Avustralya’da çalışan bir grup araştırmacı, gündelik yaşamın birer parçası haline gelen plastik malzemelerin kalp-damar hastalıkları, tip-2 diyabet ve yüksek kan basıncı ile bağlantısı olduğunu ortaya koydu.
Plastiklerin ana maddesi olan ftalatlar. Kronik hastalıklara ek olarak, yüksek ftalat düzeyi ayrıca bedendeki iltihaba neden olan biyo-işaretçilerin bir bölümünün artışı ile bağlantılı.
Adelaide Üniversitesi ve Güney Avustralya Sağlık ve Tıp Araştırmaları Enstitüsü (SAHMRI) bilimcileri, erkeklerde görülen kronik hastalıklar ile “ftalat” olarak bilinen zararlı kimyasalların yoğunluğu arasındaki ilişkiyi araştırdı.
Çalışma sonuçları Environmental Research dergisinde yayımlanan bir makale paylaşıldı. Ftalatlar, her yanımızı saran tüketici ürünlerinden yaygın olarak kullanılan bir grup kimyasal maddedir. Gıda paketleme, ürün sarma, oyuncak üretimi, ilaç ve tıbbi cihaz yapımı gibi alanların vazgeçilmezi konumundadırlar. Markete gittiğimizde, almak istediklerimizin nasıl da plastiğe gömülmüş durumda olduğunu çoğu zaman fark etmeyiz bile; çünkü gözümüz alışmıştır. Örneğin yoğurdu, o ince plastik tek kullanımlık kaplardan ayrı düşünemez duruma geldik (sakın yoğurt kaplarını daha sonra yiyecek saklamak için kullanmayın!). Ya da kola, gazoz vb. içecekleri nispeten kalın plastik şişeleri ile özdeşleşmiş olarak düşünürüz. Sıvı yağlar da sıklıkla plastik şişelerdedir.
Ama en tehlikelilerinden biri, ince plastik “kavanoz”lara kurulan turşular olsa gerek; asit ve yağ plastiğin çözünerek yiyeceğe karışmasını en kolaylaştıran etkenlerden ikisi. 1500 Avustralyalı erkek üzerinde yapılan yeni araştırmada, yaşları 39 ile 84 arasında değişen bu erkeklerin %99,6‘sının idrar örneklerinde ftalatlara rastlandı. Araştırmayı yapan ekibin deneyimli üyesi Zumin Shi, toplam ftalat düzeyleri daha yüksek olan erkekler arasında, kalp-damar hastalığı, tip-2 diyabet ve yüksek kan basıncının daha yaygın olduğunu bulduklarını belirtiyor.
Plastik kapta turşu sakın yapmayın, yapılmışları yemeyin! “Ftalatların bu hastalıklarla bağlantılı olma nedenlerini tam olarak anlamış değiliz. Fakat şundan eminiz ki, hormon salınımını kontrol ederek bedenin büyümesini, metabolizmayı ve cinsiyete bağlı gelişimi yöneten insan endokrin sistemi üzerinde, bu kimyasallar etki yaratıyor.
Kronik hastalıklara ek olarak, yüksek ftalat düzeyi ayrıca bedendeki iltihaba neden olan biyo-işaretçilerin bir bölümünün artışı ile bağlantılı,” diyor Shi. Yaş ve batı tipi beslenme alışkanlıkları, ftalatların daha yüksek düzeyde olması ile doğrudan bağlantılı olan değişkenler.
Daha önce yapılan çalışmalarda, daha az taze meyve ve sebze yiyip, daha çok paketlenmiş gıda ve karbonatlı meşrubat alan erkeklerin, idrarlarındaki ftalat oranının daha yüksek olduğu bulunmuştu. “En önemlisi de, çalışmaya katılan erkeklerin %82’sinin aşırı kilolu ya da obez olmasına rağmen (bunlar kronik hastalıklar ile ilişkilendirilen durumlardır), çalışmamızda bu koşullar için düzeltme uyguladığımızda, hastalıklar ile ftalatlar arasındaki kayda değer bağlantıda pek değişiklik olmadı. Ayrıca, sigara ve alkol kullanımı gibi sosyo-ekonomik ve yaşam tarzına bağlı etkenler için düzeltme uyguladığımızda da ftalatlar ile hastalıklar arası ilişki değişmedi,” diyor Shi.
bilimfili.com
Yorumlar