Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanvekili Dr. Ekrem Keleş’ten görevi devraldı.
Törene Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları, Genel Müdürler, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileri, Diyanet personeli ve çok sayıda davetli katıldı.
Başkanlık konferans salonunda, Diyanet personelinin de katıldığı törenle görevine başlayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, törende yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı görevinin şerefli ve manevi mesuliyeti ağır bir görev olduğuna vurgu yaparak, “Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumu din konusunda aydınlatma görevini, her türlü siyasi, meşrebî, yerel ve etnik bir takım düşünce ve görüşler üstü yaklaşımla, İslam’ın ana kaynakları Kur'an -ı Kerim ve Hz Peygamber'in sahih sünnetinden iktibas edilen dini bilginin rehberliğinde; tarihsel müktesebatı, tecrübî birikimi, kuşatıcı hizmet anlayışı ve hikmetli üslubuyla, milletçe kenetlenme ve bütünleşme ilkesi doğrultusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir” dedi.
18. Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yapacak olan Başkan Erbaş, törende yaptığı konuşmada, “Bu mukaddes vazifeye şahsımı tensip buyuran başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimize teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu vesileyle, ilk Diyanet İşleri Başkanımız Rıfat Börekçi'den günümüze kadar bu şerefli, bir o kadar da manevi mesuliyeti ağır görevi deruhte etmiş Başkanlarımızdan rahmeti Rahman'a kavuşmuş olanları hayırla yad ediyor, berhayat olanlara sağlıklı, huzurlu bir ömür diliyor, hizmetleri için şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının, inanç, düşünce ve beyin işgalcilerine karşı aklı selimi ayakta tutarak bütün vatandaşların din güvenliğini sağlama çabasında olmaya devam edeceğini kaydettiği konuşmasında Başkan Erbaş, şu ifadelere yer verdi;
“Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün vatandaşlarımızın din güvenliğini sağlama çabasında olmaya devam edecektir…”
Başkanlığımız, birlik ve beraberliğimizi pekiştirici bir yaklaşım; yapıcı, kolaylaştırıcı, leyyin ve hikmetli bir dil; açık, net, sahih ve sarih bir üslup; sevgi, şefkat, paylaşım ve anlayış esaslı bir hizmet tarzıyla halkımızın dini ve manevi hayatına rehberlik etme; inanç, düşünce ve beyin işgalcilerine karşı selim aklı ayakta tutarak bütün vatandaşlarımızın din güvenliğini sağlama çabasında olmaya devam edecektir.
“Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün mazlum halklara şefkat ve merhamet elini uzatmaya devam edecektir…”
Diyanet işleri başkanlığımız basireti bağlanmış, gözü kararmış, kalbi taşlaşmış, hırs ve çıkar düşkünü, işgalci ve sömürgeci küresel güçlerin, misafiri olduğumuz dünyamızı sulh ve selamet yurdu olmaktan çıkarıp göç ve ıstırap yurduna çevirerek kaosa sürüklediği, Başta Arakan olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun devletimizle birlikte bütün mazlum halklara şefkat, merhamet ve nusret elini uzatmaya devam edecektir.
“Kin, öfke ve nefret üreten dini görünümlü yapılar halkımızın vicdanında makes bulamamıştır…”
Ülkemiz insanı, bu toprakların İslam’la buluştuğu günden bu yana, sahih, kuşatıcı ve maruf dini bilgi üzerine manevi hayatını inşa ede gelmiştir. Bu özgün karakteri bozan her türlü ayrımcı, ayrılıkçı ve ötekileştirici yaklaşım; itici, kırıcı, katı ve kaba dil; puslu, bulanık, gizli ve gizemli üslup; menfaatçi, çıkarcı, sahte ve yapmacık tavır; kin, öfke ve nefret üreten davranış biçimini yansıtan her türlü dini görünümlü yapılar halkımızın dinî hayatında ve toplumumuzun vicdanında makes bulamamıştır.
Milletimiz, yüzyıllar boyunca dinimizin farklı yorum sahiplerine saygı duymuş, diğer din mensuplarıyla da anlayış ve güvene dayalı bir ortam oluşturarak, zenginliğimizi ortaya koyan bütün etnik unsurlarıyla, Anadolu'muzda birlikte ve kardeşçe yaşayabilme tecrübesini tahkim etmiştir.
“Başkanlığımız, imam hatip liselerimiz ve ilahiyat fakültelerimizle işbirliğini daha da güçlendirecektir…”
Cehalet ancak ilimle, zulümat ancak hidayetle yok edilebilir. Başkanlığımızın insan kaynağını yetiştiren başta Kur'an kurslarımız ve imam hatip liselerimiz olmak üzere ilahiyat fakültelerimizin yurt sathında artışı, 21. asrın hedonist idrakine, İslam'ın aydınlık istikametini derc edecek ahlak-ı hamide sahibi nitelikli nesillerin yetiştirilmesi adına gurur, umut ve mutluluk vericidir. Başkanlığımız, imam hatip liselerimiz ve ilahiyat fakültelerimizle işbirliğini daha da güçlendirecektir.
“FETÖ’nün, gizemli ve bulanık bir din anlayışıyla itikadi ve ameli düzlemde oluşturduğu hasarı onarmak için daha çok çalışmamız gerekiyor…”
Fetullahçı terör örgütünün, genç beyinleri sömürerek, insanımızın hayır duygularını istismar ederek, gizemli ve bulanık bir din anlayışıyla itikadi ve ameli düzlemde oluşturduğu hasarı onarmak için; 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere kanlarıyla bu toprakları bize vatan kılan bütün şühedanın emanetine sahip çıkıp şehit ve gazilerimize milletçe sadakatimizi göstermek için; umut olan, dua alan ülkemizin örnek teşkilatı Başkanlığımızın dağınık zihinleri toplamaya, parçalanmış gönülleri birleştirmeye, fitne ateşinde yitirilen ümmetin, tevhit ve vahdet pınarında dirilişine vesile olmak için; Allah ve Rasülü'nün ezeli ve ebedi çağrısını sekülerizm yani dünyevîleşme ve hiçbir değer tanımama kıskacında debelenen insanlığa ulaştırmak için; her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor.
“Diyanet olarak hizmet çeşitliliğini geliştirmemiz gerekiyor…”
Erkek-kadın, çocuk-genç, yaşlı-engelli bütün insanımızın onurunu, aile ve ahlaki değerlerimizi tehdit eden çağın yakıcı ve yıkıcı bütün tertiplerine karşı toplumsal duyarlılığı yükseltmemiz; camilerimizin fonksiyonelliğini, yayınlarımızın niteliğini ve yerindeliğini, bütün bunlarla birlikte üzerimize düşen ve bizden beklenen hizmet çeşitliliğini geliştirmemiz gerekiyor.
“Başkanlığımızın bütün birimlerinin görev tanımları yeniden gözden geçirilmelidir…”
Başta Din İşleri Yüksek Kurulumuz olmak üzere Başkanlığımızın bütün birimlerinin bu çerçevede görev tanımları yeniden gözden geçirilerek İslam'ın hayat veren mesajının daha etkin ve etkili bir biçimde hizmete yansıması için bütün imkanlarımızı seferber ederek irademizi ortaya koymamız gerekiyor. Kaybedecek bir vaktimizin olmadığının farkındayım. İnşallah sorunlarımızı ortak akılla, kurum içi iletişimi daha güçlü hale getirerek, tecrübeyi önemseyerek, tüm paydaş kurumlarla işbirliği yaparak hep birlikte çözme gayretinde olacağız.
Başkan Erbaş sözlerini, “Başta 7 yıl boyunca bu görevi yürütmüş ve kısa bir süre önce emekliliğe ayrılmış olan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez Hocamıza, iki aya yakındır bu mukaddes vazifeyi vekaleten yürüten Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş Hocamıza, devir-teslim merasimimize iştirak eden sizlere, basınımıza, yurtiçi ve yurtdışında ekranları başında bizi izleyen teşkilatımızın bütün mensuplarına ve aziz milletimizin her bir ferdine teşekkür ediyor, hayır dualarını bekliyorum.
Her karış toprağı şüheda kanıyla sulanmış aziz vatanımızın dört bir köşesinden, ezan-ı Muhammedinin sekînet veren sadasını yankılandıran müezzinlerimizden, mihrapta kıyama duran, minberden İslam’ın yüksek hakikatlerini haykıran imam-hatiplerimize; dinimizin manevi huzurunu insanımıza taşıyan vaizlerimizden müftülerimize; hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’i öğreten hayrın önderi Kur'an kursu öğreticilerimizden, dinimizin ilim ve hikmet boyutunu çalışanlarımıza nakşeden eğitim görevlilerimize; dine hizmet yolunda aşk ve heyecanla çalışan mensuplarımızın hizmetlerini kolaylaştırmak için ter döken, müstahdeminden memuruna, şefinden şoförüne, murakıbından müdürüne bütün büro personelimize; dünyanın dört bir yanında, yurtdışı teşkilatlarında milletimizin kıymetli evlatlarına ve insanlığa hizmet sunan maneviyat elçilerine, velhasıl emanetini yüklendiğim bu şerefli görevin ağır sorumluluğunu birlikte taşıyacağımız teşkilatımızın ve Türkiye Diyanet Vakfımızın güzide mensuplarına en kalbi muhabbetlerimi bildiriyor, selam ve sevgilerimi sunuyor, hayır dualarını bekliyorum” ifadeleriyle sonlandırdı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, yeni eğitim öğretim yılının başlamasından dolayı eğitim camiasına ‘hayırlı olsun’ dileklerinde bulundu.
Diyanet İşleri Başkanvekili Dr. Ekrem Keleş…
Görevi Prof. Dr. Ali Erbaş’a devreden Diyanet İşleri Başkanvekili ve Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş ise törende yaptığı konuşmada sözlerine,"Önceki Başkanımız Mehmet Görmez Hocamızın Ağustos başında omuzlarından alınan büyük emaneti, bugün itibariyle Muhterem Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş Hocamız üstlenmiş bulunmaktadır. Çok ağır, ağır olduğu kadar da şerefli ve onurlu bu emaneti taşırken Yüce Rabbim yardımını esirgemesin” temennisiyle başladı.
İslam ümmeti ve milletimizin tarihin en zor dönemlerinden geçtiğini dile getiren Başkanvekili Keleş, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi;
“Tarihin Müslümanlar açısından bu çok zor döneminde Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğu, hiç kuşkusuz her zamankinden daha ağırdır…”
Milletimiz ve ümmet, tarihin en zor dönemlerinden birinden geçmektedir. Tarihin Müslümanlar açısından bu çok zor döneminde Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğu, hiç kuşkusuz her zamankinden daha ağırdır. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetleri Rıza-ı Bârî gözetilerek eda edilmesi gereken işler olduğu ve bu işler yapılırken Rıza-ı Bârî gözetildiği sürece Cenabı Hakkın yardımını esirgemeyeceği de binlerce örnekle sabittir. Bu sebeple Diyanetin hizmet alanında ilk dikkat edilmesi gereken husus, Yüce Allah’ın hudududur. Diğer bütün dikkat noktaları bundan sonra gelir. Yüce Rabbimizin, en başta başkanımız olmak üzere hepimize kendi rızasına uygun işler yapmayı nasip etmesini diliyorum.
“Diyanet hizmetleri, Türkiye veya yurtdışındaki millet varlığımızla sınırlı kalmamakta, yeryüzündeki tüm Müslümanları ilgilendiren bir boyut kazanmış bulunmaktadır…”
Ülkemizin dünyadaki tüm mazlumların ümidi haline gelmesiyle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı hizmetlerinin kapsama alanı, özellikle son on yılda beklenenin çok ötesinde genişlemiştir. Hizmetlerimizin bu aşamaya gelmesinde hiç kuşkusuz bütün teşkilat mensuplarımızın büyük katkıları vardır. Artık Diyanet hizmetleri, yalnız Türkiye veya yurtdışındaki millet varlığımızla sınırlı kalmamakta, bunun çok ötesinde az veya çok yeryüzündeki tüm Müslümanları ilgilendiren bir boyut kazanmış bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk yıllarında mütevazi imkânlarla başlayan hizmetler, bugün Avrupa’dan Avusturalya’ya, Haiti’den Japonya’ya, Afrika’dan Sibirya’ya az veya çok 113 ülkeye ulaşmış bulunmaktadır. Bu tablo, Başkanlığımıza karşı dünyadaki muhtelif dini kurum ve kuruluşların yoğun ilgisini beraberinde getirmiştir. Bugün artık Başkanlığımızın en büyük görevlerinden biri, bu ilgiyi zayi etmemektir.
“FETÖ, DEAŞ gibi dini istismar eden yapıların ülkemizde ve coğrafyamızda açtığı yaralar, din eğitimi ve din hizmetlerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır…”
Dünyada yayılan İslamofobi, İslam dünyasının içinden geçtiği süreçler, FETÖ, DEAŞ gibi dini istismar eden yapıların ülkemizde ve coğrafyamızda açtığı derin yaralar, İslam dünyasında yöntem ve muhteva itibarıyla din eğitimi ve din hizmetlerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmakta ve dinin doğru anlaşılması için sağlıklı bir kaynak ve yöntem anlayışına duyulan ihtiyacı iyiden iyiye hissettirmektedir. Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanlığının, sevad-ı azamdan, İslam’ın ana yolu ehl-i sünnet’ten sapmadan izlediği kuşatıcı din anlayışı daha bir önem kazanmaktadır.
“Başkanlığımızın, ülkemizin huzuru, refahı, birlik ve beraberliği için kendinden beklenen hizmetleri hakkıyla yerine getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum…”
Diyanet İşleri Başkanlığımızın en başta ülkemiz olmak üzere gönül coğrafyamızda ve tüm Müslümanlar nezdinde referans alınan ve merci olan bir kurum olması, bütün milletimizin ortak beklentisi ve arzusudur. Bir millet kurumu olan Başkanlığımızın ülkemizin huzuru, refahı, birlik ve beraberliği için kendinden beklenen hizmetleri hakkıyla yerine getirmesini ve yalnız müntesiplerini değil, bütün insanları ilahi rahmet etrafında birleştirmeyi hedefleyen bir dinin rahmetini insanlığa en güzel yöntemlerle ulaştırmayı nasip etmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Programın ardından İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, dua etti.
Yorumlar