Tanguzka Bir Boyut Girişiminin Sonucu mu?

DÜNYANIN ANIMSADIĞI SON KOZMİK OLAY! ‘’TUNGUSKA’’ BİR BOYUT GİRİŞİMİNİN SONUCU MUDUR?
Tunguska Patlaması olarak kayıtlara geçen olay, bir Boyut Girişimi'nin sonucu muydu? '
'Tunguska Gizemi'' adlı kitabın yazarı ve Rusya Bilimler Akademisi'nden Dr. Vladimir Rubstov ile vefatından önce, takipçisi olarak yazıştığım zaman, bu yöndeki düşüncemi kendisine sorma fırsatım olmuştu. Gizem ise, hala gizemini koruyor.
Dünyamızdan, bilinmeyen boyutlara geçiş kapıları bulunduğu konusunda çok sayıda varsayım bulunuyor. Bu kapılardan bazılarının, kadim gizem okullarının yüksek rahipleri tarafından harekete geçmemesi için mühürlenip kapatıldığı öne sürülmüştür.
Boyut kapıları ne tür özellikler taşır diye düşünürsek, bildiğimiz türden kapılar olmadıklarına göre, bir boyut kapısı; tersine madde akışının başladığı bir reaksiyona giriş bölgesidir. O taraftaki madde, buradaki maddeyi çevirmeye eğilimlidir ve adeta içine çekerek girdap tipi bir girişimle bunu yapabilir. Engellenmezse, maddeyi kendisine benzetir, yerçekimi tersine dönmeye başlar, elektromanyetik sarsılmalar olur. Buna ‘’Boyut Girişimi’’ adını verebiliriz.
Elektromanyetik düzensizliklerin bulunduğu alanlarda yerçekiminin çarpıtıldığı gözlemlenir. Elektromanyetik kuvvet, atomların dağılıp gitmesini önler ve protonların, elektronlar tarafından tutulması anlamına gelir. Bazen, mekanda hava şartlarına bağlı olarak nem aşırı arttığında, manyetik alanlar fırtınalar ve şimşekler nedeni ile güçlenir. Bu gibi hallerde, çok ufak çaplı Boyut- Zaman girişimi anları yaşanabilir.
Gizemi çok araştırılan ve farklı yargılara ulaşılan kozmik olgu, 30 Haziran 1908 günü sabah 08 civarında, Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Irmağı yakınlarında tarihin en önemli göksel patlamalarından biri olarak kayıtlandı.
Bir meteorun Yer'e düşmüş olduğu, varsayımlar arasındaydı, ancak bu iddia kanıtlanamadı. İnanılmaz parlak bir flaş ışık ve dev bir şok dalgasıyla gelen dev patlamanın alevleri 800 km. uzaktan görülmüş, gözlemciler, önce bir ateş topunun belirdiğini, ardından yer sarsıntısıyla birlikte, güçlü sıcak rüzgarların oluştuğuna tanıklık etmişlerdi.
Cisim atmosferde buharlaştığından, yayılan gazlar, belli bir süre sonra dahi, Sibirya ve Avrupa'da geceleri gökyüzünün parlak bir renk almasını sağlamıştı. Patlayan ateş topunun gücü, Hiroşima´da patlayan atom bombasından kat kat etkindi.
Ortaya çıkan ısı sonucunda, ren geyiği sürüleri ve yüzlerce ağaç kül oldu. Göğe yayılan portakal renkli ışık Batı Avrupa’yı aydınlatıyordu, ışık o kadar parlaktı ki, insanlar karanlıkta gazete dahi okuyabiliyorlardı. Şiddeti binlerce megaton olan patlamanın etkisi veya şekli, volkanik bir patlamaya benziyordu, ama ortada patlayan bir volkan yoktu. Tek olağandışı gösterge, sismograflarda kaydedilen titreşimlerdi. Sibirya, Irkutsk´da bulunan rasathaneler, sarsıntının merkezinin Tunguska olduğunu saptadılar.
Bilimin, yıllardır ne olduğunu kesin olarak belirleyemediği Tunguska patlamasında rol oynayan faktörlerin gizemine ışık tutmak zor.
Kimileri uzay gemisi, kimileri göktaşı, asteroid veya kuyrukluyıldızdı derken; Hiroşima´da patlayan atom bombasından 1.000 kez güçlü bir patlamayla ortaya çıktığı hesaplanan ateş topunun, uzay gemisi çarpması olasılığı için herhangi bir radyasyon izi bulunamamış.
Asteroid olsaydı, meteor parçacıklarına rastlanması gerektiğinden, soru işaretleri noktalanamıyor.
Diğer yandan Kuyrukluyıldız iddiası da havada kalıyor. Çünkü buna kanıt olabilecek ve dolanım süreci patlama anına denk düşebilecek herhangi bir kuyrukluyıldızın astronomik kaydı yok. Bu durumda, ağaçlarda karbon 14 bulunması gerekirdi, dolayısı ile, kuyrukluyıldız olmadığı ortada.
Yeni bir ihtimal olarak, deprem olasılığı da düşünülmüş ve açığa bir enerjinin çıkarak, elektrik patlamaları yaratıp ağaçları kül ettiği iddia edilmiş, tabi bu iddia da, tutarsız kalmış. Zira deprem olsaydı, böyle bir yanma için 8 şiddetinin üzerinde bir tektonik darbe gerekiyordu. Tunguska’daki patlamanın sarsıntı kaydı ise, 5 ile sınırlı kalmış.
Sovyet Bilimler Akademisi Fizik- Kimya Enstitüsü'nden Mikhail Tsikulin ve Vladimir Rubstov, olayın, çok büyük bir kozmik tepkiden doğduğunu öne sürmüşler ama bu tür bir patlamanın, 200 m. derinlikte bir krater oluşturması gerekecekti ve ortada bir krater de yoktu.
Tunguska patlamasını bilgisayarlarda programlayarak denediklerinde, eğer patlamanın suçlusu meteor olsaydı, yere vurduğunda 50 km. çapında bir alana yayılmasının gerektiği ve eğer kuyrukluyıldız olsaydı, yüzeye varmadan yerden yaklaşık 30 km. tepede patlaması gerektiği çıkarımına ulaştılar.
Leningrad’da yayınlanan ilginç bir incelemede, patlama nedeni olarak, Kuğu takımyıldızlarından gelen muazzam lazer ışını gösterilmiş ve bunun gibi en çok da- göktaşı düşmesi- adı altında arşivlenmek istenilen patlama ile ilgili, 80'e yakın ayrı görüş ortaya atılmıştır.
Mantar şeklinde dev bir bulut yaratan patlama, yüzeyde değil, gökte olmuştu ve etkileri Tunguska´ya ulaşmıştı. Bilmediğimiz ve çok uzun aralarla tekrar edebilen özel periyotlu bir doğa olayı olabilir miydi?
‘
’Tunguska Gizemi’’, garip bir doğa olayı, yer ile gök arasında oluşan ani bir derin darbe,
alışılmadık bir atmosfer sorunu, antimadde yoğunlaşması ya da çözülemeyen bir kozmik darbe veya Asteroid çarpması olarak düşünülüp sırrını korusa da; Tunguska gizeminin, bir Boyut-Zaman girişimi olması ihtimali mevcuttur.
Ferda Ercan Uyulan
24-Mayıs 2012
https://www.facebook.com/okultizmveenerji/
- 21 Şubat 2025
- 25 Ocak 2025
- 14 Aralık 2024
- 27 Kasım 2024
-
03 Kasım 2024
Asalak Formlar Alanı ve Kara Büyüye karışmanın kader planı üzerindeki etkisi
- 14 Ekim 2024
- 17 Eylül 2024
-
19 Ağustos 2024
19-20 Ağustos 2024 Blue Moon Kova Burcunda: Mavi Ay Enerjileri
-
23 Mart 2024
24-25 Mart Penumbral - Yarı Gölgeli Ay Tutulması ve 8 Nisan Tam Güneş Tutulması - Saros 139
- 11 Mart 2024
- 07 Mart 2024
- 30 Aralık 2023