ünyanın sahip olduğu manyetik alanın aslında eskiden, günümüzdeki durumunda olmadığı ve bundan yaklaşık yüz bin yıl öncesinde Kuzey Kutbu’nun güney, Güney Kutbu’nun ise kuzey gibi davrandığı biliniyordu. Yani o zamanlarda yaşasaydınız, elinizdeki pusulanın iğnesinin “güney” kutbunu gösterdiğini görecektiniz.
Geçmişteki bu dönüşümün, gelecekte tekrar yaşanacağının sinyalleri yapılan araştırmalar ile fark edilmeye başlandı. Son 160 yıldır, dünyanın manyetik alan gücünün zayıfladığı jeofizikçiler tarafından yapılan araştırmalar ile doğrulanmaktadır. Bu zayıflama, özellikle Güney Yarım Küre’nin belli bölgelerinde daha net olarak gözlenmektedir. Bu bölgelerden en geniş alana sahip olanı ise Zimbabwe ve Şili arasıdır.
Denge halinde manyetik alan (solda), tersine dönüşüm meydana geldiği sırada manyetik alan (sağda)*
Manyetik alanda meydana gelen bu zayıflama, canlılar için risk oluşturmaktadır. Uzaydan gelen zararlı radyasyonlara karşı koruma görevi olan manyetik alanın, zayıflamasıyla ortaya çıkacak radyasyon miktarındaki yükselme özellikle kanser oranlarında artış meydana getirecektir. Aynı zamanda, manyetik alanın zayıflamasıyla uzaydan gelen radyasyon, atmosferde bulunan uyduların çalışmalarını etkileyerek iletişimin, navigasyonun ve hatta elektrik iletiminin de zarar görmesine neden olacaktır 2.Bu değişimin etkilerinin daha iyi anlaşılması için geçmişinin detaylıca öğrenilmesi gerekir. Manyetik alanın geçmişteki etkisini inceleyen arkeometri bilimi, özellikle değişimin detaylı olarak gözlenebildiği Afrika bölgesinde yapılan araştırmalar ile bizlere daha gerçekçi bilgiler sunmaktadır.
Arkeomanyetik araştırmalarda, jeofizikçiler geçmişteki manyetik alan hakkında bilgi edinmek için arkeologlarla birlikte çalışıyorlar. Çalışmaları daha iyi anlamak için basit bir örnek yeterli olabilir. Çömlek yapmak için kullanılan kil, manyetit gibi az miktarda manyetik mineral içerir. Kil, bir kap yapmak için ısıtıldığında, manyetik mineralleri ve tuttuğu manyetizmaları kaybeder. Soğutma işlemi ile, manyetik mineraller o anda manyetik alanın yönünü ve yoğunluğunu kaydederler. Bu minerallerin incelenmesi ile bir tencerenin yaşı veya geldiği arkeolojik alanı (örneğin radyokarbon tayinleri kullanılarak) tespit edilebiliyorsa, bu durum arkeomanyetik geçmişin bulunabileceğinin göstergesidir (1).
Manyetik alanda meydana gelen bu zayıflama, bir zaman sonra kutupların üstlendiği görevlerin değişmesine ve günümüzdeki konumlarının tersine dönmesine neden olacaktır. Bu dönüşüm, dünyanın herhangi bir yerinde başlayabilir ve bu başlangıç ile yavaş yavaş büyüyerek, büyük değişime ön ayak olabilir. Ancak manyetik alanda meydana gelecek bu değişimin birkaç yüzyıl sonra mı yoksa daha uzak gelecekte mi meydana geleceği henüz öngörülememektedir.
Kaynak: Fizikist, Nasa, The Conversation / Bilimfaresi
Yorumlar