Burçlar yaydıkları farazi enerjilerle 4 temel gruba ayrılırlar.
Gruplar evrenin oluşumu sırasında kaos ortamından düzene geçişini sağlayan 4 temel güç ve elementle özdeştirilir: Ateş, su, toprak ve hava olarak adlandırılır.
Bu elementler burçların genel özellikleri ve dış ortama yaydıkları enerji ile sınıflandırılır. Benliğimizin dört farklı yönü olan zihinsel ve duygusal yapımız, enerji ve fiziksel bedenimiz sınıflandırılan bu burçlarla doğrudan alakalıdır.
Bunların yanı sıra burçların grupları ve temsil ettikleri elementler; burç uyumu ve burç yorumları hakkında da bizi bilgilendirirler. Örneğin aynı ya da kendine yakın bir gruba sahip burçların uyumu kolaylıkla sağlanabilirken, zıt gruptaki burçların anlaşması da bir o kadar zor olacaktır.
● Ateş Grubu burçlar: Enerjiyi temsil eder. Eril ve aktif olandır. Bu grupta yer alan burçlar; Koç, Aslan ve Yay burcudur.
● Su Grubu burçlar: Duygusallığı temsil eder. Pasif ve dişil niteliktedir. Bu grupta yer alan burçlar; Yengeç, Akrep ve Balık burcudur.
● Hava Grubu burçlar: Zihinsel yapıyı temsil eder. Ateş grubu gibi eril ve aktif olandır. Bu grupta yer alan burçlar; İkizler, Terazi ve Kova burcudur.
● Toprak Grubu burçlar: Fiziksel bedenimizi temsil eder. Dört unsurdan en katı ve sabit olanıdır. Bu grupta yer alan burçlar; Boğa, Başak ve Oğlak burcudur.
ATEŞ ELEMENTİ BURÇLARI: Koç, Aslan ve Yay
Atılgan, enerjik, iradesi ve İstekleri güçlü insanlar
Ateş burcunda doğanlar, iyimser ve coşkulu bir alemde yaşarlar (dünyayı öyle algılarlar) ve bu nitelikleri ifade edebilecek kapasiteye sahiptir. Risk almadaki cesareti ve kendine duyduğu güçlü inanç tükenmek bilmek enerjisinin kaynağıdır. Dürtülerinin gücüne güvenir, arzularının ve inançlarının peşinden koşar, aynı zamanda kendisini olayların merkezine yerleştirmekten hoşlanır. Fark edilmek önemlidir, bu yüzden görünür bir yerde olmak için büyük çaba sarf eder. Ateş, gücüyle diğer insanları harekete geçirir ve hedeflerine ulaşmaları için onları coşturur. Bu, onun harekete geçme ve harekete geçirme için kullandığı itici gücün biçimidir. Bir topluluğa hitap etmede üstat sayılır. Belirgin bir biçimi olmayan "geleceği" çok sever. Çünkü onu kendi isteğine göre şekillendirebilecektir. Damarlarındaki kanın dalgalanmasına yol açan büyük başarıları ve yeni başlangıçları riske atmaktan hoşlanır. Meydan okumak için yeni alanlara ihtiyaç duyar ve bir noktaya kadar başarısız olsa bile hemen toparlanır, ayağa kalkar ve yeniden dener. Onun için "bir dahaki sefer" veya "yeni bir başlangıç" her zaman mevcuttur.
Ateş grubu insanı başlangıçların ustasıdır. Ancak bazı projeleri elle tutulur ve görünür biçime sokmakta ateşi yetersiz kalır. Sabırsızlık en ayırt edici özelliğidir. Ekin ve hasat arasındaki zaman onun için sık sık bir sabır sınavına dönüşür. Ateş çabuk tutuşur ancak çıkan gücü (ısıyı) sürekli aynı yükseklikte tutmak ve enerji kaynaklarını doğru kullanmak sahip olduğu bu güce dahil değildir. Rutin işler ona göre değildir, çünkü spontan davranışlara izin vermez. Yeni olana karşı duyduğu isteğin ve onu özgürlüğe yönelten şeylerin önüne sıkıcı bir set çeker. Ateş insanı için geçmiş onu ilgilendirmeyen sıkıcı bir şeydir, çünkü orada değiştirilebilecek bir şey yoktur. Devamlı ileriye gitmek, ilk olmak ister. Bir hedefe inanmak onu harekete geçiren makinedir.
Ateşli insanlar hayatın akışını yakalayarak bir şeye sahip olmak yerine hayata müdahele etmeyi tercih ederler. Ateş elementinden olan insanlar iç gerilimlerine tahammül etmekte diğer elementlere göre daha çok zorlanırlar. Bu gerilimleri sayesinde itici güçlerini kanalize ederek olabildiğince çabuk harekete geçirirler ve gerilimin üstesinden gelmiş olurlar. Bu, kendini ifade etme gücü bazen çocuksu bir spontanlıkla yönlenir ve en büyük pastayı kazanmak gibi bir motivasyona dönüşür. Ancak risk almaktaki büyük isteklilik, kendini kontrol etmekteki eksiklik ve her hangi bir eleştiriye duyulan büyük nefret (kendi kendini eleştirme dahil) ateşli sabırsızlığıyla birleşir ve asil planlarının tahmin edilemez bir maceraya dönüşmesine yol açar -ki bu da çoğunlukla herşeyin yerle bir olması anlamına gelmektedir.
TOPRAK ELEMENTİ BURÇLARI: Boğa, Başak ve Oğlak
Dayanıklı, hesaplı, gerçekleri görebilen insanlar
Toprak insanının dünyası gerçeklerin, deneyimlerin, düzenin ve kurgunun dünyasıdır. Eliyle tutup kavrayabildiği ve duyuları ile algılayabildiği herşeye değer verir. Toprak insanı ateşli spekülasyonlara sıcak bakmaz, yükseltilmiş teoriler onun için çok havadadır ve su grubuna özgü fanteziler onun gerçeklik duygusuna pek hitap etmez. Toprak grubu insanı elindeki bir kuşu çatıdaki iki kuşa tercih eder. Onun için en önemli şey elinde ne kaldığı ve cebinde ne olduğu, yani sonuçta akşam dönerken evine ne götüreceğidir.
Toprak insanları hareketlerinde planlı (önceden tasarlanmış) ve yavaş olabilirler, ancak çok dayanıklıdırlar ve bir yerde kalma (direnme) güçleri vardır. Bir projeyle ilgilendikleri zaman hedeflerine ulaşana kadar bu projeyi doğrudan ve sürekli olarak uygularlar. Pragmatik değerlere karşı duydukları derin güven onları geleneksel olanın koruyucusu ve uçarı ütopyaların yergicisi yapmaktadır. Modern çözümlerden çok, denenmiş, gerçek metodlara değer verir. Aynı şekilde "geçmiş" ve "şimdi" ne olduğu belli olmayan, belirsiz ve güvensiz "gelecek"ten daha önemlidir. Kök salmış toprak insanı idealler, düşünceler ve arzular dünyasını -bazen de gerekli olan hayaller dünyasını- ısıtmak için isteksizdir.
Toprak insanı bildiği ve alışık olduğu konular için koruma ve gözetmede eli açık davranır, çünkü koruma ve gözetme onun dayanağı ve en iyi bildiği şeydir. İşte bu yüzden rutin ve tekrar eden şeylere bayılır, dolayısıyla değişimler ve yeniliklerle başa çıkmakta zorlanır. Tabii ki diğer elementler de bu kişinin inatçılığı, ödün vermezliği ve uygun gibi gelmeyen herhangi bir şeye karşı direnciyle başa çıkmakta zorlanırlar. İlham ve hayallerden yoksunluğu, güvenliğe duyduğu ihtiyaç onu kanıtlanmış ve denenmiş teorilere dayanmaya götürdüğünde ve umutsuzca paraya, mala, mülke, gerçekliğe ve elde ettiği şeylere bağlandığı zaman hayatın anlamını ve sunduğu zevkleri kaçırma tehlikesi baş gösterecektir.
HAVA ELEMENTİ BURÇLARI: İkizler, Terazi ve Kova
Hızlı, meraklı, sıkılgan ve entelektüel İnsanlar
Hava insanı teoriler, düşünceler ve soyut olan herşeyin dünyasında kolay hareket eder. Çok çabuk kavrama becerisine ve kendini ifade edebilmek için tetikte bir sözsel yeteneğe sahiptir. Değişim ve ilişki kurma ihtiyacı onu bir yerden bir başka yere doğru sürükler, diğer yandan özgürlüğe ve bağımsızlığa karşı duyduğu arzu onu herhangi bir yerde fazla zaman harcamaktan alıkoyar. Böylece hava insanı diğer insanlarla arkadaşça ve açık bir şekilde ilişkiler kurar, ancak mesafeli ve "cool" bir etki yaratır.
Düşünce treni devamlı olarak raydan raya geçer, yüzeydedir. Bu insanlar zeki, bilgi vermeyi seven, düşünsel alanda yaratıcı, devamlı bilgi aktaran, çevreleriyle bağlantı kuran, soyut bir şekilde düşünen ve sorgulayan kişilerdir. Fakat derinlere inip çıkarım yapmaktan, duygulara sarılmaktan kaçmayı genellikle başarırlar. Bu durumda da hava insanına özgü olan hafiflik, canlılık ve devamlı meraklılık sonunda onu sabırsızlık, sinirlilik ve dağılmaya götürür.
Herkese ve herşeye karşı duyduğu bitmez tükenmez ilgi onu belirgin bir noktada durmaktan alıkoyar ve bir vatana ihtiyaç duymayan ağırlıksız nesnelere çevirir. İcatlar ve buluşlar gerçekleştirebileceği tek alan olduğu için "gelecek" hava insanının düşünceleri için en iyi altyapıyı sağlayan oyun sahasıdır. Yeni olan herşey tüm olasılıklara açıktır. Deneyler ve ütopyalar için yer bırakır.
Hava insanı sürekli duruluk ve tarafsızlık için çabalayıp dursa da bazen kendisi bile kendi soyut dünyasının yüceltilmiş labirentlerinde kaybolabilir. Kendi fildişi kulesi laboratuvarında yüksek uçuş teorileriyle ilgili deneyler yapan, ancak bir anlamı olduğunu ispatlasa da kimsenin nasıl kullanılacağını bilmediği icatlarda bulunan bir profesöre benzer.
SU ELEMENTİ BURÇLARI: Yengeç, Akrep ve Balık
Duygusal, sezgileri güçlü, hayallerle yaşayabilen insanlar
Su insanı sezgisel olarak kendisini çevresindeki dünyaya uydurur. Antenleri her zaman algılamaya açıktır ve ona mükemmel bir empati yeteneği sağlar. Diğer yandan dıştaki herşeye bu kadar duyarlı olduğu için bu empati yeteneği dıştan gelecek etkilere karşı bir savunma oluşturmaktan alıkoyar. Su insanları inanılmaz derecede alıcıdırlar ve bu durum kendileriyle ilgisi olmayan enerjiler ve güçler tarafından etkilenmelerine yol açar. Duyarlılıkları diğer insanların kendilerinden ne beklediğini kavramalarını sağlar. Onların taleplerini karşılama konusundaki büyük isteklilikleri sonucunda binbir surata sahip ve o anda karşısındaki kişi neye ihtiyaç duyuyorsa o görüntüye kolayca girebilen bir insan ortaya çıkar.
Buna uygun olarak, su insanları kendi sınırları ve kendi kimlikleri konusunda bir duygu geliştirmekte zorlanırlar. Tüm bunlara rağmen, hedefleri konusundaki sezgisel güçlerini hafife almak yanlış olur, çünkü hiçbir şey onu gerçek kaderine ulaşmak için izleyecek olduğu yoldan alıkoyamaz -bu yol diğer elementlere göre kuşkulu, sapa bir yol olsa bile. Yardım etme isteği, empati, içgüdülerinden emin oluş, sempati ve kaydadeğer sezgisel yeteneği su'yun gücüdür ve bu yüzden su insanlarını kendilerini sağaltma veya şifa veren konulara adarkan görebiliriz.
Su insanı güzel hikayeler anlatabilmesine rağmen kendisini formal terminoloji ile ifade etmekte zorlanır ve birşeyleri gerçekçi olarak betimleyemez, çünkü ayık bir dünya gerçekliği ona ait değildir. Zengin hayaller içinde kendisini daha çok evinde hisseder. O diğerlerini dinleyebilen doğal bir ruh doktoru olarak doğmuştur. İnsanlarla derin bir empati içine girebilr veonları dinleyerek derin bir şekilde anlayabilir. Peri hikayeleri anlatan şair, sanatçı veya sihirbaz da doğal olarak odur.
Duyarlılığı onu diğer elementlere göre daha az cüretkar kılar, hatta bazen hayatla başa çıkmakta bile zorlanır. Dış dünyanın talepleri gittikçe zorlaştığı zaman kendisini baş edebilecek durumda hissetmez, sık sık içdünyasına ya da hayaller dünyasına kaçar ve dışarıdaki ağızdalaşının bir şekilde bitmesini umar. Uç deneyimlerde bu onun toplumdan ve insanlardan kaçan birisi olmasına yol açar. Gerçeklik yalanlanır, mantığın giremediği alanlara ya da sarhoşluğa dalınır. Daha sonra geçmiş, hayalleriyle birlikte onu sıkıca kavrar ve bu kayış bir ileriye bir geriye doğru amaçsız bir harekete dönüşür. Ruhu tekrar hatıralara yakalanır ve "eski" yeniden ortaya çıkar. Herşey bittikten yıllar sonra olsa bile aşina şeyler rüyalarda kendilerine yer bulurlar.
Başka hiçbir elementin inemediği derinliklere yalnızca su inebilir ve dibe oturduğunda sakinliğini korumayı başarabilir. Su kendi kendini harekete geçiremez. Bunun için itici bir güce, dıştan bir müdahaleye gerek duyar veya daha da iyisi, akışına sebep olacak bir eğime ihtiyaç duyar.
Yorumlar