İLK YERLİ UÇAĞIN MUCİDİ “VECİHİ HÜRKUŞ”UN RÖPORTAJI GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Kendi imkânları ile ilk yerli uçağı yapan fakat uçuşu izinsiz gerçekleştirdiği iddiası ile 15 gün hapis cezasına çarptırılan Vecihi Hürkuş’un 1925 yılında Resimli Ay Dergisi’ne verdiği röportaj gün yüzüne çıktı.
Hürkuş’un hayatı, Araştırmacı yazar Harun Tuncer tarafından kaleme alınan “Ya Tarihin Yazmadıkları” isimli kitapta incelendi. Kitapta yer alan “Hapisle Ödüllendirilen Adam, Vecihi Hürkuş” isimli makalede, bizzat Vecihi Hürkuş’un imal ettiği “VECİHİ –KV-“ isimli ilk yerli uçak ile alakalı dikkat çekici açıklamalar bulunuyor.
Resimli Ay Mecmuasının 1925 yılı 3. Sayı 5 ve 6. Sayfalarında yayınlanan Vecihi Hürkuş’a ait röportaj yıllar sonra ilk yerli uçağın hikâyesini gözler önüne serdi.
İşte Vecihi Hürkuş’un ağzından ilk tayyaremizin hikâyesi;
Memleketimiz Tayyareci Yetiştirmekte Kısır Değildir
“İstiklal harbinden sonra tayyareciliğimiz epey gelişmiştir. Tayyare ile uçmak otomobil ile gezmeye benzer. Önünüze konan makineyi idare etmesini öğrendikten sonra tayyare idare etmek basit bir iş kalır. Binaen aleyh tayyare ile uçmayı basit bir iş addettim ve bir tayyare yapmaya karar verdim. Öteden beri makine ile meşgul olduğum için bunu başaracağıma emniyetim vardı. Uzun müddet tereddüt devresi geçirdim.”
Gece Gündüz Durmadan Çalıştım
“Arkadaşlarımın teşviki ile bir tecrübe yapmaya karar verdim. Gece gündüz çalışarak elimizdeki mevcut tayyarelerden farklı, daha basit; fakat sürat ve mukavemet itibariyle onlardan daha üstün yeni bir proje oluşturdum. Bu projeyi hayata geçirebilmek için Kuva-yi havaiye müfettişliğinin onaylaması lazımdı. Projemi müfettişliğe verdim ve müsaade etmeleri neticesinde yeni bir Türk Tayyaresi yapabileceğimi bildirdim. Fen memurluğu projemi inceledi ve yapılmasına müsaade etti. Hayatımda o gün kadar mesut olduğumu hatırlamıyorum. İcap eden malzemeyi verdiler. Ben derhal faaliyete geçtim. Gövdeyi taktık, ayakları taktık, kuyruğu bitirmek üzere idim, gece sevincimden uyku uyuyamıyor, gündüz durmak bilmeden çalışıyordum. Artık beş on güne kadar tayyare bitecekti ama o günlerde Fen Memuru görevinden istifa etti. Tayyarenin inşası tehir edildi. Bu beni ta kalbimden vurdu. O gün beynime bir kurşun sıksalar daha az üzülürdüm.”
Memleketime Ufak Bir Hizmet İfa Etmek İstiyorum
“Bu kadar ümide düşüp bu kadar meşakkate düştükten sonra birdenbire tamam olmak üzere olan eserimi topraklar üzerinde terk edip çekilmek bana çok acı geldi. Eserimin yavaş yavaş ölüşüne şahit oldum. Eserimi tamam etmeme müsaade edilmiyordu. Birgün bütün cesaretimi toplayıp müfettişliğe müracaat ettim. “beyefendi” dedim, “memleketime ufak bir hizmet ifa etmek, ona küçük bir eser hediye etmek istiyordum. Buna müsaade edilmeyecekse ben tayyarecilikten çekiliyorum. Mesleğimden adeta nefret etmiştim. Bu müracaatım müfettişliği yumuşatmıştı. Devam etmeme izin verdiler.”
Uçak Hazır Ama Uçmaya İzin Yok
“Kanatları hazırladım ve motoru taktım. Müfettişliğe müracaat ettim. Teyyaremin hazır olduğunu ve denemeye amade olduğumu bildirdim. Fakat ikinci mani ile mücadele etmem gerekecekti. Müfettişlik müsaade etmiyordu. Bir defa Heyeti Fenniye tarafından tetkikine lüzum gösteriliyordu. Uçağı ben yapmıştım, üzerinde ben uçacak, hayatımı ben tehlikeye atacaktım. Ben ne kadar sabırsızlanıyorsam, onlar o kadar soğukkanlı davranıyorlardı. Tatbikat bir ay sürdü. Bir türlü karar verilmiyor, denememe müsaade edilmiyordu.”
Artık Sabrım Kalmadı
“Artık tahammülüm kalmamıştı. Neden eserimin tecrübesine izin vermiyorlardı? Bir gün gizlice tayyaremi meydana çıkardım. Motoruna gaz doldurdum. Üzerine atladım ve makineleri tahrik ederek havalandım. Yükseldikçe ruhum açılıyor, ciğerlerim muvaffakiyetten şişiyordu. Eminim ki ilk tayyareyi icat eden mucitler bile bu kadar mutlu olmamışlardır. Havada 200 km hızla uçuyordum. Uçağımız mevcut diğer uçaklardan daha iyi uçuyordu. Artık kalbim rahattı, tekrar geri döndüm ve tayyaremi kaldırdığım yere indirdim.”
Ödül Olarak 15 Gün Hapis Cezası
“Verilen emri dinlememiş izinsiz olarak denemeye kalkışmıştım. Müfettişlik derhal 15 günlük hapis ve yarım maaşımın kesilmesine karar vermişti. Okul sıralarında iken aldığımız dersler bize işlerimizin ya ödül ile veya ceza ile karşılanacağını öğretmişti. Benim başarım ceza ile mükâfat görüyordu. Fakat bu ceza benim için önemli değildi. Ben tecrübemi yapmış ve heyeti Fenniye’ye ispatlamıştım. Tayyaremin mükemmeliyetini tasdik ettirmiştim.”
Yorumlar