Türkiye'de arı kolonilerinin sönmesine ve bal üretiminde önemli derecede düşüşlere neden olan, halk arasında "arı kenesi" olarak bilinen "varroa" parazitine karşı mücadelede pudra şekeri önemli rol oynuyor.
Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Necati Muz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 8 milyon arı kovanının bulunduğu Türkiye'de yaklaşık 120 bin ton bal elde edildiğini belirtti. Muz, dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 90'ının Türkiye tarafından karşılandığını anımsattı.
Türkiye'de bal üretiminin yıllara göre farklılık gösterdiğini, bazı yıllarda zararlı parazitler ve hastalıklar nedeniyle rekolte düşüklüğü yaşandığını dile getiren Muz, özellikle bal üretiminde verim kaybına neden olan "varroa" parazitine karşı üreticilere önerilerde bulundu.
Parazite karşı farklı teknikler uygulandığını dile getiren Muz, mücadelede en etkili yöntemlerden birinin, balda hiçbir kalıntı bırakmayan, tamamen organik, pudra şekeri metodu olduğunu söyledi.
Bunun ucuz ve çok etkili olduğunu ve "varroa" parazitlerini öldürdüğünü vurgulayan Muz, şöyle devam etti:
"Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Pudra şekeri havanın en sıcak olduğu öğle vaktinde kullanılmalıdır. Yağmurlu havalarda kullanılmamalı, güneşli ve sıcak havada kullanılmalıdır. Kullanılacak pudra şekeri değirmende iki defa öğütüldükten sonra bir cam kavanoza konur. Kavanozun kapağına 25-30 delik açılır. Tek katlı kovana 100-150 gram gelecek şekilde, tuz ekeler gibi serpiştirilir. Pudra şekeri varroa parazitinin hava alma kanallarını kapatır ve arı üzerinde tutunamayarak ölürler. Bu, balda kalıntı bırakmayan, ekonomik, etkili ve organik tedavi metodudur."
"Varroa" ilacı üzerinde çalışılıyor
Doç. Dr. Muz, milli ilaç projesi üzerinde de çalıştıklarını söyledi. Projenin Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde bağlı Uçmakdere mevkinde yapıldığını, milli ve yerli imkanlarla "varroa" ilacı üretmeye çalıştıklarını ifade eden Muz, "İnşallah ülkemize bu ilacı armağan etmek istiyoruz. Bu ilacın en büyük özelliği patentinin ülkemize hediye edilmiş olmasıdır. Tamamen milli ve yerli imkanlar kullanılmaktadır. Tespit edilen 10 kilometrelik izole alanda çalışmalarımız devam etmektedir." dedi.
Arıların vejetaryen olduğunu, arıya verilecek gıdalarda kesinlikle hayvansal ürünlerin olmaması gerektiğini belirten Muz, arının yediği her şeyin bitkisel kaynaklı olması gerektiğini vurguladı.
Arıcılardan mutlaka kovanlarına numara vermelerini ve günlük kayıt tutmalarını isteyen Muz, bunun başta verim olmak üzere üreticilere birçok konuda avantaj sağlayacağını sözlerine ekledi.
Yorumlar