Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Türkiye'nin milli üretim hamlesini, helal ilaç ve tıbbi cihaz konularında da sergileyerek, dış dünyaya bağımlılığı sona erdirebileceğini söyledi.
Erdöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, helal ilaç ve tıbbi malzeme konusunun zaruret kavramıyla geçiştirilemeyeceğini belirterek, Türkiye'nin bu alanda bir an önce kendi alternatiflerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Tarım devrimi ve yerleşik hayata geçme sürecinden sonra gelişen millet ve medeniyet bilincinin, tıbbı da beraberinde geliştirdiğini aktaran Erdöl, bazı kültürlerde kullanılması dinen, örfen yasak olan şeylerin, hayattan tecrit edildiği gibi tıptan da çıkarıldığını dile getirdi.
Prof. Dr. Erdöl, bunun en bariz örneğinin İslam inancıyla şekillenen tıp anlayışında görüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Peygamber Efendimizin, 'Şüphesiz ki Allah sizin şifanızı size haram kıldığı şeylerde kılmamıştır' hadisleri gereği İslam dünyası tarih boyunca haram olan şeylerin şifasına da mesafeli durmuştur. Günümüzde ilaçların içeriğine katılan maddeler, etken madde ve eksipiyanlar (ilaçlara biçim ve daha fazla dayanıklılık vermeye yarayan maddeler) olarak kabaca ikiye ayrılmaktadır. Etken madde ve eksipiyanlar genellikle çok sayıda kaynaktan elde edilebilmektedir. Bu ürünler insan, bitki, hayvan, sentetik, yarı-sentetik kaynaklı olabilmektedir. Bir formülasyona giren maddelerin çoğu dinimize göre helal bile olsa bir tanesinin haram veya şüpheli olması inancımıza göre o ürünün tüketilmesini sorunlu kılmaktadır. Benzer hassasiyet tıbbi cihazlar içinde geçerlidir. Bugün ilaç ve tıbbi cihaz sektörünü dev ölçekteki global şirketlerle ellerinde bulunduran batı menşeli firmaların üretimlerinde hassasiyetlerimizi dikkate aldıklarını söylemek maalesef çok zor."
- "Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbi cihazlar inancımızı tehdit ediyor"
Erdöl, ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde yaygın olarak kullanılan hayvan ve insan kaynaklı bazı bileşenlerin Müslüman tüketicileri endişelendirdiğini aktararak, şu bilgileri verdi:
"Gıda ve ilaç endüstrisinde önemli miktarda hayvansal ürünlerden elde edilen katkı maddeleri kullanılmaktadır. Özellikle de omurgalılarda bulunan lifli bir protein olan kollajenden hidroliz yoluyla elde edilen jelatin başlı başına bir sorun teşkil etmektedir. Jelatinin gıda, kozmetik ve ilaç sanayinde oldukça geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Ülkemizde, yoğun bir şekilde batılı ülkelerde üretilen jelatin kullanılmaktadır ve bu ürünün ana kaynakları içerisinde, ekonomik ve teknik bazı avantajları nedeniyle ağırlıklı olarak domuz deri ve kemikleri yer almaktadır. Aynı şekilde, bazı ilaçların elde edilmesinde alkolün kullanılması, insan vücudunda üçüncü derece yanıklarda domuz derisinin nakledilmesi gibi uygulamalar sorgulanması gereken olgulardır. Bu örnekleri artırabiliriz. Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbi cihazların, Müslümanlarca kullanılması endişe verici olup, bu durum genlerimizi, geleneklerimizi, inancımızı tehdit etmektedir. Bu hayati meseleyi zaruret kavramıyla geçiştirmemeli ve bir an önce 'helal ilaç-helal tıbbi malzeme' konusunda kendi alternatiflerimizi geliştirmeliyiz."
Bu kapsamda, 23-25 Kasım'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde İstanbul'da düzenlenecek Dünya Helal Zirvesi'ni çok önemsediğine işaret eden Erdöl, "Savunma sanayinde ortaya konulan kararlı iradeyle başarılan milli üretim hamlesini helal ilaç ve tıbbi cihaz konularında da sergileyerek hem dış dünyaya olan bağımlılığımızı nihayete erdirebilir hem de İslam dünyasının kanayan yarası olan şifa kaynaklarının helalleştirilmesini sağlayabiliriz. İnanıyorum ki İbni Sinaları, Farabileri, El Zehravileri yetiştiren medeniyetimiz, savunma sanayisinde, otomotiv sektöründe olduğu gibi helal ilaç ve tıbbi cihaz alanlarında da babayiğitler çıkaracaktır. Ülkemizin, milletimizin ve İslam coğrafyasının sağlıklı geleceği için bu adımın atılmasına ihtiyacı vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar