Bilim insanları ilk kez 2007'de keşfedilen yoğun sinyallerin yerini saptadı. Araştırmacılara göre "hızlı radyo dalgası patlamaları" kendi galaksimiz Samanyolu'na benzer galaksilerden geliyor gibi görünüyor.
Bilim dünyası uzaydan gelen yoğun radyo dalgası sinyalleri ile ilgili yeni araştırmayı konuşuyor. Araştırmacılar ilk kez 2007'de keşfedilen yoğun sinyallerin yerini saptadı. İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, söz konusu patlamalar, kendi galaksimiz Samanyolu'yla epey benzer galaksilerden geliyor gibi görünüyor.
Batı Avustralya kırsalında konuşlandırılmış ASKAP radyo teleskobunu kullanan astronomlar, inceledikleri 4 patlamanın da Samanyolu gibi mütevazı bir oranda yeni yıldız oluşturan hacimli galaksilerden geliyormuş gibi göründüğünü keşfetti. Söz konusu patlamaların sıradışı yapısı nedeniyle çarpan yıldızlardan uzaylı teknolojisine kadar pek çok iddianın ortaya atılmasına neden oldu.
Uzaylılar sualtı medeniyeti geliştirmiş olabilir
Gezegen bilimci ve NASA’nın ‘New Horizons’ misyonunda görev alan Alan Stern dünyadışı bir medeniyetle neden hala iletişim kuramadığımıza dair yeni bir teori ortaya atmıştı. American Astronomical Society’nin düzenlediği konferasta bir açıklama yapan Stern, bunun nedeni olarak uzaylıların tahmin ettiğimizin aksine sualtı bir medeniyet geliştirmiş olabileceği ihtimalinin altını çizdi.
Stern, dünyadışı canlıların galaksinin başka bölümlerinde, yaşadıkları gezegende bulunan okyanusların derinliklerinde bulunuyor olabilecekleri iddiasını ortaya attı. Pek çok filme konu olan bu olayın neden henüz gerçekleşmediğini araştıran bilim insanları olası diğer senaryoları belirlemişti. Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir.
Teknolojimiz oldukça ilkel olabilir
Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir. Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz. Ayrıca uzayı 1984'ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir. Gezegenimizden 32 ışık yılı uzaklıktaki dalgalar henüz bize ulaşmış değil. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen "ilk merhaba" mesajı hala yolda olabilir. Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hala bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün. En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz. Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir. Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin benzer bir sebepten yok olması da oldukça muhtemel.
En kötü senaryo ise Hollywood'un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor.
Cumhuriyet Bilim Teknik
Yorumlar