Kapalıçarşı'da "Gramofon Baba" olarak bilinen 73 yaşındaki tek gramafon ustası Mehmet Öztekin, 6 yaşında tanıştığı mesleğini halen büyük bir heyecanla sürdürüyor.
Yarım asırdır gramofon tamiri yapan ve imal eden Öztekin, Türkiye'den ve dünyadan getirilen çok sayıda arızalı gramofona ses verdi. İngiltere'de 1928'de Atatürk'e hediye edilmek üzere yapılan gramofonu da geçen yıl tamir eden Öztekin, şu ana kadar 10 binin üzerinde gramofon üretti.
Kapalıçarşı'nın son Gramofon ustası Kapalıçarşı'da "Gramofon Baba" olarak bilinen 73 yaşındaki tek gramafon ustası Mehmet Öztekin, 6 yaşında tanıştığı mesleğini halen büyük bir heyecanla sürdürüyor.
Mehmet Öztekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 yaşında babasından öğrendiği mesleği halen büyük aşkla sürdürdüğünü anlattı. Çocukluğundan bu yana gramofon ürettiğini ve tamir ettiğini ifade eden Öztekin, şunları söyledi:
"Bizim dönemimizde çocuklar bir ustanın yanına çırak olarak verilirdi. Kısacası usta-çırak ilişkileriyle büyürdük. Anne ve babalarımızın bizim kazandığımız haftada 1 kuruş veya 2 kuruş gibi bir paraya ihtiyaçları söz konusu değildi. Ancak çocuğun okul eğitiminin yanında bir de meslek eğitimi alması düşüncesi ağırlıktaydı. Nitekim uzun yıllar okullarda dahi düz liseler, sanat enstitüleri, sanat okulları diye çeşitli meslek okulları da vardı. Kulağımızda çınlayan 'Sanat altın bileziktir' sözü vardı. Şu anda o kolumdaki altın bileziği düşmesin diye iple bağlamışım."
Günümüzün dijital teknolojisine karşı direndiğini ifade eden Öztekin, "Gelişen teknolojinin içerisinde o kadar meslek dalları yok olup gitmiştir ki ustalarıyla birlikte. Bundan her zaman rahatsızlık duymuşumdur. Teknolojiye kapalı bir insan değilim, her zaman teknolojiye açığım. Ama teknolojinin verdiği zararları da görmekte yarar var. Yani insan gücünü hep dışlarsanız, robot gücüne hep dayanırsanız, bu insanlar ailelerini nasıl geçindirecek, çocuklarını nasıl okutacak?" diye konuştu.
Dükkanında şu anda 1914, 1928 yıllarına ait gramofonlar da bulunduğunu ifade eden Öztekin, "1914 senesinde 1. Dünya Savaşı’na girdik, ondan önceki yıllarımız da zaten savaşlı yıllardı. Ancak 1920'lerden sonra Kurtuluş Savaşı ile bitti bu işler. Ondan sonra gramofona ayıracak zamanımız oldu. Gramofona ayıracak bir bütçemiz oldu ki zaten eskiden de herkesin evinde gramofon olması söz konusu değildi. Bir semtte belki bir kişide bir gramofon olurdu. Ona da ailenin en büyüğünün dışında kimse el süremezdi." dedi.
-Atatürk'e hediye edilen gramofonu tamir etti
Tamir ettiği gramofonların sayısını hatırlamadığını dile getiren Öztekin, "Dünyanın her yerinden tamir için gramofon getirildi. Ülkemin her yerinden geldi. En etkilendiğim gramofon, geçen sene Yalova Belediyesi'nden gelen Atatürk'ün gramofonuydu. Onu tamir ederken büyük stres yaşadım. O ellerin dokunduğu o gramofonu tamir ettiğim için büyük heyecan duydum. Şimdi bu gramofon, Yalova Belediyesi’nde, Atatürk’ün Köşkü'nde." diye konuştu.
Mehmet Öztekin, yaklaşık 60 yıldır bu meslekten geçimini kazandığını, 2 çocuğunu üniversitede okuttuğunu belirterek, gramofonda, doğallık, kirlenmemişlik, müziğin has ve temiz hali olduğunu söyledi.
Öztekin, bu alanda 2 çırak da yetiştirdiğini de anlatarak, "Şu ana kadar bin 500 plağım var. 10 binin üzerinde ürettiğim gramofon var. Bu 10 binin 3 bini yurt dışında çalıyorsa, geri kalanı bu ülkede çalıyor. Bu benim için mutluluk verici. Uzun süredir susmuş gramofonları burada çalıştırdığım zaman sahipleri ağladı, geçmişe döndü." ifadelerini kullandı.
Yorumlar