OSMANLILAR NASIL OLSA GERİ GELECEKLER!...
Prof Dr Hamit Pehlivanı’nın Yedikıta Tarih ve Kültür dergisinde yayınlanan Bosna ile alakalı makaleleri “Bizim Bosna” isimli kitapta toplandı. Toplam 168 sayfa olan kitapta; Bosna’nın tarih süzgecinde yaşadığı zulümler, Bosnalıların Osmanlıya olan hasreti, tarihçeleri ve kronolojileri gibi birçok konu yer alıyor.
Bir yıl Bosna’nın Tuzla şehrinde kalan ve çeşitli araştırmalarda bulunan Hamit Pehlivanlı “Tuzla Üniversitesi Felsefe Fakültesinin Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü kurucu üyesi olarak çalıştığım sıralarda bir takım notlar tutmuş, yaşadıklarımı, duyduklarımı ve gördüklerimi anlamaya ve anlatmaya çalıştım” şeklinde konuştu.
“Osmanlılar Nasıl Olsa Geri Gelecekler”
Kitabın en dikkat çekici bölümlerinden birisi olan “Osmanlılar nasıl olsa geri gelecekler” isimli makale. Bosna’da bir aileye misafir olduğunu belirten yazar, hala Türk kültürünün izlerini gördüğüne vurgu yapıyor. 87 yaşında bir Müslüman’ın Türkiye’ye gelebilmek için pasaport başvurusunu anlatan Pehlivanlı İslam Bey isimli Bosna vatandaşının kimliği olmayışını ve İslam bey’in “yetkili bana ‘nasıl olur, kimliksiz insan mı olur’ dedi. Bende ‘kimliğim nasıl olsun, babam bana her defasında, oğlum ne gerek var kimliğe Osmanlılar nasıl olsa geri gelecekler’ derdi” cümlesini aktarıyor.
Fatih Sultan Mehmet Han tarafından 1463 yılında fethedilen Bosna’nın, Osmanlı’dan koparılışının ardından yaşadığı acılar kitaplaştırıldı. Yedikıta tarih ve kültür dergisinde yayınlanan makalelerden oluşturulan “Bizim Bosna” isimli kitaptaki en dikkat çekici bölüm, 87 yıllık ömrünü kimliksiz geçiren bir Bosna vatandaşının babasına ait olan, “Oğlum ne gerek var kimliğe, Osmanlılar nasıl olsa geri gelecekler” cümlesi… |
“Bir Tarafta Annem, Bir Tarafta Türkiye ”
Graçanicalı Ömer Dede isimli bir Bosna vatandaşı ile yaptığı sohbeti aktaran yazar, Bosnalıların gönlünün hala Türkiye’de olduğuna vurgu yapıyor. Pehlivanlı kitabında Ömer Dede’nin şu cümlelerine yer verdi; “Türkiye’ye gitmek için her şeyi ayarladım, bileti, vapur her şey tamamdı. Ama bir taraftan da köydeki annemi düşünüyordum. Kafam karışıktı, bir tarafta annem bir tarafta Türkiye. Türkiye’ye gidip hayatımı kurtaracak ve yeni bir hayata başlayacaktım. Ama bir taraftan da yıllardır görmediğim annem vardı. Gönlüm annemi görmeden gitmeye razı olmadı. Köye annemi görmek için geri döndüm. Bundan sonra kaderimde değişti. Zira ben gelmeden iki ay evvel annem vefat etmiş. Yıllardır hasreti ile yandığım annemi göremediğim gibi gönlümün bir tarafında yaşattığım Türkiye’ye de gidemedim.”
Avusturya Müslümanları Hastanelerden Dahi Kovdu
Kitapta Bosna’nın Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra Avusturya tarafından çok defa zulme uğradığına dair bilgiler de yer alıyor. Avusturya Ordularının Başkomutanı General Philippoviç, ülkede haksızlığa karşı savunan insanları bahane ederek hastanede yatan yaralı insanlara “Sizin hastalarınız hayvandır. Ben hastaneye askerimin yaralılarını koyacağım. İnsan ve hayvan aynı yerde duramaz. Şimdi bir takım ahırlar bularak bu hayvanları akşama kadar oralara yerleştirerek hastaneyi tamamen boşaltınız” gibi hakaretler ederek, ağır yaralı olmalarına rağmen birçok hasta yerinden sürgün edilmiş.
Yorumlar