Adını Yenisey Nehri'nin Karasuk kolundan alan ve Güneybatı Sibirya'da Tunç Çağına tarihlenen M.Ö 1.200 ila M.S 700 yılları arasına yaşadıkları tahmin edilen yarı göçebe halktan alan Karasuk Kültürü'nün varlığı bugüne dek açılan mezarlardan tespit edilebiliyor.
Khakassian-Minusinsk havzasındaki diğer kültürler gibi, Karasuk kültürü insanlarının kışın koyunları, sığırları ve atları ile yaylalara göçtüğü ve yazın çiftçilik yaptıkları anlaşılıyor.
Karasuk Kekleri denilen Bozkır Mezarları
Karasuklar ölülerini genel olarak çitle çevirdikleri taşlık arazilerdeki mezarlıklara gömüyorlardı. Her çitin içinde yaklaşık 15-16 mezar yer alıyordu. En ortadaki mezar genellikle kabilenin önemli üyelerinden birine ait olurdu. Çocuk mezarları ise genelde bu çitlerin dışında yer alırdı. Mezarların çevresi kumtaşı parçalarından inşa edilen on beş 20 santim yükseklikte dörtgen taş duvarla çevriliyordu.
Sırt üstü gömülen cenazeler ahiret hayatına mezar hediyeleri ile uğurlanırken, kadınlar adeta düğüne hazırlanır gibi süslü elbiseler ve mücevherlerle gönderiliyordu. Mezarlara mücevherler ve takı eşyaları dışında çanak çömlekler, kemik eşyalar, koyun, sığır ve at eti , bıçaklar ve muhtelif metal eşyalar gömülüyordu.
Tarih öncesi Bozkır Kültürlerine ait mezarlardan Karasuk Kültürüne ait mezarları ayıran önemli farklardan biri de mezarların derine olmaması ve cesedin toprağın yaklaşık 70 santimetre altına gömülmesiydi. Bu derinlik Avrasya'ya has mezar gömülerine nazaran bir hayli sığdı. Taşlık arazilerdeki küçük çukurdan oluşmaları nedeniyle arkeologlar bu mezarları "Karasuk Kekleri" olarak adlandırıyor.
2021 yılında Rusya Federasyonuna bağlı özerk Hakasya Cumhuriyeti'nin (Republic of Khakassia) Askis kentinin Sagayskaya bölgesinde yapılan kazılarda o mezarlardan 7 tanesi daha açığa çıkarıldı. Karayolu ve demiryoluna yakın alanlarda olmasına rağmen bugüne dek bozulmadan gelen Bronz Çağı mezar alanları Novosibirsk Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü SB RAS Arkeolojik Kurtarma Çalışmaları Bölümü'nden araştırma görevlisi Oleg Mitko liderliğindeki arkeoloji ekibince kazıldı.
Sonuçları “Problems of Archaeology, Etnography, Antropology of Siberia and Neighboring Territories” dergisinde yayınlanan arkeoloji kazıları, kurgan tipi mezarların bulunduğu "Sagayskaya Protoka 7" ve "Askiz 17" olarak adlandırılan iki ayrı mezarlıkta gerçekleştirildi.
Taş kutu içinde gömülmüş bebek
Bir kısmının daha önce mezar soyguncularınca yağmalandığı anlaşılan mezarlardan ikisinde insan kalıntısına rastlanamazken, hem doğanın hem de yağmacıların tahribatından kurtulmayı başaran ikisinde alışılmadık derecede bol mezar eşyası bulundu. Bir mezardan ise, içinde bebek yaşta bir çocuğun iskeleti olan taş kutu çıktı. Taş kutu ile gömülmüş çocuğun yanında mezar hediyesi olarak, bir koyunun aşık kemiği, bronz bir bıçak ve toka şeklinde küçük bir süs eşyası vardı.
Köpeği ile gömülen kadın mezarı
Kazılarda Bozkırın tarih öncesi Karasuk Kültürü has şekilde süslü elbiseler ve mücevherlerle gömülen dört kadın iskeletine rastlandı. Kadınlardan birinin mezarında bir de köpek iskeletine rastlandı. Köpek, başı insan arkadaşına dönük şekilde çömelmiş bir pozisyonda gömülmüştü. Anlaşılan dostuna sadakati mezarda da devam etmişti.
Sagayskaya Protoka 7'deki bir mezardan Karasuk kadın cenaze mezarlarının bilinen hemen hemen tüm özelliklerini taşıyan giysi parçaları ve takılar ile mezar hediyeleri çıktı. Kadının elmacık kemiklerinin yanında bronz tel halkalar, tapınak yüzükleri denilen yuvarlak halkalar ve bronz düğmeler bulundu. Kafatasının yanı sıra, kaburgalarının arasında, kol kemiklerinde ve pelvis kemikleri arasındaki bölgede de aynı stilde düğmeler vardı.
Her iki elinde de stilize edilmiş iki taç yaprağından oluşan, dökme bronz yüzükler takılıydı.
Karasuk kültüründe ilk kez başlık pullarına rastlandı
Askiz 17'deki bir mezarda da kadının kafatasının etrafındaki alanda ve gövdesinin yanındaki düğmelerde tel yivli bronz tapınak yüzükleri ve düğmeler bulundu. Arkeologlar ayrıca cesedin, kafatasının altında silindirik boncuklar ve yuvarlak uçlu üçgen plakalar buldular. Plakalar delikliydi, bu da başlığına dikilmiş pullar olabileceğini gösteriyordu. Karasuk kültüründe daha önce böyle bir bulguya rastlanmamıştı. Kadının mezarında çok sayıda biblo bulunurken, sağ dirseğinin yanında ayna olarak kullanılan dökme bronz dışbükey bir plaka ve sağ kolunda damalı desenli büyük bir bronz bilezik keşfettiler. Farklı desenler içeren benzer bilezikler diğer Karasuk mezarlıklarından da bilinmekteydi. Kadının eol elinin parmakları, önceki cenazede bulunanlara benzer, ancak çok daha iyi durumda ve çok daha üstün kalitede, çift taraflı taç yaprakları olan dört dökme bronz yüzükle süslenmişti.
Diğer mezarlardaki benzer ölü gömme eşyaları yağmalandığı açıkça anlaşılıyordu. Yağmalanan mezarlardan bazılarında sadece çanak çömlek ve hayvan kemiği izleri vardı, bazılarında ise soyguncuların her nasılsa fark edemedikleri bronz yüzük ve düğme parçaları vardı.
Yağlananan mezarladan birinde deri kayışla birbirine bağlı iki düğme bulunurken ve parmaklardan birinin üzerinde bakır oksit izleri görüldü ki bu da muhtemelenen yüzüğünün çalınmış olduğunu işaret ediyordu.
Karasuk kadınları cenaze elbiseleri ile muhtemelen böyle görünüyordu
Peki kadınların cesetleri bu süsler, takılar ve giysiler ile mezara konulduğunda nasıl görünüyordu?
Hasaya Ulusal Müzesi'ndeki bir küratör, sekiz yıl önce, 1960'lardaki kazı bulgularına dayanarak Karasuk kadın cenaze kostümünün rekonstrüksiyonunu yaptı. Rekonstrüksiyon müzeye gezenlerce görübiliyor. Askiz 17 ve Sagayskaya Protoka 7'deki son buluntularla karşılaştırıldığında arkeologlar onun elbiselerinin tartışmaya açık olduğunu ama diğer unsurların neredeyse tamamen örtüştüğü düşünüyorlar.
Arkeolojisanat.com
Yorumlar