Tepük; Kaşgarlı Mahmud'un XI. yüzyılda yazdığı Divanü Lügat-it Türk adlı eserinde adı geçen ve Türkler arasında oynandığı belirtilen bir tür top oyunudur. Sözlükteki "kurşun eritilerek iğ ağırşağı şeklinde dökülür, üzerine keçi Kılı veya benzen bir şey sarılır, çocular bunu teperek oynarlar" tarifinden yola çıkarak oyunun eski Türklerce oynanan bir tür futbol olduğu iddia edilmektedir. Ancak iğ ağırşağının yapısının yuvarlak bir topa dönüşümü teknik olarak oldukça zordur.
Tepük oyunu, oyun aracı mezkûr cismin görünümü ve oynanış biçimi yeterince açıklanamadığından, gerek dilbilim çalışmalarının, gerekse Türk spor tarihinin problem alanlarından birini oluşturmaktadır.
Prof. Dr. İbrahim Yıldıran bu oyunun futbol değil, badminton tarzı bir oyun olduğunu ispatlamış, Doğu Türkistan'da gerçekleştirilen folklor araştırmalarında Uygurlar'da tesbit edilen "Tepgüç" oyunun Tepük ile benzerliğine dikkat çekmiştir.
Öte yandan Türklerin futbola daha çok benzeyen ve ayakla oynanan bir de Tsuh Küh denilen oyunu vardır.
H.Ü. Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulunun 20-22 Ekim 1994 tarihinde düzenlediği, "Spor bilimleri III. Ulusal Kongresi"ne Gazi üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünden Prof. Dr. İbrahim Yıldıran'ın sunduğu bildiride bu oyunla ilgili bilimsel veriler şöyle anlatılıyor.
Erken devir Türk kültür çevrelerinde oynanan top oyunlarından bahseden kaynaklar oldukça sınırlı olmakla birlikte, gerek eski çin kronikleri, gerekse Kaşgarlı Mahmud'un XI . yüzyıla ait Divanü Lûgat-it-Türk (DLT) adlı eseri, eski Türk toplum hayatmı biçimlendiren unsurlardan biri olan sportif top oyunları hakkında önemli bilgiler vermektedir.
Çin'de San imparator devrinden (M.Ö. 2. bin) 9. yüzyıla kadar oynanan ve futbol benzeri bir tür ayaktopu oyunu olan Tsuh Küh, değişik dönemlere ait çin kroniklerinde Proto-Türk boyların maharetle oynadıkları bir oyun olarak zikredilmektedir. DLT ise, XI. yüzyıl Türk coğrafyasının spor, oyun ve eğlence hayatı üzerine oldukça zengin malûmatlar sunmaktadır. Top oyunlarıyla ilgili olarak DLT'de Tepük , çöğen , Top yuvarlaşmak ve basketbol oyununa benzetilen top asmakta yarışmak gibi oyun ve oyun kavramlarından bahsedilmektedir.
Kronolojik açıdan bakıldığında, belirli bir oyunu ihtiva eden anlamıyla Tepük kavramından bahseden ilk kaynak, Kaşgarlı Mahmud'un XI. yüzyılda yazdığı Divanü Lügat-it Türk adlı eseridir. XIi. ve XIV. yüzyıllar arası Türk ve Fars şiirinde mecazi anlamda oldukça sık kullanılan ve bu dönemlerde moda bir kavram olarak yaygınlaşan Tepük, son olarak XIV. yüzyılda yazılan ibni-Mühenna Lügatine yer aldıktan sonra, hem oyun aracı cisim, hem de kavram olarak bugünkü Türk dillerinde hiç bir iz bırakmadan ortadan kaybolmuştur
Divanü Lûgat-it-Türk'ün tercümesinde Tepük kavramı şöyle açıklanmaktadır: "Kurşun eritilerek iğ ağırşağı şeklinde dökülür, üzerine keçi Kılı veya benzen bir şey sarılır, çocular bunu teperek oynarlar"
Divan'a göre, iğ ağırşağı şeklinde dökülen kurşun üzerine keçi kılı sarılarak imal edilen ve çocukların ayakla teperek oynadıkları Tepük, Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemizde yazılmış olan ve spor tarihini konu edinen hemen hemen tüm yayınlarda, Türklerde futbol oyununun kökeni olarak yansıtılmıştır. Ancak, iğ ağırşağının küresel değil, yassı ve yuvarlak olması ve açıklaması Arapça olan Tepük maddesinin Türkçe ve diğer dillerdeki farklı çevirilerinde, tercümelerin, keçi kıllarının, yassı-yuvarlak kurşun kitlesinin üzerine sarılmayıp, içinden geçirildiği biçiminde yapılması göz önüne alındığında, oyun aracının bilinen formda bir top olmadığı, dolayısıyla, oyunun da günümüz futbol oyununun bir prototipi olamayacağı anlaşılmaktadır.
XI - XIV. yüzyıllar arasında, İran şiirinde mecazi anlamda oldukça sık kullanılan bir kavram olan Tepük ile ilgili tesbit edilebilen dörtlüklerin analizleri de, bu cismin, matematiksel anlamda bir küre olmadığını göstermektedir.
Kaşgarlı, oyun aracı cismi sadece materyal-teknik açıdan tanımlamaya çalışmış, ancak, oyunun oynanış biçimi ve kuralları hakkında, çocukların oynadığı ve ayakla tepmek esasına dayalı oluşu dışında malûmat vermemiştir.
Bununla birlikte, verilen açıklama incelendiğinde oyun aracının başlıca iki unsurdan meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Biri, iğ ağırşağı şeklinde dökülen kurşun kitlesi, diğeri ise, bununla irtibatlandırılan keçi kılı veya benzeridir. Kaşgarlı'nın, cismin formunu iğ ağırşağı benzetimiyle vermesindeki amacın, somut bir örnekle, bu spesifik oyun aracının görünümü hakkında okuyucuya rahat bti tasavvur imkanı sağlamak olduğu düşünülebilir.
Ağırşak, bilindiği gibi, ip eğirmek için taştan ya da kemikten yapılan, yassı-yuvarlak veya yarım küre şeklinde, ortası delik bir cisimdir. Ağırşakların, tarihin bilinen devirlerinden beri hemen hemen bütün kavimlerde şekli hiç değişmeyen bir alet oluşu , farklı formlarda, özellikle küresel ağırşakların da olabileceği ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Öyleyse, Kaşgarlı, ağırşak benzetimiyle, Tepük oyunundaki aracın küresel bir form taşımadığını açıkça vurgulamış olmaktadır.
İğ ağırşağı şeklinde dökülen kurşun kitlesi ile keçi kılı veya benzerinin ne tür bir uygulamaya tabi tutularak oyun aracı Tepük un oluşturulduğunun bilinmesi, bize göre en önemli noktadır. Türkçe çeviri, kurşun kitlesinin üzerine keçi kılının sarıldığı şeklindedir. Bu yöntemle elde edilecek bir cismin, futbol oyununun ihtiyaç duyduğu formda, yuvarlak-küresel bir topa benzemeyeceği açıktır.
Ayrıca, küresel bir cisim elde etmek için yassı bir kurşun parçasından hareket etmenin mantığı ne olmalıdır? Eserinde, top, topık, top yuvarlamak, top yuvarlaşmak gibi kavramlara yer verdiğine bakılırsa, Kaşgarlı'nın gerçek anlamda küresel topların nasıl yapıldığını bildiği muhakkaktır. Kaldı ki, Kaşgarlı'nın yaşadığı XI. yüzyıldan daha önceki devirlere ait Türk kültür çevrelerinde, futbol benzeri oyunların oynandığı ve oyun aracı olarak, genellikle sekiz parçalı dikilmiş bez ya da deri kılıflara hayvan kılları doldurularak yapılan topların kullanıldığı eski çin kroniklerinde ifade edilmekte, oyunun ustaları olarak ta, "kuzeyli barbarlar", yani Proto-Türk halklar gösterilmektedir.
O halde, yassı-yuvarlak malzemesiyle Tepük, futbol topunun prototipi olamayacağına, dolayısıyla, bununla oynanan oyun günümüz futbol oyununa köken teşkil edemeyeceğine göre, cismin gerçek görünümü nasıldır ve ne tür bir oyunda kullanılmaktadır?
Bu sorunun cevabı, yassı-yuvarlak kurşun kitlesine keçi kıllarının nasıl sarıldığında yatmaktadır.
Kaşgarlı Mahmud, DLT'yi Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazdığından, Tepük kavramının açıklaması da Arapça'dır. Türkiye'de, Tepük oyununun futbol benzeri bir oyun olduğunu ileri süren kaynaklar, genellikle DLT'nin Atalay çevirisine dayanmaktadır. Bu çeviri, yukarıda bahsedildiği gibi, kılların iğ ağırşağı biçimindeki kurşun kitlesinin "üzerine" sarıldığı şeklindedir.
Ancak, DLT ile ilgili gerek yerli, gerekse yabancı literatürdeki Teptik kavramı çevrilerinde önemli bazı farklılıklar görülmektedir. İbni Mühenna Lûgati'nde, yine DLTnin esas alındığı açıklamada, Teptik, ağırşak şeklinde kurşundan yapılan ve "içine" keçi kılı vb. doldurulan bir nesne olarak tanımlanmaktadır. Böylece, keçi kıllarının kurşun kitlesinin "üzerine sarılması" ve "içine doldurulması" gibi iki değişik uygulama biçimi gündeme gelmektedir ve bunlar, anılan cismin dış görünümünü doğrudan etkileyebilecek mahiyettedir. Alman dilbilimci Dörfer, DLT'de Arapça açıklaması verilen Tepük kavramının değişik dillere tercümelerindeki bir hataya işaret ederek, açıklamada geçen Arapça öntakı "fihi"nin, "üzerine" ya da "üzerinden" olarak değil, "içinden" ya da "içine" şeklinde çevrilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Buradan hareketle de, Dörfer , keçi kıllarının kurşun kitlesinin ortasındaki delikten geçirilerek sarılmış ve uçlarının bir tutam olarak dışarıda bırakılmış olabileceğini ileri sürmektedir.
Şiirlerden anlaşıldığı kadarıyla, Tepük oyunu, birbirini takip eden, ardışık vuruşlara dayalıdır. Oyun aracı cismin "baş" denilebilecek belirgin bir kısmı vardır ve vuruş esnasında ayağa bu kısım temas etmektedir. Vuruş sonrası cisim dikey olarak yükselirken baş kısmı yukarıya, inişte ise aşağıya dönüktür. Dolayısıyla, oyun aracı Tepük, uçuş güvenliğini ve dengesini sağlayıcı aksamı olan bir cisim görünümü vermektedir. O halde, Tepük, uçuş esnasında baş kısmının yönünü belüleyen, baş kısımından daha hafif, kuyruk denilebilecek ilave bir aksamla teçhiz edilmiş olmalıdn.
Oyun aracına ilişin bu özellikler gözönüne alındığında, Tepük'ün günümüzde "tüy top" da denilen badminton topunun proto tipine benzediği, oyunun da, raketle oynanan badmintonun, ayakların "raket" olarak kullanılmasıyla oynanan bir versiyonu olduğu söylenebilir.
Bu veriler, oyun aracı cismin imâlinde izlenen yöntemi açıklığa kavuşturur mahiyettedir: iğ ağırşağı şeklinde dökülen ortası delik kurşun kitlesine, keçi veya benzeri hayvan kılları, delik kısmın içinden geçirilerek sarılmakta ve sonunda kılların uçları bir demet halinde dışarıda bırakılmaktadır. Bu tanımlamalardan hareket edildiğinde, Kaşgarlı'nın bahsettiği Tepük, badminton topunun görünüme sahip bir cisim olmalıdır.
Oyunun ve oyun aracı cismin ortadan kaybolması dolayısıyla, Tepük kavramı spesifik anlamıyla günümüze kadar gelememiştir. Kavramın, belirli bir oyunu içeren spesifik anlamını kaybetmiş olması kabul edilebilir olmakla birlikte, 20. yy. başlarında Doğu Türkistan'da gerçekleştirdiği folklor araştırmalarında Uygurlar'da tesbit edilen "Tepgüç" oyunu ve oyun aracının, Tepük ile benzerliği dikkat çekicidir.
Araştırmada çizimi de verilen Tepgüç, üstüste konulmuş bir kaç bakır ya da pirinç çin parasının ortasındaki delikten bir tutam at kılının sıkıştırılarak geçirilmesiyle oluşturulmaktadır. Alt kısımda kalan at kılları kısaca kesilerek her yöne açılmakta ve böylece vuruş esnasında ayağı acıtmayacak bir yastık görevi görmektedir. üst kısımdaki kıllar ise uzun bırakılmıştır. Cismin toplam uzunluğu 6-7 cm kadardır. çizimde verilen gerçek görünümü dikkate alındığında, Tepgüç'ün de Tepük gibi badminton topunun ilkel bir modeli olabilecek yapı ve görünüme sahip olduğu görülmektedir.
Tepük cisminin imâinde kullanılan iğ ağırşağı şeklindeki kurşun kitlesinin yerini Tepgüç'te madeni paralar almıştır. Cisimlerin uçuş kolaylığı ve güvenliği sağlayıcı "kıl" aksamları ise tamamen aynıdır. Her ikiside, çocuklar tarafından ayakla tepilerek oynanan bu tür ayaktopu oyunu olarak ifade edilmektedir. Ayrıca, Kaşgarlı Mahmudîın Uygur Olması da, Divanü Lûgat-it-Türk'de bahsettiği Tepük oyunuyla, Uygur kültür çevresine ait Tepgüç oyununu kastetmiş olabileceği tezini kuvvetlendirmektedir.
Badmintonun, 'İndiaca' adıyla, sadece açık el ayasıyla oynanan ve İnkalara atfedilen bir türü günümüze kadar ulaşmıştır.
SONUÇ
Ayakla tepmek esasına dayandığı için Türk spor tarihi çalışmalarında futbol oyununun önceli olarak gösterilen "Tepük Oyunu"nun, gerek oyun aracı cismin formu, gerekse oyu- nun oynanış biçimi bakımından futbola köken teşkil edemeyeceği anlaşılmaktadır. Tepük cisminin mahiyetinin yanlış anlaşılması, Divanü Lûgat-it-Türk'de orijinal açıklaması Arapça olan Tepük kavramında geçen Arapça bir öntakıya, değişik dillere yapılan çevirilerde, farklı anlamlar verilmesinden kaynaklanmaktadır.
İğ ağırşağı selinde dökülen kurşun kitlesinin üzerine keçi veya benzeri hayvan kıllarının sarılmasıyla oyun aracı Tepük'ün elde edildiği yönündeki çeviriler, cismin gerçek görünümünü tasavvura imkân tanımamaktadır. Tartışma konusu olan Arapça öntakı "fihînin, "üzerine" olarak değil "içine" ya da "içinde" şeklinde çevrilmesi gerektiğini belirten dilbilim çalışmalarından hareket edilerek, keçi kıllarının kurşun kitlesinin ortasındaki delikten, yani içinden geçüilerek sarıldığı ya da kılların, i̇bni-Mühenna Lügatinde açıklandığı gibi direkt içine doldurulduğu ve uçlarının bir tutam halinde dışarıda bırakıldığı kanaatine varılmıştır.
Kurşun kitlesinden biR "baş' ve bunun içinden geçirilmiş kıllardan bir "gövde" olarak iki aksama sahip olan Tepük bu formuyla, günümüzde, "tüy top"ta denilen badminton topunun ilkel bir mo- deline benzemektedir. XII. ve XiV. yüzyıl Fars şairlerine ait, Tepük'ten bahseden dörtlüklerden çıkarılan oyunun da ancak verilen form ve nitelikte bir oyun aracıyla oynanması mümkündür.
Dörtlüklerde mecazi anlamda yer alan oyunda, Tepük cismine ayakla vurulduğunda, baş kısmı yukarıda olmak üzere dikey olarak yükselmekte, iniş esnasında ise baş aşağıyı göstermekte ve tekrarlanacak vuruş için ayakla temas eden kısım olmaktadır. O halde, Tepük, futbol oyununun ihtiyaç gösterdiği yuvarlak-küresel toplarda olmayan, belirgin bir "baş" kısmına sahiptir. Ayrıca, burada, baş kısmı sürekli gidiş yönünü gösterdiğinden, başın yönünü tayin edici, uçuş dengesini sağlayıcı ek bir aksamın varlığı söz konu- su olmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla Tepük oyunu, oyun aracı cismin ayakta sektirilmesi esasma dayalıdır. Oyunun, bu şekliyle karşılıklı iki oyuncu arasında oynanması da mümkün görülmektedir. Bu durumda Tepük oyununun, günümüz sporlarından badmintonun, ayakların raket olarak kullanılmasıyla oynanan tarihi bİR' versiyonu olduğu söylenebilir.
Tepük kavramına XIV. yüzyıldan itibaren rastlanılmamasmın sebebi olarak oyunun ortadan kaybolmasını gösteren dilbilim çalışmalarının aksine, XX. yüzyıl başlarında, Doğu Türkistan'da, Uygurlar arasında tesbit edilen "Tepgüç" oyununun, gerek oyun aracının formu, gerekse oynanma biçimi bakımından "Tepük" oyunuyla şaşırtıcı bir benzerlik göstermesi, adlarında "tepmek" fiilinden kaynaklanan kavramsal bir yakınlık ta olan bu iki oyunun, aynı oyun olabileceğini düşündürmektedir.
Tepük oyununun, XX. yüzyıl başlarında Uygurlarda tesbit edilen ve bir kaç delikli madeni paranın ortasından at kıllarının sıkıştırılarak geçirilmesiyle imal edilen "Tepgüç" adlı bir çocuk oyunu ile benzerliğini, gerek oyun aracının formu, gerekse oynanma biçimi olarak ta, fut- bolun değil, kökeni Asya halklarına dayandırılan badminton oyununun, ayakların raket olarak kullanılmasıyla oynanan, arkaik bir versiyonu olabileceğini ortaya koymaktadır.
www.arkeolojikhaber.com
Yorumlar