Zeus "Aşıklar"ın Diyarında...

 
26 Mayıs 2024--- 10 Haziran 2025 = Jüpiter Gezegenin İkizler Burcundaki Seyahati
 

"Kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir. Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatın hakimisin ne de hayat karşısında çaresiz..." - Şems-i Tebrîzî-

 
Sevgili okurlar,
 
Güneş Sistemi’ndeki en büyük ve en güçlü manyetik alana sahip olan; Jüpiter gezegeni Zodyak çemberinin en değişken ve en hızlı zihinsel kapasitesine sahip burcu; İkizler ’in esnek, şeffaf, canlı, neşeli, objektif, çok renkli, meraklı, rüzgâr gibi hızlı doğasındaki 12 aylık yolculuğuna başladı.
Bilincimizin sınırlarını genişletmek üzere bizleri entelektüel bir yolculuğa davet eden Jüpiter gezegeni, 9 Ekim 2024- 4 Şubat 2025 zaman aralığında ise geri hareketini gerçekleştirirken her şeyde ölçülü olmaya özen göstermemiz işlevsel olabilir. Jüpiter gezegeninin retro sürecinde, özellikle eğitim ve ticari zeminde yeniden ele almak istediğimiz projelerimizle iletişim bağı kurmak adına zengin bir süreç deneyimleyebiliriz. Ağustos ve Aralık aylarının sonlarına doğru Kronos  (Satürn gezegeni) ile Zeus (Jüpiter gezegeni) oldukça çekişmeli bir tonda uzlaşma arayışına girdiklerinde,(Jüpiter-Satürn kare açı dinamiği)  Zeus’un şimşekleri hedeflerimize yönelik  alternatif yol güzergahlarını aydınlatıyor, yavaşlayalım ve uyanık olalım!
 
Tanrıların Tanrısı Zeus, çarkıfeleği bu kez ‘Aşıklar’ın Diyarında cömertçe ve şefkatle çeviriyor…Bakalım bu kez çarkın oku yaşam döngümüzde hangi alanda nasıl bir büyümeyi ve zenginleşmeyi vadediyor? Bu her bir bireyin doğum haritasında İkizler burcunun hangi yaşam alanında (ev) olduğuna ve doğum haritasında yer alan tüm gezegenlerin konumları, birbirleriyle olan açısal dinamiklerinin mevcut gezegen transitleriyle kurduğu bağa göre şekil alacaktır ancak bir ipucu ve yaşam döngünüzde kuş bakışı, hızlıca bir değerlendirme için; Jüpiter gezegenin İkizler burcunda seyahatte olduğu 2012-2000-1988-1976 yıllarındaki deneyimlerinize bir göz atmayı seçebilirsiniz.

“Ok niyettir. Yayın kuvvetini hedefin merkeziyle buluşturan odur. Ok yaydan çıktığı anda dönüş yoktur… Attığın her ok, yüreğinde bir iz, bir hatıra bırakacak…”* – Paulo Coelho-

  
Tanrıların Tanrısı Zeus, dualite bilincini ışıyan renkli bir kelebek misali pır pır ham bilgi peşinde merakla kanat çırpan İkizler burcunun biraz huzursuz (zihinsel boyutta) doğasında pek rahat edemez (Jüpiter gezegeni İkizler burcunda ‘zararlı’ konumdadır). İkizler burcunun doğası Tanrıların ulağı, yeryüzünde ve eş zamanlı olarak yeraltı diyarında var olabilen tek tanrı Hermes’in yönetimindedir, Hermes objektif, zeki, becerikli bir Tanrı olmasının yanı sıra kurnazca hileler gerçekleştirebilen bir sihirbaz gibidir. Bu bağlamda önümüzde beliriveren fırsatları değerlendirirken etik ve ahlaki değerlerimizi her an göz önünde bulundurmak işlevsel olabilir ki; Hermes’in  diyarındaki paradoksal zeminde peynir kapanına av olmayalım :) 
Jüpiter gezegeninin İkizler burcunun ele avuca sığmaz zeminindeki yolculuğu sürecinde her birimizin baş gurusu olan; “nefes”imizin ritmine odağımızı yöneltmemiz; bilinç-bilinçdışı arasındaki dinamiğimizi çok net gözlememize vesile olabilir. Bu bağlamda “nefes”imizin özgün ritmine konsantre olmamız ve bireysel özgün doğamıza uygun nefes tekniklerini günlük yaşam akışımıza entegre etmemiz faydacıl olabilir. Eş zamanlı olarak zeki İkizler burcu çok iyi bir gözlemci olduğu için öz doğamızın tek besin kaynağı olan “meditasyon” öğününü mevcut ölüm-doğum döngümüzün akışına entegre etmeyi de hatırlamalıyız. Meditasyon süreçlerimizde ve/veya ayrı/özel  bir  zaman sürecinde uygulayacağımız bir zihin jimnastiği pratiği olan “mudra” uygulamaları sinir sistemimizin sağlıklı bir tonda akışını destekleyecektir. Ayrıca İkizler burcu dinamiği “ses” in kutsal doğasının bilincinde olduğu için “mantra” uygulamalarıyla zihnimizi eğitmeye yönelebiliriz.
Pek tabi İkizler burcu denilince akla ilk düşen elmanın adı: “iletişim” oluyor ;)  Canlılar arasındaki mucizevi bir sanat ; iletişim süreçlerimizde kendimizi, anlatmak istediklerimizi ne ölçüde net/objektif bir tonda ortaya koyup koymadığımızı gözlemleyebileceğimiz gibi iletişim becerilerimizi geliştirebilecek eğitim süreçlerine entegre olabilir özellikle iletişim sürecinin bel kemiği olan; “dinleme” becerimizde ustalaşma yoluna doğru aklımızı yöneltebiliriz. Yeni bir dil öğrenmek, varoluşsal doğamızdaki bir becerimizi geliştirmek, ve bu becerilerimizin tanıtımını/reklamını yapmak, kalbimizin özgün melodisini kalemimizin mürekkebiyle birleştirmek, iç dünyamızdaki ticari dengeleri/ alış-veriş dengesini kelimelerin ritmiyle yeniden yapılandırmak adına da psikolojik danışmanlık sürecine başlayabiliriz. Ne de olsa hatırlayalım ki; psikolojik danışmanlık sürecine baş vuran kişiler oldukça zeki bir varoluşsal doğaya sahiptirler, değil mi? 
 

Öz olarak Zeus "Aşıklar"ın Dİyarında içdünyamızdaki ışıkların, Ay 'ın  ve Güneş'in dinamiğini daha iyi anlamlandırabilmemiz, ilahi/sonsuz doğamızla ölümlü  doğamız arasındaki dengeyi güzellikle ve anlayışla dengeleyebilmemiz adına her birimize yeni deneyimler armağan ediyor, ilk ikizlerin Adem (bilinç) ve Havva (bilinçdışı) var oluşundan bugüne değin kaç döngüdür, yasak meyvayı yediğimizi bilme yönünde merakımız var mı? 

Işık Olsun!
 
*Coelho, P. (2021). Okçu’nun Yolu, sy.: 57-58., Can Yay., İst.