Çağımızın yeni hastalıklarından "internetten hastalık arama hastalığı” olarak tanımlanan siberkondrinin yaygınlık oranı, İstanbul genelinde 18-75 yaşları arasındaki bin 196 kişinin katıldığı anketle test edildi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen "Yeni Medya Çağında Kuşakların Siberkondri Düzeyleri ile Sağlık Okuryazarlığı İlişkisi” ve “İstanbul İli Kuşakların Siberkondri ve Sağlık Okuryazarlığı Haritası” çalışmalarında; 2000 yılı ve sonrasında doğan Z kuşağının siberkondri seviyesi diğer kuşaklara göre 101,68 puanla en yüksek olarak ölçüldü.
Çalışma Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal ve sağlık çalışanı Yücel Ekinci liderliğinde gerçekleştirildi.
Çevrimiçi anket yoluyla gerçekleştirilen araştırmada, Siberkondri Ciddiyet Ölçeği ile Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği kullanıldı. Siberkondri Ciddiyet Ölçeği, 5 faktörden oluştu. Bu faktörler; 8 sorudan oluşan günlük yaşamda davranışsal girişim çevrimiçi aramaların sonucu zorlantı (compulsion), 8 sorudan oluşan aşırı kaygı (distress), 8 sorudan oluşan tıbbi bilgileri aşırı ve tekrarlayan biçimde internet araştırmaları aşırılık (excessiveness), 6 sorudan oluşan artan olumsuz etkiler için aşırı aramalar yaparken içini rahatlatma (reassurance), 3 sorudan oluşan tekrarlanan girişimlerde çevrimiçi aramalar sırasında edinilen bilgilere dayanarak tıp uzmanlarından doktora güvensizlik (mistrust of medical Professional) olarak adlandırıldı.
Türkiye’de sağlık okuryazarlığı ölçeği ise, 15 yaş üzeri ve en az ilkokul mezunu olan kişilerde sağlık okuryazarlığını değerlendirmek amacıyla geliştirilmiş öz bildirim ölçeğidir. Ölçek, Avrupa Sağlık Okuryazarlığı Araştırma Konsorsiyumu (HLS-EU CONSORTIUM, 2012) tarafından geliştirilen kavramsal çerçeveye dayanmaktadır. Araştırmada siberkondri ciddiyet ölçeği ile Türkiye’de sağlık okuryazarlığı ölçeği ile 1196 kişiden oluşan tüm kuşaklardan veri toplandı.
Yüksek siberkondri seviyesi, bir an önce önlem alınması gerektiğini gösteriyor
Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal araştırma hakkında; ”Araştırmada İstanbul’da yaşayan 18-75 yaş arası kuşakların demografik özellikleri yönünden siberkondri düzeyleri ile sağlık okuryazarlığı düzeylerinin hangi seviyede olduğunun tespit edilmesi ve aralarında anlamlı bir ilişki olup olmadığının araştırılması hedeflendi. Çalışma, ülkemizde sağlık okuryazarlığı ile siberkondri ilişkisine yönelik ilk çalışma olması yönüyle de önem arz etmektedir” dedi ve araştırmanın tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek, önlem alınmasını istedi: "Hastalık belirtilerini internetten arayan bireyler, edindikleri bilgilerle hasta oldukları düşüncesiyle kaygılanıyorlar, uzmanlara başvurmadan kendi kendilerine yanlış tanı/teşhis koyabiliyor ve yanlış tedavi yöntemlerine başvurabilliyorlar. Yaşları 18 ile 75 arasında değişen tüm kuşaklarda orta seviyede bu rahatsızlığın görülmesi de tehlikenin boyutunu gözler önüne sermektedir. Bu araştırma kapsamında %36.8 oranındaki bir kesimin hekim tavsiyesi dışında kendi isteğiyle ilaç kullandığını belirtmesi, %22 oranındaki bir kesimin ise tanısı koyulmamış bir hastalığının olduğunu düşünerek internette devamlı hastalık araması da sağlık alanında ayrı bir problemi gündeme getirmektedir. Her iki durumda da siberkondri düzeyinin yüksek seviyede seyretmesi bir an önce önlem alınması gerekliliğini ortaya koymuştur. Araştırmada ayrıca sağlık okuryazarlığı seviyesinin tüm kuşaklarda sınırda/sorunlu olarak bulunması, bu alanda çalışmaların “dijital sağlık okuryazarlığı” olarak güncellenerek başta Z kuşağına, ailelerine ve eğitimcilere olmak üzere tüm kuşaklara uygulanabilirliğinin sağlanması önem arz etmektedir. İnternette ulaştığı sağlık bilgisine daha çok güvenen bir Z kuşağı geliyor. Hastalık araştırma hastalığı ölçeği kullanarak yürüttüğümüz araştırma, hastalık belirtileri/şikayetleri olduğunda internete başvuran Z kuşağının, aile hekimi ya da uzman doktordan ziyade internetteki bilgiye daha fazla güvendiğini ortaya koydu. Bu durumun giderek yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Sadece Z kuşağı değil 18-75 yaş arasındaki herkes orta seviyede risk altında bulunuyor. Diğer yandan aile hekimlerine başvuran hastalar ile orta seviye sosyo ekonomik statüye sahip hastalarda “yüksek seviyede” siberkondri görülmesi ile hastaneye başvuranlarda orta seviyede seyretmesi çalışmalara Aile Sağlığı Merkezlerinde başlanabileceğinin sinyalini vermiştir.”
Araştırmada yer alan Yücel Ekinci de “Araştırmanın sonucuna göre, herhangi bir sağlık sorununda ilk internete başvuranlarda endişenin gelişebileceği, bu bilgilere güvenip karar alma sonucunda da bu endişenin arttığını söyleyebiliriz. Bu durum, kişilerin siberkondri düzeyini yükseltebilmekte ve daha ileri durumlarda siberkondri hastalığına götürebilmektedir. Bu anlamda internet kullanımında bilinçli bir kullanıcı olmak önemli olduğundan e-sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi gerekiyor. İnternetten sağlık bilgisi arayan ve bu bilgilerle kendi sağlık sorunlarını gidermeye çalışan kişilere; bu yola başvurmadan önce mutlaka sağlık profesyonellerinden destek almalarını ya da bir sağlık merkezine başvurmalarını önerebiliriz” dedi.
Siberkondri araştırması 1196 kişi ile gerçekleştirildi
Araştırmaya İstanbul’un 39 ilçesinden bin 196 kişi katıldı. Kadın katılımcı sayısı 610 (%51), erkek katılımcı sayısı 586 kişi (%49) oldu. 1946-1964 yılları arasında doğan Baby Boomer kuşağından 37 kişi (%3,6), 1965-1979 yılları arasında doğan X Kuşağından 176 kişi (%17), 1980-1999 yılları arasında doğan Y Kuşağından 671 kişi (%64,8), 2000 yılı ve sonrasında doğan Z kuşağının 18-20 yaş grubundan 151 kişi (%14,6) araştırmaya katıldı.
Araştırmada, siberkondri düzeyi ile sağlık okuryazarlık seviyesi arasındaki ilişki negatif bulundu yani sağlık okuryazarlığı seviyesi arttıkça siberkondri seviyesinin azaldığı görüldü.
Siberkondri ciddiyet ölçeğinden elde edilen ortalama toplam puan 96,48 olarak hesaplandı. Ölçekten en az 33 en fazla 165 puan alındı. Bu doğrultuda alınan ortalama toplam puana göre, tüm katılımcıların (kuşakların) siberkondri düzeyi “orta düzeyde” bulundu.
Araştırma sonuçlarına göre kuşakların siberkonrdi ölçeğinden aldıkları puanlar şöyle oldu:
- Baby Boomer: 86,24 (orta seviye)
- X kuşağı: 92,84 (orta seviye)
- Y kuşağı: 96,83 (orta seviye)
- Z kuşağı: 101,68 (yüksek seviye)
Z kuşağı, internetten araştırıyor
Araştırmada, Z kuşağının yüksek seviyede internette hastalık araştırma hastalığının olduğu ortaya çıktı. Z kuşağının daha çok vücuduyla ilgili açıklayamadığı bir durum fark ettiğinde onu internette birçok kez araştırdığı, aile hekimi ya da uzman doktor görüşünden ziyade internetteki bilgileri ciddiye aldığı, hastalık belirtilerini/şikayetlerini internette araştırırken, o hastalığı olan kişilerin tıbbi durumlarının, hastalık belirtilerinin ve deneyimlerinin tartışıldığı internet sitelerini ziyaret ettiği, aynı sağlık durumuyla ilgili farklı internet sitelerini birçok kere ziyaret ettiği ve rahatlayamadığı, internette hastalık araştırdığı sürede diğer çalışmalarını aksattığı ortaya çıktı.
Sağlık okuryazarlığı yaşlı kuşakta en üst seviyede
Kuşakların sağlık okuryazarlığı seviyeleri karşılaştırıldığında, en yüksek seviye Baby Boomer yani en yaşlı kuşakta bulundu. Baby Boomer kuşağı ile Y kuşağı arasında anlamlı fark ortaya çıktı. Y kuşağının sağlık okuryazarlığı seviyesi diğer kuşaklardan anlamlı derecede düşük bulundu. Z kuşağının sağlık okuryazarlığı seviyesinin Y’lerden sonra ikinci sırada en düşük olduğu belirlendi.
Araştırma sonuçlarına göre kuşakların sağlık okuryazarlığı ölçeğinden aldıkları puanlar şöyle oldu:
Baby Boomer: 29,06 (sorunlu/sınırlı)
X kuşağı: 27,31 (sorunlu/sınırlı)
Y kuşağı: 25,15 (sorunlu/sınırlı)
Z kuşağı: 26,77 (sorunlu/sınırlı)
X kuşağı erkeklerinin siberkondri seviyesi yüksek
Kuşaklarda cinsiyete göre siberkondrik durum incelendiğinde, cinsiyete göre farklılaşmadığı görüldü fakat X kuşağı yani 1965-1979 yılları arasında doğanlarda erkeklerin siberkondrik durumları kadınlardan anlamlı derecede yüksek bulundu. X kuşağında erkeklerin kadınlardan daha fazla siberkondrik olmasına paralel olarak sağlık okuryazarlığı seviyesi de anlamlı düzeyde daha düşük bulundu.
Kadınların sağlık okuryazarlık seviyesi, erkeklere göre daha yeterli
Kuşaklarda cinsiyete göre sağlık okuryazarlığı seviyesi karşılaştırıldığında, kadınların sağlık okuryazarlığı düzeyinin “Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde”; erkeklerin sağlık okuryazarlığı düzeyinin “Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde” bulundu. Tüm kuşaklarda kadınların sağlık okuryazarlığı seviyesinin erkelerden daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Y kuşağı yani yaşları 21-40 arasında olan grupta kadın ve erkeklerdeki sağlık okuryazarlık seviyesi oldukça yetersizlik sınırında olduğu belirlendi.
Orta sosyo-ekonomik statüde “yüksek” siberkondri ölçüldü
Kuşakların Sosyo-Ekonomik Statüsüne (SES) göre siberkondri düzeyleri karşılaştırıldığında, sosyo-ekonomik statüde “üst” (AB) sınıfı (%27,6) ve “alt” (DE) sınıfı (%6,7) temsil eden her iki grupta siberkondrik durum “orta düzeyde”, “orta” (C1 ve C2) sınıfı temsil eden grupta (%65,7) ise “yüksek düzeyde” bulundu. Siberkondrik durum ile eğitim ilişkili bulundu ve eğitim durumlarındaki farklılık grupların sosyo-ekonomik statüsüne göre düzeylerini etkilediği; orta (C2) sınıfta bulunan bireylerin büyük oranının ilkokul mezunu olduğu ve yüksek düzeyde siberkondrik olduğu görüldü.
Üst sosyo-ekonomik statüde sağlık okuryazarlığı sorunlu/sınırlı seviyede
Kuşakların Sosyo-Ekonomik Statüsüne (SES) göre sağlık okuryazarlığı düzeyleri karşılaştırıldığında, sosyo-ekonomik statüde “üst” (AB) sınıfı temsil eden grubun sağlık okuryazarlığı düzeyi “Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde”, “alt” (DE) sınıfı ve “orta” (C1 ve C2) sınıfı temsil eden her iki grubun ise “Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde” bulundu. Sağlık okuryazarlığı düzeyi eğitimle ilişkili olduğundan bireyin eğitim düzeyi arttıkça sağlık okuryazarlığı seviyesinin de arttığı ve statünün değiştiği kaydedildi.
Kuşakların eğitim durumu arttıkça siberkondri seviyesi azaldığı görüldü.
Eğitim durumu Yüksek Lisans+Doktora olanların siberkondri düzeyi diğer eğitim durumlarından anlamlı derecede düşük çıktı. Elde edilen ortalama toplam puanlara göre siberkondrik durum; Okuryazar+İlköğretim (419 kişi; %40,5) ve Lise (266 kişi; %25,7) olanlarda “yüksek düzeyde”; Yüksek Lisans+Doktora (62 kişi; %6) ve Önlisans+Lisans (288 kişi; %27,8) olanlarda “orta düzeyde” bulundu.
Kuşakların eğitim durumu arttıkça sağlık okuryazarlık seviyesi artıyor
Eğitim durumu Yüksek Lisans+Doktora olanlarda “Yeterli sağlık okuryazarlığı seviyesinde”; eğitim durumu Önlisans+Lisans olanlarda “Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde” ve eğitim durumu Lise, Okuryazar+İlköğretim olanlarda ise “Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde” olduğu belirlendi.
Kuşakların çalışma durumuna göre siberkondrik düzeyi farklılaştı. Ortalama toplam puanlara göre siberkondrik durum; çalışan (847 kişi; %81,8) ve çalışmayanlar (188 kişi; %18,2) için “orta düzeyde” bulundu.
İnternet kullanım süresi arttıkça siberkondri seviyesi azalıyor
Kuşakların günlük internete bağlanma süresine göre siberkondrik düzeyin farklılaştığı araştırmada 1 saatten az bağlananların siberkondri seviyesi en yüksek bulundu. Günlük internet kullanım süresi arttıkça siberkondri seviyesi azaldığı fakat genel olarak siberkondrik düzeyin orta seviyede seyrettiği tespit edildi.
- 1 saatten az (128 kişi; %12,4): Yüksek Düzey Siberkondrik, puanı: 101,64
- 1-3 saat (396 kişi; %38,3): Orta Düzey Siberkondrik, puanı: 98,60
- 4-6 saat (305 kişi; %29,5): Orta Düzey Siberkondrik, puanı: 95,20
- 7 saatten fazla (128 kişi; %12,4): Orta Düzey Siberkondrik, puanı: 94,92
- Devamlı Bağlıyım (78 kişi; %7,5): Orta Düzey Siberkondrik, puanı: 84,84
“İnternete devamlı bağlıyım” diyenlerin 1 saatten az kullananlara göre siberkondri seviyesi anlamlı derece düşük çıktı. Yani devamlı internet kullananların en az kullananlara (1 saatten az) göre hastalık araştırma hastalık seviyesi daha düşük olduğu tespit edildi.
İnternete az bağlananların sağlık okuryazarlığı seviyesi de düşük
Kuşakların günlük internete bağlanma süresine göre sağlık okuryazarlığı düzeyi farklılaşmamakla birlikte, 1 saatten az bağlıyım diyenlerin “Yetersiz sağlık okuryazarlığı seviyesinde”, diğer bağlanma sürelerinde ise “Sorunlu/Sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde” oldukları bulundu. İnternete günlük bağlanma sürelerinde 1 saatten az bağlıyım diyenlerin sağlık okuryazarlığı seviyesi diğer tüm bağlanma sürelerinden anlamlı derecede düşük bulundu.
Sosyal medya kullananlarda siberkondri yüksek
Sosyal medya kullananların siberkondrik düzeyi daha yüksek bulundu. Sosyal medya “kullananların” siberkondri düzeyi (X=96,99) “kullanmayanlardan” (X=83,25) yüksek olduğu tespit edildi. Katılımcıların %96,3’ü sosyal medya kullandığını belirtirken, sadece 38 kişinin (%3,7) kullanmadığı ortaya çıktı. Günde 7 saatten fazla sosyal medya kullananların (%8,2) yüksek seviyede siberkondrik olduğu bulunurken daha az kullananların orta seviyededir.
Uygulama bazında değerlendirildiğinde, Facebook kullananların siberkondri düzeyi daha yüksek, sağlık okuryazarlık seviyeleri ise yetersiz bulundu. Katılımcılara en çok kullandıkları sosyal medya uygulaması sorulduğunda; %82,3’ünün Instagram, %9,1’inin Facebook, %4,4’ünün Twitter ve %4,2’sinin Youtube kullandığı belirlendi. Facebook kullanan grubun siberkondri seviyesi yüksek düzeyde bulunurken, diğer sosyal medya uygulamalarını kullananların orta düzeyde olduğu tespit edildi.
Diğer yandan en çok Facebook’u kullandığını belirten %4,4’lük kesimin sağlık okuryazarlığı seviyesi yetersiz düzeyde bulundu. Diğer sosyal medya kullanıcılarının ise sorunlu/sınırlı sağlık okuryazarlığı seviyesinde oldukları tespit edildi. Daha çok gençler tarafında tercih edilen Instagram uygulamasını kullanan %82,3 oranındaki kullanıcının sağlık okuryazarlığı seviyesi sınırda bulundu. Gençlerin sağlık okuryazarlık seviyesinin neredeyse yetersiz düzeyde olduğu ortaya çıktı.
Araştırmaya göre tanısı konulan bir hastalığa sahip olma durumunda siberkondri seviyesi düşerken, sağlık okuryazarlığı seviyesi artıyor. “Tanısı konulan bir hastalığım yok” diyenlerin daha fazla siberkondrik olduğu ortaya çıktı. (X=97,75). Bununla birlikte tanısı konulmamış bir hastalığı olanların sağlık okuryazarlık seviyesi de daha düşük çıktı. (X=25,45). Bu durum sağlık okuryazarlığında bir fark yaratmadı. (Sorunlu/Sınırlı seviye). Bu soruya cevap veren 1034 kişinin %22,2’si tanısı konulmamış bir hastalığı olduğunu düşündüğünü belirtti.
Henüz tanısı konulmamış bir hastalığı olduğunu düşünenlerin daha fazla siberkondrik olduğu belirlendi. Henüz tanısı konulamamış bir hastalığa sahip olduğunu belirtenlerin siberkondri düzeyi yüksek seviyede (X=102,06), diğerlerinin orta seviyede bulundu. Bu durum sağlık okuryazarlığında bir fark yaratmadı. (Sorunlu/Sınırlı seviye)
Doktor önerisi dışında ilaç kullananların oranı %36,8
Son bir yılda düzenli ilaç kullanımı gerektiren bir hastalığı olanların oranı %22,3 bulundu. %77,7’si düzenli ilaç kullanımını gerektiren bir hastalığının olmadığını belirtirken; hekim önerisi dışında kendi isteği ile ilaç kullananların oranı %36,8 bulundu. Bu kişilerin orta seviyede siberkondri hastalığı olduğu ortaya çıktı.
Son bir yılda hekim önerisi dışında tıbbi tetkik yaptıranlar %33,8 oranında olup siberkondri düzeyi daha yüksek bulundu. Son bir yılda hekim önerisi dışında kendi isteği ile tıbbi tetkik yapma durumlarında siberkondrik düzey “orta düzeyde”; sağlık okuryazarlığı seviyeleri ise “Sorunlu/Sınırlı” seviyede çıktı.
Kuşaklarda herhangi bir hastalık/rahatsızlık durumunda ilk başvuracağı kaynağa göre siberkondrik durum
İlk başvuracağı kaynağı “internet” olanların (%25,3; 261 kişi) siberkondri düzeyi (X=104,85), “sağlık tesisi” (X=93,75) olanlardan (%74,7; 770 kişi) daha yüksek bulundu. İlk başvuru kaynağı internet olanların siberkondrik düzeyi “yüksek düzeyde” sağlık tesisi olanların “orta düzeyde” çıktı. İlk internete başvuran %25,3 oranındaki katılımcının siberkondri düzeyi anlamlı derecede yüksek bulundu.
Aile Sağlığı Merkezine başvuranlar daha fazla siberkondrik
Aile sağlığı merkezine başvuran kuşakların %35,1 oranında olduğu, internetten daha fazla hastalık araştırdığı ve yüksek seviyede siberkondrik olduğu ortaya çıktı. Aile sağlığı merkezine başvuranlarda sağlık okuryazarlığı seviyesi “yetersiz”, devlet hastanesi, üniversite hastanesi ve özel hastane gibi diğer kaynaklara başvuranlarda ise “sorunlu/sınırlı” seviye görüldü. Aile Sağlığı Merkezine başvuranlarda sağlık okuryazarlığı seviyesi yetersiz bulundu. Diğer kaynaklara başvuranların ise sorunlu/sınırlı düzeyde olduğu ortaya çıktı.
Yorumlar