İzmirli Kardelen Yılmaz'ın sağ bacağı doğuştan olmamasına karşın cesareti ve çalışkanlığı ile başarılı bir sporcu oldu.
Piste çıktı ve buz üstünde yürümeye başladı
2003 yılında dünyaya gelen Kardelen Yılmaz, protez için 5 ameliyat oldu ve uzayan boyuyla birlikte sık sık değiştirilmesi gereken protezine uyum sağlamaya çalıştı.
Eğitim ve sosyal yaşamını ameliyat süreci dışında aralıksız sürdüren Kardelen, okçuluk sporuyla ilgilenmeye başladı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin takımına girdi.
Okçulukta Türkiye üçüncülüğü, Ege Bölgesi birinciliği gibi birçok derece elde eden genç sporcu, çelik protezine takılan bakışlara aldırmaksızın çalışmaya devam etti, tekerlekli sandalye ile dans etmek istedi ve bir sosyal sorumluluk projesi olan Whellchair Project'te yer aldı.
Son olarak da buz patenlerini giyen Kardelen, engeline takılmadan piste çıktı ve buz üstünde yürümeye başladı.
Engellilere seslendi
Cem Bakioğlu Anadolu Lisesi 2. sınıf öğrencisi Kardelen, kemik eksikliği nedeniyle küçüklüğünden bu yana çok kez ameliyat olduğunu, küçük sorunların düzeltildiğini ama protezsiz yürüyemediğini söyledi.
Ailesinin kendisini iki yaş büyük ağabeyinden hiç ayırmadığını, bu nedenle özgüvenli yetiştiğini belirten genç sporcu, "Ağabeyimle futbol da oynadım, duvarlara da tırmandım. Bu da işe yaradı, 'Ben kimseden farklı değilim' inancı yerleşti" dedi.
Kardelen Yılmaz, yeni şeyler denemeyi sevdiğini, ailesinin de desteğiyle 6 yıl önce okçuluğa başladığını, önceleri ellerinin, parmaklarının yara olduğunu yine de vazgeçmediğini anlattı.
Kardelen, son olarak buz patenine merak saldığını söyleyerek, şunları anlattı: "Protez bacak kullandığım için sokakta yürürken bile tuhaf karşılanıyor, insanlar dönüp bakıyorlar. Bir de buz patenine gelince iyice şaşırıyorlar. Ben bir yandan çalışırken bir yandan da onların tepkilerini görüyorum."
"Engellilerin içindeki korkuyu toplum yerleştiriyor"
Yeni aktivitelerle sosyal çevresinin de genişlediğine işaret eden Kardelen, evden çıkmaya çekinen engellilere de şöyle seslendi:
"Engellilerin içindeki korkuyu toplum yerleştiriyor. Öyle bir toplum baskısı var ki herkesin kafasında belli bir tip var. O tipin dışındakiler tuhaf geliyor. Buna karşı çıkmak bizim içimizde başlıyor. Başkasını düşüncesiyle hareket etmez kendimiz için yaşarsak daha mutlu, daha başarılı oluruz." Kaynak: AA
Yorumlar