Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, ''Su sıkıntısı arttıkça, dünyanın kaynaklarını yönetme biçimini değiştirmesi ve milyarlarca insan için su ve sanitasyonla ilgili hizmetleri iyileştirmesi gerekiyor.'' dedi.
Sinirlioğlu, ''Sürdürülebilir Kalkınma İçin Su'' başlıklı on yıllık eylem planının açıklandığı BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, su sıkıntısı konusunda küresel farkındalık oluşturulmasının önemine değindi.
Su kaynaklarının yönetimin sürdürülebilir olması için inovasyon, ortaklık ve uluslararası iş birliğinin teşvik edilmesi gerektiğini belirten Sinirlioğlu, ''Su sıkıntısı arttıkça, dünyanın kaynaklarını yönetme biçimini değiştirmesi ve milyarlarca insan için su ve sanitasyonla ilgili hizmetleri iyileştirmesi gerekiyor.'' diye konuştu.
Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için altyapının iyileştirilmesi, kapasitenin artırılması ve gerekli mali kaynakların tahsis edilmesinin gerekliliğine işaret eden Sinirlioğlu, ulusal su kaynaklarının etkili şekilde kullanılması için kentsel ve kırsal alanlarda su ve kanalizasyon sistemlerinin inşasına yatırım, içme suyu ve atık su arıtma tesisleri, sulama ve drenaj şebekeleri, barajlar, rezervuarlar ve hidroelektrik santrallerinin yapılmasının gerektiğini anlattı.
İklim değişikliğinin dünya genelinde su sorunlarını artırdığına dikkati çeken Sinirlioğlu, Türkiye'nin de sel ve kuraklık şeklinde sık sık su kaynaklı iklim değişikliğine maruz kaldığını aktardı.
Bazı bölgelerde yaşanan sel olayları dışında Türkiye'nin doğusunda da 2006 yılından beri şiddetli kuraklık görüldüğünü ifade eden Sinirlioğlu, bölgede son 44 yılın en kurak yılının 2017 olduğunu ve Türkiye'nin de 2030 yılına kadar su sıkıntısı çeken bir ülke olma riskiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi.
Bu karşılaşılan sorunlarla başa çıkmak için su kaynakları geliştirme ve yönetiminde son yıllarda büyük adımlar attıklarını bildiren Sinirlioğlu, Türkiye'nin hem yukarı hem de aşağı havza ülkesi olarak su kaynaklarını kıyıdaş devletlerle iş birliği yoluyla verimli bir şekilde kullanma ve paylaşmayı amaçlayan sınır ötesi bir su politikası izlediğini bildirdi.
Sinirlioğlu, kıyıdaş devletlerin de hem sorumluluk hem de faydaların paylaşılmasını gerektiren kapsamlı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini ve bu ülkeler arasında iş birliği ve diyalogun önemli olduğunu kaydetti.
Yorumlar