Programda, Puşide'nin Farsça "örtü" anlamına geldiği, mezar üzerine yerleştirilen, genellikle ahşap, mermer, taş ve çini kaplama sandukaları örtmek için kullanıldığı anlatıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve projenin tanıtım filminin izletilmesinin ardından yaptığı konuşmada, projenin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı takip ve iş birliğinde, Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün öncülüğünde gerçekleştiğini belirtti.
Erdoğan, "Bu proje, tarihi değerlerimize sahip çıkmanın bir ifadesidir." değerlendirmesinde bulunurken, projeye katkı sağlayan tüm kurumları ve emek veren tüm sanatçıları tebrik etti.
Mezarlıklar ve türbelerin ölümle hayatın kardeş olduğu gösteren sakin mekanlar olduğunu belirten Erdoğan, "Bir dost meclisinde, Yahya Kemal'e İstanbul'un nüfusunu sorarlar. O da, 'Biz yerin altındakilerle birlikte yaşarız.' cevabını verir. Bu meşhur cevap, medeniyetimizin ölüm algısını ortaya koyan bir özettir. Evet, biz türbeleri, hazireleri, kabristanları ile iç içe yaşayan bir şehir medeniyetinin mirasçılarıyız." dedi.
- "Bu değerlere sahip çıkmak boynumuzun borcudur"
İstanbul'u "sarayları, camileri, koruları, hanları, sebilleri ve türbeleriyle tarih bereketi" şeklinde yorumlayan Erdoğan, "Mimarların, hattatların, nakkaşların, sedefkarların eşsiz eserleri karşılar bizi her köşede. Her biri, geçmişe ışık tutan tarih kayıtlarıdır. Tıpkı bir belgeyi okur gibi onları da okuruz." diye konuştu.
Bu anlamda hanedan türbelerindeki puşidelerin, üzerilerindeki nakışlar ve hatlarla birer tarihi belge olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ölümün ürpertisini yok eden şey, bu ölüm yurtlarındaki sanattır. Zevk-i selimin ürünü olan sanduka örtüleri, nakkaşların göz nuru, el emeği ile ölümü munisleştirir. Kabirleri konuşturur. Türk süsleme sanatının en zarif türlerinden olan Maraş işinin en güzel örneklerini gördüğümüz hanedan türbelerinde de ölüm, sade bir bahar ülkesi gibidir. Her biri, bir yığın inanç, gelenek, zevk ve asırların birikiminden oluşan bir terkiptir. İpek, kadife ve türlü çeşitleriyle dönemlerinin desen ve zevk anlayışlarını gösterirler. Asırlardan beri, geçen zamanın yorgunluğu altında yıpranan bu eserler, gelecek nesillere aktarılmak üzere tadilata, tamirata, yenilenmeye ihtiyaç duyar. Kültürümüzü, geleneksel sanatlarımızı, hiç kesintiye uğratmadan, gelecek nesillere aktarmak da hepimizin görevidir. Bu bağlamda, bu güzel projeyi himaye etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Ecdad yadigarı, bu şanlı tarihin ve coğrafyanın tapuları hükmünde olan türbeler, aynı zamanda hepimiz için bir nasihatçıdır. Böyle güzel bir vesileyle Yahya Efendi Hazretleri, Kanuni Sultan Süleyman, Eyüp Sultan Hazretleri, Adile Sultan ve Yavuz Sultan Selim Han ile selamlaşmış sayıyorum neslimizi."
Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan, kurumların, sanat okullarının tarihi değerleri yaşatma konusunda gösterdiği çabanın takdire şayan olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Ancak bu şekilde, zincirin halkalarını sürdürebiliriz. Bu çalışma el sanatlarımız içinde müstesna bir yeri olan Maraş işinin, desen arşivini hazırlamaya da vesile olmuştur. İşin incelikleri, genç sanatçıların el emekleri, göz nuru ile yeniden hayat bulmuştur. Bir zamanlar Kabe-i Muazzama'nın, Ravza-i Mutahhara'nın örtülerini işleyen bir milletin torunları olarak, bu değerlere sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Mirasçısı olduğumuz bir imparatorluğun medeniyet değerlerini yaşatmaya, koruyup kollamaya inşallah devam edeceğiz. Yenilenen puşidelerin eskileri, büyük bir itina ile müzelerimizde muhafaza edilecek inşallah."
- "Bu kültürel mirasın gelecek nesillere de aktarılarak yaşatılmasını amaçlıyoruz"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da insanın kültürün en temel değeri olduğunu belirtirken, "Kültürümüzün en temel değeri insandır. İnsan değerlidir. Eşrefi mahlukattır. Allah'ın yeryüzündeki halifesidir. Her hali ile hürmete layıktır. Bu anlayışın bir neticesi olarak, insan da insanın ürettiği de el emeği de insandan geriye kalan da değerlidir. Puşide geleneği, insana verilen değerin, duyulan saygının, gösterilen hürmetin bir göstergesidir." diye konuştu.
Puşideyle, hürmete layık insanlardan geriye kalan türbesinin eşrefi mahlukata layık bir hale getirilmesinin çalışıldığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Kökü mazide kendisi atide olan bu millet, kadim bir medeniyete sahiptir. Geçmişimiz, her biri kendi alanında bir zirve olan bilim insanlarımız, sanatçılarımız ve mütefekkirlerimiz elinde şekillendi. Her alanda, insanlığın ortak mirası olan somut ve somut olmayan kültürel miras oluşturuldu. Bu kültürel mirasın gelecek nesillere de aktarılarak yaşatılmasını amaçlıyoruz. Güzelliklerimizi, değerlerimizi öğrencilerimize anlatacak ve öğreteceğiz. Milli ve manevi değerlerine bağlı kendi kültürünü özümsemiş, evrensel değerlere açık, kendisi ve çevresi ile barışık bir nesil; milletinin tarihini, dilini, sanatını, gelenek ve göreneklerini, en iyi şekilde anlayacak, anlatacak, geliştirecek ve yaşatacaktır."
Anadolu'nun binlerce yıldan bu yana yoğrulan çok zengin bir kültürel zenginliğe ev sahipliği yaptığına değinen Yılmaz, "Milletimizin bugüne kadar göstermiş olduğu tüm gelişmelerin kaynağı, bu eşsiz, yüksek kültürdür. Evlatlarımızın bu bilince sahip olmalarını ancak eğitimle sağlayabiliriz. Eğitim, nesil yetiştirme işidir. Nesil yetiştirmek de medeniyet inşası iddiasını sürdürmektir. Bizim medeniyetimiz sadece insana değil, yaratılan her şeye saygıyı öngörür." dedi.
Programda, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Yusuf Gürlek, Proje Koordinatörü ve Çini Sanatkarı Ayşe Özkan da konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından Emine Erdoğan'a Maraş işi seccade hediye edildi. Erdoğan ve Yılmaz, etkinlik sonunda 10 eserden oluşan sergiyi gezdi.
Öte yandan, İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü koordinesinde; Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İzmir, İstanbul, Kayseri, Kütahya, Samsun, Trabzon Olgunlaşma Enstitüleri tarafından el işçiliği ile üretimi yapılan puşidelerin uzun bir hazırlık ve yapım sürecinden geçtiği, proje kapsamında da İstanbul'da bulunan Osmanlı Hanedanı'na ait 23 türbedeki 158 sanduka örtüsünün yenilenmesinin planlandığı bildirildi.
Yorumlar