Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından Sabancı Vakfı’nın desteğiyle yürütülen Mor Sertifika Programı’nın 10 yıldır devam eden faaliyetleri belgesel haline getirildi. Programın 10 yıllık yolculuğunu anlatan “On Yılın Hikâyesi” belgeselinin ilk özel gösterimi Karaköy Minerva Palas’ta gerçekleştirildi. Gösterimin ardından Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinin katıldığı bir de panel düzenlendi.
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından Sabancı Vakfı’nın desteğiyle yürütülen Mor Sertifika Programı, 10’uncu yaşını özel belgesel ile taçlandırdı. 17 ilde 3.500’e yakın öğretmene ulaşan Mor Sertifika Programı’nın yolculuğunu anlatan “On Yılın Hikâyesi” belgeselinin ilk özel gösterimi Karaköy Minerva Palas’ta yapıldı.
Gösterimin ardından moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Deniz Tarba Ceylan’ın yaptığı, Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Nihat Berker, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Sibel Irzık ile Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi (SEÇBİR) Müdürü Kenan Çayır’ın konuşmacı olarak katıldığı, Mor Sertifika Programı’nı ve belgeseli konu alan bir panel gerçekleştirildi.
Paneldeki konuşmasında Mor Sertifika Programı’nı değerlendiren Nihat Berker, “Bu program ile toplum iki bam telinden birden yakalanıyor. İlki öğretmenler, ikincisi de sahaya inmek. Birbirimizle iletişimde cinsiyet içeren hareketleri önlemek için hem teorik olarak konuşuyoruz hem de sahaya iniyoruz. Büyük gruplar arasında diyalog eksikliği var. Eksik olan bu diyaloğu kadınlar sağlayacak. Bu diyaloğu Türkiye geneline yaymak önemli” diye konuştu.
Mor Sertifika Programı’nın SU Gender çalışmaları içinde çok özel bir yeri olduğunu belirten Sibel Irzık da, “Bu program bizi üniversite kampüsünün dışına çıkabileceğimize inandırdı ilk defa. Bu işe gönüllü birçok insan olduğunu gösterdi. En başarılı ve en çok zorlandığımız yönü de bu oldu aslında. Bu süreçte dışarıdaki öğretmenlerle, yerel yönetimlerle, bakanlık yetkilileriyle, devlet yetkilileriyle görüşürken neyi nasıl iletişim kuracağımızı öğrendik. Kendimize bu yönde sorular sormak durumunda kaldık” dedi. Irzık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Filmdeki öğretmenler bize kalıcı değişikliklerin gerçekleşebildiğini gösterdi. Programın en başarılı yönü belgeselde de yer alan öğretmenler. Bir keşkemiz varsa, o da ‘Keşke daha da çoğunu yapabilsek’ oldu.”
Kenan Çayır da belgesel üzerine gerçekleştirilen panelde şu görüşleri paylaştı: “Mor Sertifika Programı’nda öğretmenleri, STK’lardan insanları ve akademisyenleri bir araya getirip uzun soluklu projeler üretiyoruz. “Bizim gibi bu konular üzerinde dertlenen başka insanların da olduğunu görmek ve onlarla bir araya gelmek çok güzel” şeklinde çok güzel geri dönüşler de aldık. Bu insanlar, bu perspektifi bambaşka noktalara taşıyor. Disiplinler arası yaklaşım, Mor Sertifika Programı ile öğretmenlerle buluşuyor ve bu onları zenginleştiriyor. Bir araya gelme halimiz çok önemli. Hakim söylemler insanları ve toplumsal grupları birbirinden ayırıyor. Bu açıdan, 2000’lerin başından beri bir arada duran kadın hareketi çok önemli. Birey olabilmek, farklı gruplarla bir araya gelebilmektir, onlarla bir arada bulunabilmektir.”
BELGESEL 2 AYDA 5 FARKLI İLDE ÇEKİLDİ
Mor Sertifikalı öğretmenlerin yaşadıkları tecrübeyi anlatan “belgeselde, eğitimin farklı kademelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık kazandırmanın önemi anlatılıyor. Belgesel ile bu alanda ihtiyaç duyulan toplumsal dönüşüme de katkı sunulması hedefleniyor.
Belgesel, Mor Sertifika Programı kapsamında gidilen Türkiye’nin farklı illerindeki öğretmenlerin hikayelerini toplumla buluşturuyor. Belgeselde Şanlıurfa’dan, Edirne’den, Eskişehir’den, Van’dan ve Kahramanmaraş’tan Mor Sertifika Programı’na katılan öğretmenler, kendi hayatlarında ve öğrencilerinde yarattığı etki ve dönüşümü, tecrübelerini aktarıyor. İki ayda 5 farklı ilde Mor Sertifikalı öğretmenlerle uzun süren çekimler gerçekleştirilen belgeselin senaryosunu Ebru Nihan Celkan yazdı. Belgeselin yönetmeni Mustafa Taşıtman, görüntü yönetmeni Hasan Yıldırım, uygulayıcı yapımcısı ise Beran Pekol.
Yorumlar