Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, "Okulları Yeniden Açmak: Ne Zaman, Kim İçin ve Nasıl" başlıklı raporunda okulların açılmasına yönelik alternatifler, önerileri ve dikkat edilmesi gereken noktaları açıkladı.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, rapor "Okullar ne zaman ve hangi koşullar altında yeniden açılabilir", "Okullar hangi öğrenciler için yeniden açılabilir", "Okulları yeniden açmak için neler yapmalıyız" ana başlıklarıyla hazırlandı.
Kayıpları azaltabilmek için okulları bir an önce açmaya ihtiyaç var
Okulların kapalı olmasının çocukların öğrenmesi üzerinde ciddi ve kalıcı etkileri olabileceğine vurgu yapılan raporda, “Okulların kapalı olmasının sebep olacağı kayıpları azaltabilmek için okulları bir an önce açmaya ihtiyaç var. Ancak okulların açılması kararının ülkenin virüsle mücadele için alınan sağlık tedbirleri ile uyumlu olması ve öğrencilerin, eğitim çalışanlarının, öğretmenlerin ve ailelerin sağlığını korumak için tüm tedbirlerin alınabilme ve uygulanabilme kapasitesine göre alınması gerekir." ifadelerine yer verildi.
Raporda, okulların uzun süreli kapatılmasının aşılama, beslenme, zihinsel sağlık ve psikososyal destek gibi okul temelli hizmetlerin sekteye uğramasına, yüz yüze iletişimin olmaması ise stres ve kaygıya sebep olabileceği belirtilerek her türlü hareketin Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun önerileri dikkate alınarak yapılması gerektiğinin altı çizildi.
Önce anaokulları ve ilkokullar açılabilir
Okulların açılmasında eğitim kademeleri, öğrenci özellikleri ve okul türlerine göre farklı önceliklendirmeler yapılabilir. Başlangıçta okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokullar açılabilir. Çünkü okul öncesi ve ilkokul kademesinde öğrencilerin uzaktan eğitim yoluyla öğrenmelerinde kayıpların daha fazla olacağı öngörülmektedir. Bu kademelerdeki öğrencilerin bağımsız çalışma ve kendi kendine öğrenme becerilerinin yeterince gelişmemiş olması ve gelişim özellikleri, onların yüz yüze eğitime olan ihtiyacını daha üst kademlere kıyasla görece artırmaktadır. Ayrıca bu yaş gurubu çocukların ebeveynlerinin çalışması halinde bakımları için okulların açık olması gerekmektedir.
Daha sonra 8’inci sınıf ve 12’nci sınıf öğrencileri için okullar açılabilir Sınava hazırlık sürecinde dersler bazında çalışmaları kadar sosyal ve duygusal yönden de öğretmenleri ile yüz yüze etkileşimleri, akranları ile etkileşimleri önemli görülmektedir. Öğrenciler kısa süreli de olsa, öğretmenleri ile yüz yüze etkileşimlerinde öğrenme eksiği olan konuları kısmen telafi etme fırsatı bulabilir.
Uzaktan öğrenmede dezavantajlı olan gruplar için okullar açılabilir. Yaş gruplarından ziyade veya erken yaş grupları ile birlikte, öğrencilerin ihtiyaçlarını ve özelliklerini gözeterek de okullar açılabilir. Örneğin, uzaktan eğitime erişim sıkıntısı yaşayan, ailede yeterli destek alamayan, kırsal kesimde görece izole yerleşim yerlerinde yaşayan veya Kovid-19 vakasının bulunmadığı yerleşim yerlerindeki öğrenciler için okullar daha erken açılabilir.
Yüz yüze eğitimi zorunlu kılan meslek eğitimi veya uygulamalı beceri eğitimi veren okullar öncelikli olarak açılabilir. Mesleki ve teknik eğitimde özellikle uygulamalı beceri eğitimlerinin uzaktan eğitim yoluyla verilmesi mümkün olmayabilir. Bu alanlarda öğrenme kayıplarının daha çok artmaması için bu okullar öncelikli olarak açılabilir.
Önce riskin düşük olduğu yerler tercih edilebilir
Başlangıçta yerel düzeyde bulaşma oranının ve riskin en düşük olduğu yerleşim yerlerinde okulların açılması tercih edilebilir. Sosyal mesafenin korunması için net ve anlaşılabilir protokoller oluşturulup, sınıf mevcutlarının düşürülmesi, okula giriş-çıkış-teneffüs zamanlarının, ulaşım ve servis kısıtlamaları, yemek ve beslenme saatlerinin farklılaştırılması, mümkün olduğunda bazı derslerin açık alanlarda yapılması, çok sayıda öğrencinin/velinin bir araya geleceği her türlü etkinliğin kısıtlanması gibi tedbirler açıkça tanımlanmalıdır.
Gerekirse sınıf mevcutlarını azaltmak için ders saatlerinde azaltma yaparak veya sadece belirli dersleri yürüterek ikili öğretim veya haftanın belirli günlerinde dönüşümlü öğretim yapılabilir.
El yıkama, konuşurken veya hapşırırken ağız-burun kapama, koruyucu ekipman-kıyafet kullanma, okul temizliği prosedürleri, ve gıda güvenliği gibi konularda detaylı protokoller ve hijyen tedbirleri oluşturulmalıdır.
Öğretmenlere ve okul yöneticilerine uzaktan öğrenme ve okulların kapalı olduğu dönemde öğrencilerini nasıl destekleyebilecekleri konusunda mesleki gelişim eğitimleri ve destek sağlanmalı.
Okulların donanımı hazır olmalı
Raporda, okulları açma sürecinde her okulda güvenli ve sağlıklı içme suyu, el yıkama için lavabolar-mümkünse dokunmadan çalışan sensörlü- yeterli temizlik ve hijyen malzemeleri bulunması sağlanmalıdır. İhtiyacı olan öğrenciler için özel hijyen malzemeleri temin edilmesi gerektiği vurgulandı.
Buna göre, okul yöneticileri, eğitim personeli ve öğretmenlere sosyal mesafenin korunması ve hijyen uygulamaları üzerine eğitim verilmeli, ekipman sağlanmalıdır. Öğrencilerin veya personelin salgın/hastalık belirtisi göstermesi halinde ne yapacakları konusunda okul yöneticilerine yönelik bir kılavuz oluşturulmalıdır.
Uzaktan öğrenme uygulamaları da dikkate alınarak ders geçme ve sınıf geçme şartları revize edilmeli, salgının oluşturduğu belirsizliklerle baş edebilmeleri için öğrencilere ve ebeveynlere sosyal ve psikolojik destek ve dezavantajlı öğrencilerin okula dönüşünü sağlamak için toplumla ilişkiler etkili bir şekilde kullanılmalı ve onların katılımı sağlanmalıdır
- Okullar açıldığında yeni bir dalga ihtimaline karşı önlem alınmalı
Yeni bir salgın dalgası olması halinde okulların tekrar kapanması ve yeniden açılması için Bakanlık düzeyinde bir karar modeli geliştirilmeli, ikinci bir dalga olması halinde belirsizlikler ilk dalgadaki kadar olağan karşılanmayacaktır.
El dezenfektanı kullanımı ve sağlık yetkilileri tarafından önerilmesi halinde uygun şekilde maske kullanımını temin edilmeli, uzaktan öğrenmeye yatırım yaparak, uzaktan öğrenme fırsatlarını geliştirilmelidir.
Yorumlar