Doğa, tarih ve kültür turizminin bir arada olduğu Kapadokya bölgesindeki önemli turistik merkezlerden olan Uçhisar Kalesi, milyonlarca yıllık tarihi ve eşsiz doğal güzelliğiyle her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
Milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasan Dağı ve Göllü Dağı'nın püskürttüğü lavlardan oluşan tüf kayaların doğal yollarla aşınmasıyla ortaya çıkan peribacalarının en büyüğü konumundaki Uçhisar Kalesi, çeşitli dönemlerde insanların yerleşke olarak kullanması dolayısıyla "tarihte bilinen ilk gökdelen" olarak tanımlanıyor.
Milattan önce 2. yüzyılda Roma döneminde oyularak içine çok sayıda oda ve mahsen yapılan kalenin, Selçuklu ve Osmanlı döneminde de yüksekliği dolayısıyla askeri yerleşim alanı olarak kullanıldığı biliniyor.
Cumhuriyet döneminde 1960'lı yıllara kadar belde halkının barındığı 179 metre yüksekliğindeki dev peribacası, günümüzde ise bölgeye hakim yüksekliğiyle turistlere doğal güzellikleri kuşbakışı izleme imkanı sunuyor.
Kalenin girişindeki gişelerden giriş yapan turistler, merdivenlerden tırmanarak zirveye çıkıp kaleden Kapadokya'nın eşsiz manzarasını izleyebiliyor.
Uçhisar Belediye Başkanı Ali Karaaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalenin Kapadokya'nın her yerinden görülen önemli bir simge haline geldiğini ve bölgenin en çok turist çeken merkezlerinden olduğunu belirtti.
Kalenin 50 yıl öncesine kadar insanların yerleşim alanı olarak kullanıldığını vurgulayan Karaaslan, "Uçhisar Kalesinde insanlar Romalılar zamanından beri yaşamıştır. Kapadokya'nın zirve noktasında olmasından dolayı en önemli turistik gezi mekanlarından birisi haline gelmiştir." dedi.
Ziyaret eden turistlerin kalenin zirve kısmına ulaştıklarında, Kapadokya’nın geniş coğrafyasını ve Erciyes Dağı'nı izleyebildiklerini aktaran Karaaslan, dev peribacası şeklindeki kalenin bölgedeki en önemli cazibe merkezleri arasında yer aldığını kaydetti.
Karaaslan, "Kale, yüksekliği nedeniyle bir gökdelen hissi vermektedir. Görsel olarak böyle bir zemini elde ettiği için bölgede cazibesi yüksektir. Bu yıl itibarıyla 170 bin kişi ziyarette bulunmuştur. Kalenin eteklerinde gezilerini tamamlayanları da göz önüne aldığımızda 250 bin civarında bir rakama ulaşabiliriz." diye konuştu.
Uçhisar'a gelen turistleri kaleyi gezdiren profesyonel turist rehberi Ahmet Serhat Erdoğan da kalenin, yeraltı şehirlerinin yer yüzeyindeki versiyonu olarak değerlendirilebileceğini dile getirdi.
Alanı gezen turistlerin, asırlar boyu insanların barındığı bir yerleşim merkezi olmasından dolayı çok etkilendiklerini söyleyen Erdoğan, kalenin gizemli yapısının ziyaretçilerini büyülediğini ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu:
"Uçhisar Kalesi gerçekten çok önemli bir yer. Yer altı şehrinin aslında yeryüzündeki versiyonu gibi düşünebiliriz. İçerisinde odalar var, o odalardan birbirine bağlantı var. Özellikle Roma, Selçuklu ve Osmanlı'ya da askeri üs olarak hizmet vermiş. Zirveye çıkıldığında, her yer ayağınızın altında, harika bir mekan. Turistler, burayı gördüklerinde büyüleniyor çünkü burada böyle bir yaşamın olacağını akıllarına bile getiremiyorlar. Dünyada eşi benzeri olamayan bir yapı, Kapadokya'da biz bu bakımdan şanslıyız çünkü insanlar dünyanın dört bir yanından burayı görmeye geliyor. Geldiklerinde ilk söyledikleri şey 'harika, büyüleyici'. Hayatlarında böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmamışlar onlar için gerçekten harika, gizemli bir yer."
- "Uçhisar Kalesi büyüleyici bir mekan"
Kapadokya'nın tarihi mekanlarını gezmek için Polonya'dan gelen Wojtek Ogonowski, geçmişte insanların bu devasa kaya içinde yaşadığını düşünmenin bile kendisi için büyüleyici olduğunu belirtti.
Kapadokya'nın doğal güzelliklerine hayran kaldığını anlatan Ogonowski, ülkesine döndüğünde arkadaşlarına bölgeyi ziyaret etmeleri konusunda tavsiyede bulunacağını söyledi.
Ogonowski, "Burası gerçekten muhteşem bir yer. Türkiye'deki en önemli turistlik mekanlardan bir tanesi. Buradaki doğadan çok etkilendim. Uçhisar Kalesi, çok etkileyici, büyüleyici, inanılmaz bir mekan. İnsanların bu kayanın içinde yaşadığını düşünmek bile büyüleyici, buraya çok hayran kaldım." diye konuştu.
Güney Afrikalı turist İsmail Moosagie ise kalenin fotoğraflarını daha önce gördüğünü ancak odaları ve basamaklarında adım atmanın geçmişe yolculuk hissi verdiğini belirterek, "İyi ki fotoğraflarla yetinmeyip buraya gelmişim. O zaman ki teknoloji ile bu kayaları kazmış olmaları inanılmaz." ifadelerini kullandı.
Yorumlar