Kitap tutkunları, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen "Kütüphanede Bir Gece" etkinliğinde yazarlarla bir araya geldi.
Türkiye'nin ilk milli kütüphanesi olma özelliğine sahip Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndeki etkinlikte, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, yazarlar İbrahim Altay, İsmail Erdoğan, İbrahim Paşalı, Mevlana İdris Zengin ve Samed Karagöz kitapseverlerle sabaha kadar sohbet etti.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kütüphane çalışmalarına zenginlik katmak için harekete geçtiklerini söyledi.
Kütüphane hukukunu, arkadaşlığını, dostluğunu ve hatıralarını renklendirmek, kitapseverlerin hayatında "kütüphane ve kitap"la ilgili bir iz bırakmak istediklerini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde ve diğer kütüphanelerimizde konferanslar ve paneller var ama 'Kütüphanede Bir Gece' hem içerik hem de format itibarıyla bunlardan farklıdır. Programımız 23.00'te başlıyor ve sabaha kadar devam ediyor. Birden fazla konuşmacımız, bir konu etrafında farklı fikirlerini dile getirmekten ziyade o gece programı izlemeye gelenlerle birebir ortaklaşa bir iletişim halinde programı gerçekleştiriyorlar. Bu gece için önceden isimler ilan ediliyor fakat programımızın konuşmacıları sadece ilan edilen yazarlar değil, buraya gelen kitapseverlerle farklı bir usulü de gerçekleştirmek istedik."
Yılmaz, okur-yazar buluşmasının ikinci kez gerçekleştirilmesine rağmen yaklaşık 100 kişinin geldiğini anlattı.
Etkinliğe İstanbul dışından katılımların da olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu gece bizi şaşırtan ve ayrıca mutlu eden diğer bir konu ise Bursa, Eskişehir gibi Türkiye'nin muhtelif şehirlerinden sırf buraya katılmak için gelen misafirlerimizin olmasıdır. İlk kez İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz bu programın, Türkiye geneline dağılan bir etkinlik olmasını arzu ediyoruz ve bu kadar insanın buraya gelmesi beni umutlandırıyor." ifadelerini kullandı.
- "Kitap okumak hayatımızı değiştiriyor"
Kütüphanelerin 24 saat açık olduğunu insanlara duyurmak ve hatırlatmak amacıyla yola çıkıldığını anlatan gazeteci yazar Samed Karagöz, kitap okumanın insanların hayatını değiştirdiğini ve bu konuyu etkinlikte ele aldıklarını ifade etti.
Karagöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Edebiyat sevgisi bana Rusçayı öğretti, Rusça sevgisi de iş hayatına atılmamı ve bu alanda çalışmalar yaparak, Rusçadan kitaplar çevirmeme vesile oldu. Kitap okuru olmanın çeşitli belirtileri vardır, bunlardan en önemlisi düzenli ise olarak okumaktır. Bu minvalde okuma ve okuma kültürüyle alakalı gerçekleştirilen bu çalışmanın, Türkiye geneline yayılması en büyük isteğimizdir. Bence bununla ilgili önemli emareler de var."
Gençlik dönemlerinde başlayan kitap sevgisi ve yaşadıklarına dair anılarını anlatan yazar İbrahim Paşalı, önemli olanın kitap sevgisi olduğuna vurgu yaptı.
Kitap okumanın önemine değinen Paşalı, şunları söyledi:
"Bir çocuğun ve gencin ne okuduğundan ziyade kitap okuyor olması bize neden yetmiyor? Çocuğumuzun sabaha kadar heyecanla okuduğu bir kitap var mı? Önemli olan asıl konu bence budur çünkü çocuğumuzun böyle bir tecrübesinin olması, ileride okumaya devam edeceği anlamına gelir. Bizim bu tecrübelerimiz olduğu için belki de hala okumaya devam ediyoruz. Okumaya devam ediyoruz çünkü hala bizi heyecanlandıran ve sabaha kadar uykularımızı kaçıran bir kitap arıyoruz."
Yazar Mevlana İdris Zengin ise "Kitap okuma zevki, bir insanda veya çocukta oluşmuşsa bence artık o şahsın kitap okuma yolu, doğru kitaba yönelmiş demektir. Kitabın ortasından okumak diye bir tabir vardır. Bugünlerde kitabın ortasında Kudüs var, İstanbul'da gerçekleşen Kudüs toplantısı ve alınan karar var." değerlendirmesinde bulundu.
- "Okumayı kelimelerin peşine düşmek olarak tanımlarım"
Yazar İbrahim Altay da kütüphanelerle ilgili anılarını aktardı.
Altay, "Ankara'daki milli kütüphanede öğrenciler sınav zamanları ders çalışırlar ve orada sosyalleşirler. Hatta bu konuyla ilgili çok bilinen bir slogan vardır; 'Milli kütüphane mutlu yuvalar kurar' diye. Kütüphanelerin 24 saat açık olmasının, çok kitap okumak, çok ders çalışmak ve çok sosyalleşmenin dışında böyle de bir yararı vardır." yorumunu yaptı.
Yazar İsmail Erdoğan, kütüphanede sabahlamak fikrinin hayata geçirilmesine neden olan herkese teşekkür etti.
Hayatında kütüphanelerin önemli bir yeri olduğundan bahseden Erdoğan, "Buna binaen yıllar önce 'Bir kütüphanede yaşamak' diye bir yazı yazmıştım ve belirtmeliyim ki gerçekten en büyük hayallerimden bir tanesi buydu." diye konuştu.
Okumanın fıtri bir eylem olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Benim de hayatımı değiştiren sadece bir kitaptır. Bu anlamda kitap okumaya başladıktan sonra kitapla, cümleyle ve kelimelerle ilişki kurdukça hayatı değişmiş insanlardan biri olduğumu söyleyebilirim. Okumayı kelimelerin peşine düşmek olarak tanımlarım. Cemil Meriç, 'Kamus, namustur' der. Sözlüksüz okumanın, okumak olmadığına inanırım. Onun için okumayı kelimelerin peşine düşmek olarak tanımlarım. Anlamakta güçlük çektiğim, beni aşan bir cümleyi, anladığımı ve kavradığımı hissettiğim an en önemli andır çünkü kazandığım o mutluluğu ve bana verdiği hazzı şimdiye kadar yeryüzündeki hiçbir şey vermemiştir."
Büyük bir kütüphaneye duyulan ihtiyacı ve bu doğrultudaki talepleri gören Sultan II. Abdülhamid'in girişimleriyle kurulan Kütüphane-i Umumi-i Osmani, bugünkü adıyla Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Ekim 2017 itibarıyla 24 saat açık kalma esasına göre kitapseverlere hizmet vermeye başlamıştı.
Bu çerçevede düzenlenen "Kütüphanede Bir Gece" başlıklı etkinlikler hem kütüphanenin 24 saat açık olduğunu duyurmak hem de özellikle gençlere kütüphane alışkanlığı kazandırmak için devam edecek.
Yorumlar