Terazi Dolunayı Masalı: İki Ruh
Ruh ve diğer bir Ruh gece yarısı dolunay gökte parıldarken iki oda ve bir insandan ibaret bir evin balkonunda oturuyorlardı. Ruhlardan biri evin sahibine, diğeri ise evin sahibinin kalbinin asıl sahibine aitti. Ev sahibinin Ruhu konuştu: “ gerçekten akıl alır şey değil.” Ev sahibinin kalbinin esas sahibinin Ruhu, ona az önce kendi İnsanının nasıl da herkese el uzatma huyunu da bir türlü değiştiremediği için, diğer insanların ona yükledikleri altında ezildiğini, bunun da onu gün geçtikçe daha da yalnızlaştırdığını, huzur ile yalnızlığı gün geçtikçe daha eş anlamlı kullanmaya başladığını anlatmıştı. Bu sebeple ev sahibi İnsanın en ufak yaklaşma girişimi, diğer İnsan tarafından “işte bir benden bir şeyler talep eden biri daha!” olarak algılanıyordu ve sonuçsuz kalıyordu. Ev sahibinin Ruhu devam etti: “ Harika gerçekten, seninki orada Sibirya’da gelgit derinliği ölçen yalnız amcaya gün geçtikçe daha da benzerken, bu da en ufak redde hala on yaşındaki haline dönüyor, kimse beni asla beğenmeyecek konçertosu içeride resmen kafatasını inletiyor.” Diğer ruh endişeli bakışlarla sordu: “ peki, ne yapacağız? Onları nasıl bir araya getireceğiz?” Bu iki ruh çok öncedendir dostlardı. Bazen kardeşlerdi. Kimi zaman da sevgili. Bir keresinde birbirlerinin çocukları bile olmuşlardı. Her zaman bir biçimde birbirlerini bulmayı, mutlaka yan yana düşmeyi başarmışlardı. Ancak bu sefer bu iş çok uzamıştı. Pandemi, bireysellik, nevroz ve narsisizm arasında savrulan günümüz insan hali, yozlaşma falan derken, onlara göre iki taş kafalı insanı bir araya getirmek çok enerji gerektirmişti. Zar zor insanlarını, birbirlerinin yaşam çevresine kadar yaklaştırmayı başarmışlardı ama bir araya gelmelerini sağlayamıyorlardı.
“Anlaşılan o ki bunları birbirlerinin üzerine atmak yeterli gelmiyor. Kafalarında çok fazla şey var gerçeği görmelerini engelleyen. 32 yaşına geldiler, bu kadar detour yeter diye düşünmüştüm ama anlaşılan bize bir tur daha lazım biraz daha açılmaları için.” Diğer ruh atıldı: “seninkinin bu çocukluk tribini aşması lazım, benimkinin de insana ihtiyaç duyduğunu anlaması.” “Evet” dedi daire sahibinin Ruhu, “bize bunun için yardım lazım.”
Yanlarında birden, bir başka ruh belirdi. Bir başka eski tanıdık. Bazen yol göstericileri, bazen düşmanları, ama her halükarda onlara vesile olan, muzip bir Ruh. “Gençler, yine tıkanmışız?” dedi gülerek. Diğer iki Ruh bezginlikle ona baktılar. “Kafanda bir fikir var mı?” dedi daire sahibinin Ruhu. “Her zamanki gibi aradığınız çözüm bende” dedi yeni gelen, “Benim İnsanım sizinkileri bağlar.” “Nasıl?” dedi heyecanla ev sahibinin kalbinin asıl sahibinin Ruhu. Yüzü diğerlerine dönük, balkon demirine oturan Ruh anlatmaya başladı: “size lazım olan ufak ama etkili bir aydınlanma, şöyle derinleri iyice karıştıracak ve yüzeye çıkaracak bir tekme. “ ev sahibinin Ruhuna döndü: “ benim İnsanım zaten seninkiyle tanışıyor, bu gün onu aramasını ve bir kanalla görüşme ayarlamasını sağlarım, birinin ona doğrudan bu çocukluk tribini söylemesi iyi olur.” “Kanal kim?” dediler diğer Ruhlar. “Ah, çok tatlış bir İnsan, sistemle bağlantısı kuvvetli. Ruhunu hatırlarsınız, hani şu birkaç yüzyıl önce yerlileri köleleştirmeyi akıl eden lavuğun ruhu.” Ev sahibinin Ruhu kaşlarını kaldırdı: “onun şuan böyle bir insanı olduğunu, hatta tekrar geldiğini bile bilmiyordum. O olaydan sonra epey Araf’ta kalmamış mıydı o?” iki elini de göğe kaldırıp başını yana eğerek “işte, kimin neye evrileceği hiç belli olmuyor” dedi muzip Ruh; “Neyse, onun İnsanı kanal ve benim İnsanımla arkadaş. Bugün bir görüşme ayarlayalım. Ben benimkini dürterim birden içinden seni aramak gelsin diye, sen de seninkini epey ajite et ki arama gelince derdini dökülsün.” “Bu tam olarak nasıl işimize yarayacak hala anlamadım” dedi ev sahibinin Ruhunun dostu Ruh. “Plan şu” dedi muzip olan, önce ev sahibinin Ruhuna döndü:” seninki onu yirmi yıldır ezikleştiren tema ile yüzleşip kendini adım adım toparlayacak, böylece hayata verdiği muhtaç enerjiden arınacak ve diğerine yazmayı, hatta onu ummayı bırakacak” sonra diğerine döndü: “seninkine de daha fazla iş çıkaracağız. Sorumluluğa doysun. Şu kenara attığı proje teklifini almasını sağla.” Ev sahibinin dostu Ruh hayıflandı: “zar zor vazgeçirdim onu o işten; hasta edecek artık kendini!” “İyi ya, zayıflıklarıyla yüzleşir işte.” dedi muzip Ruh umursamazca.
Diğer iki Ruh birbirlerine baktılar. Ev sahibinin Ruhu diğerine sordu: “Ne dersin?” Beriki cevap verdi: “yani bu kafadan en az 5-6 ay daha iş demek. Dönüşecekler de, birbirlerini başka bir gözle görecekler de!” “Bu kadar bekledik neticede.” dedi dostu. Bakışarak anlaştılar ve karara vardılar. “Tamam” dedi ev sahibinin Ruhu. “Sen İnsanını ayarla, ben de gideyim de acıklı bir takım rüyalar vererek kendi insanımı iyice tribe sokayım.” Asık bir suratla devam etti ev sahibinin kalbinin asıl sahibinin Ruhu: “ben de gidip benimkine projeyi tekrar hatırlatayım.” “Anlaştık o zaman! Eh, işimiz çok. Haydi, selametle!” dedi muzip Ruh ve ortadan kayboldu. Diğer ikisi birbirlerine sarıldılar, ev sahibinin Ruhu diğerinin kulağına fısıldadı: “merak etme, mutlaka buluşacağız.” “Mutlaka” diye tekrarladı dost Ruh. Onlar da dağıldılar.
Şehrin çok farklı yerlerinde üç insandan biri huzursuz çocukluk rüyasıyla yatağında sağından soluna, gözünden bir damla yaş süzülerek döndü, öteki okuduğu kitabın başından kalkıp eski bir proje dosyasını bilgisayarda tekrar açtı ve sonuncusu rüyasında ilkini çok önemli bir şey için aradığını gördü.
Caput Draconis - mistikalem.com
Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: [email protected]
- 26 Eylül 2022
- 09 Ağustos 2022
- 25 Temmuz 2022
- 15 Temmuz 2022
- 08 Temmuz 2022
- 27 Haziran 2022
- 20 Haziran 2022
- 12 Haziran 2022
- 04 Haziran 2022
- 22 Mayıs 2022
- 09 Mayıs 2022
- 02 Mayıs 2022