Ferda Ercan Uyulan Ferda Ercan UyulanOkültizm ve Enerji

Okültizmde küre: Spiritüel küreler

21 Şubat 2025 Cuma
Okültizmde küre: Spiritüel küreler
Okültizmde küre: Spiritüel küreler

Evreni simgeleyen Küre (Sphere), okültizmde bütünlüğün eski ve evrensel bir sembolüdür. Kürenin şekli bütünlüktür, bilincin, kendini muhafaza edişidir, kusursuz simetriye sahip geometrik bir yüzeydir ve üç boyutlu Öklit uzayında yatar. Platon, Timeaus'da şöyle der; Küre, olası en harika, kusursuz, dengeli, yüzeyindeki tüm noktalar merkeze eşit mesafede olan üç boyutlu cisimdir.

Okültizmde, Küre'ye bakabilmek,  psişik yeteneklere yardım eden yansıtıcı bir yüzey tercihi ile gelişen bir uygulama.

Bedeni, zihni ve ruhu güçlendirdiği düşünülen, aura temizliğine yardımcı olan çeşitli taşlardan yapılan küreler, her yöne eşit enerji yaydıkları için, bir odada bulundukları zaman, olumsuz ruhsal enerjilere etkide bulunabilir.

Kristal şifası, taşların titreşimleri ile ilgilidir ancak kristal küreler veya doğal taş toplar bir süre sonra, odadaki olumsuz parazit frekanslar üzerinde arındırıcı tesir kurabilirler. Taş veya kristal küreler, meditasyon sırasında kullanılabilir, yalnızca üzerine yoğunlaşarak bakılması yeterlidir.

Jasper küreler, koruma amaçlıdır. Siyah turmalin şans açıcı olarak bilinir.

Kristale bakış, bir trans indüksiyonu sayesinde yakalanan vizyonları görme yöntemidir. Kristal küre okumalarında, kristal top, siyah ipeğe sarılmış halde muhafaza edilmelidir. El ve küre arasındaki siyah ipek ile topa değmeden tutmak, olumlu sonuç verir.

Okült bir kehanet yöntemi olarak, saf kristal ve şeffaf bir küreye bakan; yeşil, mavi ve mor renk gördüğünde, bunun, mükemmel olaylara işaret ettiği söylenmiştir.

Kırmızı, turuncu ve sarı ise negatif işaretler bildirmektedir denilir, dikkat edilmesi gerekir. Siyah elverişsizdir, dikkatli olunmalıdır.

Beyaz bir parlaklık varsa, hayatınızın doğru yolda olduğu ve gelişimin yaklaştığını gösterir. Bu ayni zamanda tıpkı Dolunay gibi, tamamlanmayı, spiritüel gücü temsil eder.

Genellikle "görü" için kullanılan su, değerli taşlar, kristal toplar veya aynalar; “yansıtıcı” veya “yarı saydam” malzemelerden veya tam opak siyah yüzeylerden oluşur.

Ezoterist ve okültistlerden; Emanuel Swendenborg, John Hamill, Frederick Hockley, Edward Kelley ve John Dee'nin, kristal küre ve obsidyen kullandıkları biliniyor. Babil ve Eski Mısır'da kullanılan görü yöntemleri arasında suya ve cam küreye bakarak gelecekten ve bilinmeyenden haber verme son derece yaygındı. Kont Alessandro di Cagliostro, kristal küre kullanan simyager ve okültistti. Yetilerinin "Mısır Riti'inden" geldiğini iddia ediyordu.

İslam öncesi Pers'den bir destanda yazıldığına göre, İranlı yöneticiler bir kehanet aracı olarak 'Jamshid'i kullanıyordu. Bu bir sihirli küre veya kristal top olarak tasvir edilir. Helen Zimmern'in 'Şahname'sinde "kristal küre" terimi kullanılır.

Her insanın görüsü ve görme gücü farklıdır. Bazıları, kürelerde ilahi anlam taşıyan renkler ve ışıklar görür, kimisi şekiller veya rakamlar. Görüntüleri nasıl yorumladıkları, sembollerin okunma biçimine bağlanabilir.

GİZEMCİLİKTE BÜYÜLÜ YUVAR KEHANET FORMU

Küreler zihni rahatlatarak, bilinçaltı ile iletişime geçmeye yarar. Bir tür psikanaliz biçimi olarak da kullanılabilir.

Küre üzerindeki alan seyredilirken, desenler, sembol veya resimler aranır. Resimler hareket edebilir, kelimeler oluşabilir. Çingene falcı motifiyle özdeşleşmiş olan Büyülü Yuvar; parlak yüzeyine bakılarak kehanette bulunulması ile ünlü iken, majisyenlerin de kimi zaman, geçmiş ve gelecekten işaretler almak için kullandıkları bir araç olmuştur.  Okültizmde kristal küreler, yüzyıllardır geleneksel bir gereklilik halinde durugörüye hizmet etmiştir.

En fazla Dolunay'da kullanılmaları önerilir ve bu zaman dilimi, durugörü için en iyi zamandır.

Kristal kürelerin tarihsel ana kökeninin, kuvars veya şeffaf  minerallerden  yapılmış okuma taşları olduğu varsayılmaktadır.  Kristal küreye yoğun bir şekilde bakmak, konsantrasyonu arttırarak, belirli olayları görselleştirmeye yardımcı olur. Durum, mekanik olarak yansıtıcı şeffaf bir nesneye; su, kaya kristali, ayna veya obsidyen gibi bir yüzeye bakış sayesinde transı, böylece durugörüyü sağlayarak sembolleri çözmekle ilişkilidir.

SONSUZLUĞA UZANAN KÜRELER

Öncelikle  Gök Küreleri'ne değinmekle başlarsak, bunlar; Platon, Batlamyus, Eudoxus, Kopernik ve Aristo gibi düşünür ve astronomlar tarafından geliştirilen kozmolojik modellerin temel varlıklarıydı.

Sabit yıldızlarla gezegenlerin hareketleri, bunların kürelere yerleştirilmiş mücevherler gibi, eterik, şeffaf beşinci bir elementin, yani bir Öz'ün, bu kürelere gömülü olması ve hepsinin de tek bir yıldızlı kürenin yüzeyinde olmaları gerektiği ileri sürülmüştü.

Empedokles kozmogonisine göre, olaylar elementlerin sonsuz küre içindeki süresiz hareketleri ile açıklanmalıydı.

Kopernik'in, "Göksel Kürelerin Devinimi Üzerine” adlı eserinde, geometride küreye atfettiği bir mükemmellik vardı. Bu da eksiksizlik, tamlık ve yüzey alanına göre en kapsayıcı hacim gibi nitelendirmelere dayanıyordu. ''Kesin bir şekilde iddia edebilirim ki, bütün bir evren, başlı başına bir merkezdir, ya da evrenin merkezi her yerde ve çevrel yüzeyi hiçbir yerde değildir'' demişti.

Pascal ise, el yazmalarını içeren bir eleştiri baskısı yayınlandığında ortaya çıkan yazısına; ''merkezi her yerde olan ama çevrel yüzeyi hiçbir yerde olmayan korkunç bir küre” cümlesi ile başlamıştı.

Parmenides için,  İlahi Varlığın, mükemmel şekli, merkezinden yüzeyine doğru sabit kuvvetler barındıran bir küre gibiydi. Sonsuz sonsuzluğa kadar uzanan bir küreyi hayal etmişti. ''Merkezi her yerde olan, ama çevrel yüzeyi hiç bir yerde olmayan sonsuz bir küre''

Hermes Trismegistus kütüphanesinin parçalarından, Corpus Hermeticum kodeksleri içindeki Asclepius’da, unutulmayacak önemde bir formül yer almaktaydı: ''Tanrı; merkezi her yerde olan, ama çevrel yüzeyi hiç bir yerde olmayan akıl sahibi bir küredir''

Tanrı, yarattığı herşeyin içerisindedir, ama hiçbir şey O’nu sınırlayamaz. Ne gök, ne onun üstündeki gökler O’nu içine sığdıramazlar. / Solomon-Krallar: 8 ; 27/

(Bilindiği gibi, Allah'ın mahiyeti, mekandan, kayıt ve biçim altına alınmaktan uzaktır, zaman-mekanı yaratması ile de, bu durum değişmez. Yaratılmışlar; ezeli olan'a ait bir yeri kapsamayacaklardır. Üstelik,  ne içte, ne de dışta olduğu söylenemeyecektir, İlahi büyük düşüncesi sayesinde alemi seyrettirendir, hüküm sahibi, zamansız mekansız ve hepsinden beri'dir.)

İslam matematikçilerinin, küreye dair tanımlamaları ise şöyle:

Harizmi için küre; bir noktasındaki bir merkezden çevreye eşit boydaki çizgilerin belirlediği  cisimdi. Biruni; “Küre tek bir yüzeyle sınırlanmıştır ve yüzeyinden merkeze ulaşan tüm çizgiler eşittir” diyordu. Ali Kuşçu küreyi tümü ile tarif ederken; ''Yuvarlak bir yüzeyin çevrelediği üç boyutlu bu cismin yüzeyi onun çevresidir, içindeki bir noktadan yüzeye çıkan her doğru eşit boydadır, bu nokta kürenin merkezi ve çizgiler yarıçaplarıdır'' demiştir.

SPİRİTÜEL KÜRELER

Tıpkı fiziksel havanın etrafımızda olması gibi, Spiritüel alanlar da çevremizdedir. Spiritüalistler, 19 ve 20. yüzyıllarda ruhların iletişimlerine dayalı 8 küre doktrinini geliştirdiler.

Kısaca göz atacak olursak, birinci kürenin, kaba ve cahil ruhların meskeni olduğu söylenir, kasvetli, üzüntü ve sefillikle dolu bu yerden,  ruh, daha yüksek niteliklerini geliştirmek için ikinci küreye aktarılır. Belirli bir kürede kalma süresi de kişiden kişiye değişir.

Daha yüksek küreler, daha düşük kürelerdeki ruhlar tarafından algılanamaz. Dördüncü küre olan fizik alem, sekizinci şeytani küre ile  iç içedir. Neredeyse birbirlerine temas ederler.

Teorik Okültizmde, transandantal bir evren anlayışı içinde ele alınan ve Dünya içindeki kötü ruhlara ait görülen Sekizinci Küre, son derece gizemlidir. Ay Altı Küresi ise, insanın duyularıyla algılanabilen ve duyusal algı temelinde düşünülebilen bir yer değildir. Bu küreler, insanın doğal algılama biçiminin vizyoner gücüne dayalı olan kısmında bulunmaktadır.

Ruh dünyasının küreler doktrini, okült öğretilerin ayrılmaz bir parçasına bağlanır ve çok boyutlu seviyeler halinde düşünülmeleri öngörülür. Her biri hem ayrı bir boyutu, hem de çeşitli ruhsal dereceleri gizlemektedir.

DA VINCI'NİN ''SALVATOR MUNDI'' TABLOSU

Salvator Mundi (Dünyanın Kurtarıcısı) isimli Leonardo Da Vinci eseri olan anlamlı tabloda, Hz. İsa, bir eliyle kutsama işareti yaparken, diğer eliyle de bir Kristal Küre tutmaktadır.

Vinci'nin yeni keşfedilen ve açık artırmada rekor fiyata satılan tablosu, gizemini koruyor. Tablo, New York’taki bir müzayedede, 450 milyon dolara alıcı bulmuştu.

Walter Isaacson tarafından kaleme alınan yeni bir Da Vinci biyografisi, ünlü sanatçının "kristal küreyi" tasvir ederken, sanat ve bilimi birleştirmekten neden kaçındığı sorusu üzerine yoğunlaşmıştır.

Küredeki yansımayla beliren şüphe şuydu: Resimdeki küre, bilimsel hassasiyet gözetilerek çok güzel çizilmiş. Ancak Leonardo burada, saydam bir küreye bakıldığında, arkasında bulunan cismin, ışık nedeniyle alabileceği şekil bozukluğunu tasvir etmiyor.

Cam ya da kristal, küre veya lensten bir görüntüye bakıldığında, bu cisimler büyüyecek, değişecek, tersleşecektir. Ancak bu prensipler yerine Leonardo, küreyi sanki içinden geçen ışığı bozmayan boş bir cam baloncuk gibi çizmiştir.

Eğer Da Vinci, bozulmayı doğru bir şekilde tasvir etseydi, İsa'nın elbisesi ve kolu ayna efekti ile bozulmalıydı ve bunu bozmamıştır.

Walter Isaacson, tablonun gerçekliği üzerindeki tartışmaları artıracak şu bilgiyi de eklemiştir: ‘’Leonardo o dönemde optik çalışmalara kendini vermişti. Işığın nasıl yansıdığı ve kırıldığını anlamak onda bir takıntı halini almıştı. Not defterleri, ışığın değişik açılardan nasıl sıçradığı konusunda şemalarla doluydu"

Peki, resimde bu detaya neden yer vermemiş olabilirdi? "Leonardo, bunun dikkat dağıtıcak bir şey olacağını düşündü ya da İsa'ya ve küresine mucizevi bir özellik katmak istemişti. Böylece çizmemeyi tercih etmiştir’’ 

Da Vinci resimlerinin gizemleri malumdur, eğer görüntüyü optik doğruluk içinde çizseydi, arka plan bozulacaktı.

Bu da, dikkati, resmin konusu olan Peygamberden uzaklaştıracaktı.

Ferda Ercan Uyulan - Mistikalem.com

https://www.facebook.comæ/okultizmveenerji

https://www.facebook.com/karanliginmesaji