun içinin sadece%1 ini kaplamaktadır. Ve bunun adı “quant” = “nur” dur. Quantlarda bütün varoluş kayıdı mevcuttur. Atomun altında (+) (-) olmadığı için (+) ve (-) yaşamın var olabilmesi, akış için gereklidir. Yaşam boyutu “cennet”dir. Cenneti, zaman ve alan ile sınırlandırılmış = cehennem boyutunda deneyimleriz. Ancak mekan = cehennem içerisinde sonsuz olduğumuz bilinci içerisinde isek daima her mekanda cennet bilinç boyutunu deneyimleyebiliriz.
Beynimiz bir mekandır ki; şu an sokakta temas halinde olduğumuz 10 bireyden en az 6’sı beyninin içerisinde bir yaşam deneyimlediğini var sayıyor. Öyle ise nerede bu insanlar? Doğru bildiniz; cehennem bilinç boyutunun tadına bakmaktalar. Beyin bir mekan evet ve aynı zamanda rahim olan beyindir. Öyle ise her an bir doğum anı olduğuna göre yaşam boyutunda teslimiyet ile cennet boyutuna geçmek bir nefeste olur…
Gerçekte kim olduğumuzu hatırlamak adına harikulade bir dönüşüm sürecinde ÖZ’e doğuma doğru yol alıyoruz. Kıyamet’i deneyimlerken kalbe doğru yol aldığımızı hatırlayalım. Ve kalbe doğru yol alırken sağlam, doyumlu, barışçıl, güçlü olmayan ne varsa sistemimizden sökülüp atılırken “korku-suçluluk-utanç” hissiyatlarını deneyimlemeye, bu hissiyatların zihinsel izdüşümlerinin madde dünyasında karşımızda tezahür etmesine ne kadar alan ve zaman açabilirsek dönüşümümüze aşkla destek olabiliriz.
Bu süreçte “meditasyon” uygulamaları aracılığı ile konsantrasyon gücümüzü geliştirebilir, bütün acı deneyimlerine yol açan zihinsel izler üzerine yoğunlaşarak sinir sistemimizi yeniden yapılandırabilir ve aydınlığa, öz benliğimize doğru sevgiyle, çoşkuyla yürümeyi seçebiliriz.
Düzenli olarak her gün uygulanan meditasyon beden-zihin-ruh arasındaki bağı güçlendirir ve sağlıklı olma halini destekler.
Her gün uygulayamayı seçebileceğiniz başlangıç için genel bir meditasyon uygulaması:
Omurganız kuyruk sokumunuzdan başınızın tepesine değin dik olacak bir biçimde ister bağdaş kurarak yerde, ister sırtınızı bir sandalyeye dayamayı tercih ederek sandalyede ayaklarınız yeryüzü ile temas ederken oturmayı tercih edin. Önemli olan enerji akışının doğal ve rahat gerçekleşebilmesi için omurganızın =yaşam ağacınızın ; dik, rahat ve esnek bir biçimde yeryüzünden gökyüzüne doğru uzanıyor olması.
Yavaş ve nazikçe göz kapaklarınızın gözlerinizi örtmesine izin verirken tüm odağınızı özgür doğal akan nefesinize yöneltmeniz yeterlidir. Nefesinizin özgün akışına müdahale etmeksizin sadece bir gözlemci olarak nefesinizin izini takip etmek bu sırada zihninize üşüşen her türlü zihinsel akımı sevgiyle kabul etmek ve özgür bırakmak, tıpkı gökyüzünde peşi sıra akıp giden bulutlar gibi, düşüncenin içerisine girmeden karşıdan bakarak gitmesine izin vermek. İşte hepsi bu kadar, düzenli olarak her gün gerçekleştireceğiniz 10 dakikalık bir uygulama ile zihninizin dinginleşerek sakinleştiğini böylelikle an da varolşunuzu daha çoşkulu deneyimlediğinizi fark ederek adım adım kendiniz ile buluşmaya doğru yol alıyorsunuz ve şundan emin olun ki; her ne arıyorsanız onu buluyorsunuz...
Özge Genlik - Mistikalem.com
Uzman Psikolog
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024
- 03 Eylül 2024
- 25 Temmuz 2024
- 01 Haziran 2024
- 20 Mayıs 2024
-
10 Mayıs 2024
"YAŞAMAYA BAK DOYA DOYA" = Boğa Burcunda 'İyimser' Bir Ay Döngüsü
-
05 Mayıs 2024
ŞEYTANIN BACAĞINI KIRMAK =Zeus ile Prometheus un Yeni Yolculuğu
- 04 Nisan 2024