Dolunay, herkesin kendi değerlerini ve sorumluluklarını hassassiyetle araştırmasına neden olacak bir enerji taşımaktadır. Sizin biricik bir insan olarak değerleriniz nedir? Doğruluk, cesaret, kurnazlık, sakinlik, azim, mücadelecilik, akıllı olmak vs. Bunların bir çoğu toplumsal yaşamın kahramanlarında yüceltilmiş değerlerdir ancak bireyin günlük yaşamında en çok ihtiyacı olan karşısındakini idare etme, görmezden gelme, karşısında duran engeli bir şekilde kaldırma, kendi sosyal ve maddi varlığını dışsal tehditlerden koruma, güçlü olma, zengin olma veya iyi anılmak için yapılması gerekenler. Bunlar arasındaki uçurumları kapatın artık. Hayatın içerisinde bizim değerimizi oluşturan şey tamamen günlük gerçeklik olmaması gerektiği gibi masallar da olmamalı. Dünyanın çok ciddi bir değer krizi yaşadığı çok açık. Zira dinler eskisi gibi insanların ruhsal olarak huzur bulmak için takip ettiği öğretiler olmak yerine kültürel bir değer meselesine çevrildi.
Yaşamınızın merkezine din, bilim istersiz de pratik yaşamınızı kolaylaştıracak unsurları koyun. Hangisini seçerseniz seçin ortak bir sınav alanı olarak bunlardan hangisi özünüze uygun hangisi korkuya dayalı bunu keşfedip korku ile değil bilinçle sahip çıkın değerlerinize. Peki Oğlak dolunayında bireysel sorumluluğum nedir diye düşünebilirsiniz. Dolunay benim hayatımı nasıl etkileyecek, neler yaşayacağım, neye dikkat etmeliyim diyorsanız okumaya devam edin. Göksel sembolizmi farkındalık fırsatı gibi algılamak gerekir. Önemli olan sizin bu fırsatı nasıl karşılayacağınızdır. Yağmur yağacak diyen bir sembolizmde; ıslanıp ıslanmamak, tedbir alıp almamak, tedbir alsanda ıslanmak vb. pek çok deneyim yaşanır. Tedbir aldığın halde ıslanıyorsan bu dolunay yazısını dikkatli okumanı önermeliyim. Neyi gözden kaçırdığımızı keşfedebileceğimiz bir enerji sahadayız. Tüm gereklilikleri yaptığını düşünüyor ama sonuç alamıyorsan atladığın bir şey var... Hayatta kalmak için yaptığımızı iddia ettiğimiz pek çok şeyin gerçek olmadığını fark edebiliriz. Böyle düşünüyorum, davranıyorum çünkü diye başlayan cümlelerimiz anlamını yitirebilir.
Hayatındaki kişilere, durumlara bakışın değişir. Ciddiye alman gereken kişiler ve durumlar olduğunu fark edersin.
Özetle fikirlerimizi teknik süzgeçten geçirmeyi öğreneceğiz. Teknik süzgeçten geçirmek; bir bilinçle düşünebilmektir. Sahip olduğun düşüncenin arka bahçesine baktın mı? Seni böyle düşünmeye iten gerçek nedene kafa yordun mu? Bu nedenleri sorgulama, eleştirme yeteneğine ve samimiyetine sahip misin?...
İnsan davranışının temelinde hayatta kalma isteği yatar. Kendisini sadece ekonomik, sosyal, bilimsel veya politik alanda var etme fikrine hizmet eden insan yaşama sevincini kaybeder. Aileyle, ikili ilişkide olduğu kişilerle, otorite figürleri ile sorun yaşar. Toplumsal ölçekte yapılan araştırmalar-çalışmalar, üretilen çözümler gün içinde karşılaştığın sorunları ''hemen'' çözemez. Sadece günü kurtaran işler yapalım demiyorum. Bilimsel sürecin insan faktörünü gözden kaçırmaması gerektiğinden bahsediyorum. Dünyanın en iyi fikri uygulanmadığı sürece kimseye bir fayda sağlamaz. Dünyanın en ileri bilimsel yöntemi dönem ihtiyaçları ile uyumlu değilse kabul görmez. İnsanın hem bugünün hem yarının güvence altında olduğunu bilmeye ihtiyacı var. Yeni düzen buna olanak sağlamaz. Çünkü insan, anda oluşan koşullarla başa çıkabilmekte ustalaşmak zorundadır.
Düşüncenin "akıllıca" ve "parlak" olması yetmez. Bu aracın (düşüncenin) verimli ve sağlıklı kullanımı için; düşüncenin bağlı olduğu fiziksel, zihinsel ve duygusal koşulların hesaba katılması gerekir. Bu koşullar bireysel, yerel veya küresel bir çok unsura tabidir. Bitmek bilmeyen döngüler yaratmak istemiyorsak hepsini ele almak zorundayız.
İnsanın içinde bulunduğu yapay ve doğal sosyal sistemlerin anlaşılması ve insanın bu sürece entegre edilmesi gerekir. Bütünsel analizlerin değerini görmezden gelen kaybedecektir. Hayatın her alanında güne ait somut bilgiye itibar etmeyi öğrenmeliyiz. Akli bir dayanağı olmayan her tür inanç, düşünce ve davranış hayatımızı zorlaştırır. Bilimsel bilginin, politik, sosyal ve maddi çıkarlar etrafında şekillenmesi dünyada yaşanan kaosun gerçek nedenidir. İnsanın güncel ve gerçek sorunlarından ziyade yapay ve salt iktisadi sorunlarına odaklanmak çözüm değildir. Mevcut sorunların gerçek köklerini görmek ve çözmek çözüm yerine baskı yaratır.
Burada söylenenleri doğru anlatmak adına şunu da eklemek gerekir. Fiziksel bir rahatsızlığın çözümünün bir hekimde olduğu gerçektir. Ancak sadece insanın bedeni, zihni veya duyguları rahatsızlanmaz. İnanç meselesini zihinsel, duygusal ve fiziksel etkileriyle inceleyip kendi doğasını algılamaktan kaçınmak da dengeyi bozar. İnanç salt bir plasebo hadisesi değildir. Toplumsal çatışmaların temelinde yatan inanç meseleleri sadece dine de mal edilemez. Her insanın içerisinde bulunduğu sosyal ağların da yarattığı bir "değerler" silsilesi vardır.
Kendi değerlerini yaratman gereken bir yarına ilerliyorsun. Dolunayı yarının ilk günü gibi düşünerek değerlerini sorgulayacağın, muhteşem farkındalıklar yaşayacağın bir dolunay deneyimi yaşamanı diliyorum.
3 Temmuz Oğlak Dolunayının burçlara astrolojik etkileri
Koç Burcu: Evlilik, iş hayatı veya ailen sayesinde toplumsal imajın değişebilir. Yeni iş, yeni ilişki hayata başka bir yerden başlama neden olacak bir heyecan kapında. Sorumluluk hissettiğin o bir sürü şeyden kurtul. Hayatta kendin dışında kimseyi mutlu etmek zorunda değilsin.
Boğa Burcu: Artık yurt dışı projeleri, programları devreye alacağın bir dönem geldi. Korkularından kurtul, zihnindeki engelleri kaldır. Nasıl mı? Bu özgürlüğe layık olduğunu hatırla. Kardeşlerle masaya oturman, parasal paylaşım yapman yakın.
İkizler Burcu: Borç, kredi, miras, nafaka konularına bakışınız değişebilir. İdealize edip ittiğiniz pek çok maddi fırsat olduğunu fark edebilirsiniz. Özellikle paylaşım ve kazanım konusuna yönelin. Hak ettiğiniz kadar eğlenmenize yetecek kadar kazanmanın yolunu bulabilirsiniz.
Yengeç Burcu: Hukuk, adalet, evlilik, ortaklık konularında hayatınızı sorgulayabilirsiniz. Sorumluluklarınızı gözden geçirip, hayatınıza yeni bir yön vermek isteyebilirsiniz. Duygusal ihtiyaçlarınız ile yaşadıklarınız arasında bir uçurum olmamalı.
Aslan Burcu: Sağlığınıza biraz hassasiyet gösterin. Bana bir şey olmaz yerine bana bir şey olmaması için neler yapmalıyım? diyebilirsiniz. Günlük hayatın gereksiz yüklerinden kurtulmayı deneyebilirsiniz. Bunu yapmalıyım, gitmeliyim, görmeliyim değil ne yapmak istiyorum sorusu ile hayatınıza yön verin.
Başak Burcu: Aşk hayatının ana konusu. Aşka hazırsın ancak hayatına çekemiyorsun. Ya aşırı idealize ediyor akışı kesiyorsun ya da iç dünyanı görmezden geliyorsun. Romanlara konu olacak bir aşk yaşamak için aynı romana konu olacak bir heyecana sahip olman gerekir.
Terazi Burcu: Aileni ilgilendiren konularda sorumluluk ve değerler açısından bir farkındalık yaşarsın. Kalbine inan ve adaletli davran. Kurduğun denge kariyer hayatınla ilgili önemli gelişmeler ve iyileşemeler yaşayacaksın.
Akrep Burcu: İletişim yeteneğin sayesinde hayatın değişebilir. Bir seyahatte, eğitimde veya ticari süreçte bir aydınlanma yaşarsın. Yeni kararlar alır, hayatını kolaylaştırırsın. Yurt dışı bağlantılı konularda eksik parçayı bulacaksın.
Yay Burcu: Parasal konularda gerçekçi olmamakta ısrar ediyor olabilir misin? Manevi değerlerinle uyumlu bir maddi hayatı hak ediyorsun. Bu kadar gelişime açık bir ruh toplumsal yararı önceleyen bir insan daha fazla kazanmalı. Eksik parça aşırı iyimser olman olabilir.
Oğlak Burcu: Başarılı olup olmadığını, sorumluluklarını yerine getirip getirmediğini sorgulayacaksın. Kendin için neler yapıyorsun? Kendinle kime ait değerler, beklentiler üzerinden bağ kuruyorsun? İlişkilerde ve ortaklıklarda neyi eksik yapıyorsun?
Kova Burcu: Geçmişte yaptığın hatalarla yüzleşmen gerekebilir. Bu konuda kendine ne kadar objektif davranıyorsun. Hangi korkuların yüzünden hayatı kendin için zorlaştırıyorsun?
Balık Burcu: Gelecekle alakalı ne çok belirsizlik var hayatında. Şöyle olursa böyle yaparım, böyle olursa şunu yapmaktan vaz geçerim şeklinde sayısız yedek plan yapmış olabilir misin? Aşk hayatı, çocuklarla ilişkiler konusunda aşırıya kaçan tutumlardan uzaklaş.
Astrolog Seçkin İlbuğa - Milliyet / Pembenar
[email protected]
Yorumlar