Ritmi hissetmek için bazen bir adım geri çekilmeli

03 Ağustos 2021 Salı
Ritmi hissetmek için bazen bir adım geri çekilmeli
Ritmi hissetmek için bazen bir adım geri çekilmeli

“Deveye boynun eğri demişler, ‘Nerem doğru ki?’ demiş.”

Her canlının yaşam dinamiğinin kendine özgü bir ritmi vardır, ritmi hissetmek için bazen bir adım geri çekilmeyi bilmek mühimdir. İşte, bugün geriye doğru bir adım atarak durma vakti! Bedenimizi hareketsiz konumlandırdığımızda hiç durmadan daima eşsiz bir ritimde akan bir şey fark ederiz; nabız ritminiz 

Bu eşsiz ritme konsantrasyonumuzu derinleştirdikçe zihnin ötesine doğru geçmeye başlarız. Var olan alışkanlık döngümüzü değiştirmek için öncelikle beden-zihin arasındaki iletişim diyaloğunun ritmini görmek ‘o sesi’ dinlemek mühimdir. O sesin form kazandığı alan boyun bölgemizdir:
Bir bebek iken ilk hatırladığımız eylem: ‘boynumuzu dik tutmak’. tır. İlk nefesimizi aldıktan sonra nefes alış verişini sürdürürken eş zamanlı olarak süt emerken ve emdiğimiz sütü yutarken ‘başımızı dik tutma’ becerimizi geliştiririz.

Doğum sonrası ilk çevremiz rahimde var olmayan iki önemli güç olan; “nefes” ve “yer çekimi” ni uzlaştırmak ve dengelemek ne ölçüde “sağlıklı” bir yaşam deneyimleyebileceğimizin en net göstergesidir. Bu bağlamda boyun; bu iki gücün ilk karşılaştığı zemin; beden-zihin arasındaki dengenin sağaltımı için en kıymetli beden parçamızdır .

Yılın 8. ayına, psişemizin temeli Ay; hayatı 5 duyu ile algılayan, güven-verimlilik-huzur ve güzelliğin dinamiklerini simgelemekle beraber fizyolojik bedenimizde “boyun” bölgemizi temsil eden Boğa burcunda başladık Ay Boğa burcunun Mars gezegenin kısmi asaletinde olduğu son derecelerinde ilerlerken; öz olarak değerli gördüğümüz her şeyi savunmak/ korumak için ‘arınma’ ve ‘bırakma’ eylem dinamikleri ön plana çıkıyor, Ay ışığını da küçültmeye başladığı için; kabullenme ve bırakma yönünde motivasyonumuz artıyor ve bakışlarımız geleceğe doğru uzanırken; yeniye yer açmak için dip bucak bir temizlik (zihinsel ve bedensel boyutta) gerçekleştirmek adına verimli günlerdeyiz…

Aynı zamanda Ay, 2 Ağustos 11:46 itibari ile Merkür gezegeni yönetimindeki İkizler burcunun hareketli, meraklı, değişken doğasına adım atmadan önce 10:40-11.46 zaman diliminde boşlukta ilerlemeye başladı.

Zihinsel boyutta hareketlilik yoğun ancak cesur yürek Aslan burcunun yaratıcı sahnesindeki Güneş ile Merkür birleşimi, evrensel kardeşliğin simgesi Kova burcunun fütürist rüzgarlarında geri hareketini sürdüren Satürn gezegeni ile karşı karşıya geliyor (karşıt açı). Şimdi yaşam gücümüzün sınırlarını objektif ve gerçekçi bir boyutta görebiliriz. Bize “engel” teşkil ettiğini duyumsamayı seçtiğimiz dinamiklerin sesine ‘engel’in ardındaki ‘gelen’e odağımızı yöneltmemiz: acı duyumsadığımız, takılı kaldığımız belki hapsolduğumuzu hissettiğimiz alana odağımızı bilinçli olarak yönlendirmemiz; yaşam gücümüzün iyileştirici ve özgün ritmi ile güçlü bir iletişim bağı var etmemizi destekliyor. Güneş-Merkür birleşimi Satürn ile karşıt açı gerçekleştirirken eş zamanlı olarak Güneş-Merkür birleşimi; Kiron ile üçgen açı ilişkisi kuruyor ve Kiron-Satürn sekstil açısı da; bizi yaralayan dinamiklerin özünden öz de bizi biz yapanın ne olduğunu görme ve “yeni bir ben” bilinci inşa etme sürecimizi anlayışla destekliyor.

Eğri, kusurlu gibi görmeyi seçtiğimiz yönlerimiz bizi biz yapan en eşsiz, biricik niteliklerimiz olabilir mi?