Kültür Sanat

Beşir Ayvazoğlu: Samiha Ayverdi'nin her yazdığı İstanbul demektir

Ünlü yazar Samiha Ayverdi, doğumunun 117. yılında ZKS’de Zeytinburnu Belediyesi'nin düzenlediği panelle anıldı.

Beşir Ayvazoğlu: Samiha Ayverdinin her yazdığı İstanbul demektir

25 Kasım Cuma akşamı yapılan panel, önemli kültür insanlarımızdan Beşir Ayvazoğlu’nun moderatörlüğü üstlendiği, Zeynep Uluant, Prof. Dr. Abdullah Uçman ve Prof. Dr. Kenan Gürsoy panelist olduğu etkinlikte ünlü yazar  Samiha Ayverdi, edebî eserleri ve bir sosyal yönleri ile anlatıldı,

Beşir Ayvazoğlu panelin açılış konuşmasında Samiha Ayverdi’yi şu sözlerle anlattı; “Güçlü bir yazar. Türkçeye kelimenin tam manasıyla tasarruf etmesini bilen, Türkçeyi bütün incelikleriyle, bütün zarafetiyle kullanmasını bilen büyük bir yazar. Hakkının da edebiyat tarihinde tam verildiğini tahmin etmiyorum, zannetmiyorum. Onun duruşu, durduğu yer, kullandığı dil, ilgilendiği meseleler belli bir kesimin ilgi alanının dışında. Hatta tepki duydukları için ondan bahsetmeyenler var. Ama gerçek manada edebiyatın, dilin zevkini ve tadını almış olanlar Samiha Ayverdi’nin Türkçeyi fevkalade güzel kullanan bir hanım yazar olduğu gibi aynı zamanda son derece derin bir tarih ve edebiyat kültürüne sahip, Türk kültürünün inceliklerine nüfuz etmesini bilen ve tabii doğma büyüme bir İstanbullu, has bir İstanbullu olduğu için İstanbul’u en iyi anlamış, İstanbul’u en iyi anlatan, antrparantez söyleyeyim neredeyse aslında bütün yazdıkları İstanbul demektir. Rumeli’yi anlatırken bile bana İstanbul’u anlatır gibi gelir.”

Samiha Ayverdi’nin gelini Zeynep Uluant:  Hiç maddi ferahlık içerisinde olmamıştı

Ayvazoğlu, açılış konuşmasının ardından panelde ilk sözü Samiha Ayverdi’nin gelini Zeynep Uluant’a verdi. Uluant, konuşmasında Samiha Ayverdi ile bir anısını şöyle paylaştı; “Çok zorluklarla elde ettiği bir gayrimenkulü vardı Samiha Hanım’ın çünkü hiçbir zaman, hayatının hiçbir devresinde maddi ferahlık içerisinde olmamıştır. O yüzden de İstanbul’u yürüyerek gezmek zorunda kaldığını seneler sonra öğrenmiştim ben. Bu gayrimenkulünü, birisi gelmiş ve kiralamış. Toptan da kira bedelini ödemiş. Samiha Hanım da ‘Evladım, bir senet imzalayalım parayı verdiğine dair.’ Şöyle bir bakmış adam, ‘Gerek yok, yüzün senet.’ demiş. Hakikaten bu 'yüzün senet' sözü benim beynime kazınmıştır. Gören, ondaki bu güzelliği görürdü, görebilen tabii.”

YAŞANAN HEP İSTANBUL’DUR

Zeynep Uluant’ın ardından söz alan Prof. Dr. Abdullah Uçman, “Hatıra ve inceleme türlerindeki eserlerinin çoğunda Osmanlı dönemindeki hayatın lezzetini, bunları bizzat yaşamış birisi olarak temiz bir ifade ile, duru bir Türkçe ile ve daha önemlisi bir İstanbul hanımına mahsus zarafetle dile getiren Samiha Hanım, bu hayatı ve onun bağlı olduğu medeniyeti anlatırken izlenimlerini hemen tamamen Anadolu ve Rumeli Türklüğünden aldığı görülür. Ama yaşanan hep İstanbul’dur. Samiha Ayverdi’nin eserlerini, özellikle hatıra tarzındaki kitaplarını okurken dikkatimizi çeken şey, onun dili yani üslubudur. Yer yer mensur şiiri, yer yer bir sehl-i mümteniyi andıran dili, farklı ırmakların döküldüğü bir denizin zenginliğini hatırlatır. Bu dil onun, şahsi hikâyesini anlatırken de tavuk pazarındaki batakhaneleri anlatırken de hep aynı güzelliktedir.” sözleriyle Ayverdi'nin eserleri ve edebiyatçı kişiliği hakkında bilgi verdi.

Kenan Gürsoy: Bir tefekkür hanımefendisidir.

Sözü son olarak Prof. Dr. Kenan Gürsoy aldı. Gürsoy ise Samiha Ayverdi’yle alakalı duygu ve düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “Samiha Hanımefendi büyük bir mütefekkirdir. Bir tefekkür insanı. Dahasını da söyleyeyim, altını çizeyim; bir tefekkür hanımefendisidir. Bütün bir dünyada, özellikle Batı medeniyeti düşünüldüğünde daha erkeksi olarak adlandırılan bir felsefe, bir bilim hayatı düşünülebilir. Ama bizim Müslüman Şark’ımızın aslında ifade ettiği o tefekkür bir de hanımefendileri içine alan bir veçheye sahiptir. Ve onlar olmazsa sanki bu medeniyet kendi dilini gerçekten bulabilmiş değildir. Bunun, bugün adına tekrar düşünülmesi, onun bir anne olması üzerinden bizim üzerimizde oluşturduğu tesiri fark etmek ve bunu anlatmaya çalışmak herhalde bizim görevimiz olmalıdır.”

Panel, izleyicilerden gelen soruların panelistler tarafından yanıtlanması ile son buldu.

Yorumlar