İç mimari çalışmalara imza atan Gönye Proje Tasarım ekibinden Tasarım Yönetmeni Gamze Sayın iş hayatı ve iş yapış şekillerindeki değişimin hızının her geçen yıl kendini katladığı bu dönemde hızlı, yaratıcı ve çok fonksiyonlu çözümlerin yeni ofis kültürünün anahtar kelimeleri olduğunu belirtiyor.
Esnek çalışma anlayışının ofis hayatına da yansımaya başladığını vurgulayan mimar, değişkenliğin iş hayatındaki istikrarlı başarının yeni odak noktası olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İş dünyasında mekan ve zaman kavramları iç içe geçerek soyut bir hal almaya başladı bile. Artık tam donanımlı tek bir çalışma masası ve mükemmel aydınlatılmış bir odaya sahip olmak işinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için tek ihtiyacınız olan şey değil, hatta belki de en son ihtiyacınız olan şey.”
“Esnek olmayan, sınıflandırılmış ve sınırlandırılmış düzenli tüm çözümleri unutun…”
Ofis ve çalışma alanları tasarımlarına yansıyan yeni çalışma kültürünün, ilk aşamada ofis mobilyalarıyla gözümüze çarptığını belirten Tasarım Yönetmeni Gamze Sayın, hareketli ve çok fonksiyonlu ürünlerin bu mobil kültüre ayak uydurduğunu vurguluyor. Ofis mobilyalarında da kendini gösteren “çok-fonksiyon” teması; hareketli sırtı olan puf-sandalye dönüşümlü ürünler, ayakta çalışmaya uyum sağlayan yüksekliği ayarlı çalışma masaları gibi ürünlerle kendini ön plana çıkarıyor.
Resmi ve hiyerarşik çalışma kültürü yerini pratik ve yaratıcı bir anlayışa bıraktığını, toplantı ve çalışma alanlarının da aynı şekilde bu trendden etkileneceğini belirten Sayın’a göre bu mekanların tasarımları da amacına uygun olarak çeşitleniyor. Bir ofiste bulunan tüm toplantı odalarının resmi düzende olması gerektiği düşüncesinin artık geride kaldığını vurgulayan mimara göre teknoloji ve sosyal iletişim odaklı resmi VIP toplantı odalarının yanı sıra farklı sayıda ekiplerin uzmanlıklarına ve teknolojik ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş birden fazla farklı “toplantı alanları” planlamak artık ön planda. Kreatif düzende ve renkte rahat buluşma noktaları, ayakta kısa toplantılar için yüksek ve hiyerarşik olmayan yuvarlak toplantı masaları tercih edilirken kısa ve konsantrasyon gerektiren işler için focus-room’lar tercih ediliyor; fakat bu mekanların hepsi maksimum teknolojik donanımlarla insan doğasına uygun yaşam koşulları yaratılarak iş performanslarını yükseltiyor.
“Üretkenlik ve iş performansını etkileyen faktörlerden biri olan bireysel çalışma düzeni ve bireysel zamanlama ile artık çalışma ve dinleme takvimleri iç içe geçmiş durumda. Çok fonksiyonlu ürünlerin yanı sıra çok fonksiyonlu mekanlar yaratmak da önemli. Stres yaratan tüm faktörleri görünmez kılmak yeni ofis kültürünün bir parçası” diyen Gönye Proje Tasarım ekibinden Tasarım Yönetmeni Gamze Sayın, çalışma ortamlarında “keyifli alanlar” yaratmanın iş psikolojisi ve sosyal yaşamı dengede tutmaya fayda sağladığının da altını çiziyor.
Sayın’a göre özel tasarlanmış mola alanlarında yer verilen TV ekranları ile, laptop ve akıllı telefon ekranlarını yansıtarak kısa süreli ve resmi olmayan ekip güncelleme toplantılarının yapılmasına olanak sağlanabiliyor. Dijitalleşmeyi ve teknolojiye ulaşımı ofislerin her alanına dahil etmek verimliliği ve üretkenliği sürdürülebilir hale getirmenin önemine vurgu yapan Gamze Sayın, bu sayede bulunduğunuz her ortamın ihtiyacınız olan tüm verilere ulaşabilir olduğunuz çalışma alanınız olabileceğini belirtiyor. Arşivleme ve dosyalama alışkanlıklarının da yerini Bulut sistemlere bırakmasıyla eskiden arşivleme ve dosya dolapları için ayrılan mekanlar, artık insan odaklı çalışma-dinlenme alanlarına evrilebiliyor. Akıllı-Ofis temasının artık çalışma alanı tasarımlarında mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çiziyor.
Vizyon sahibi şirketler için yetenek yönetimini destekleyecek alanların da önemini vurgulayan Sayın, iş hayatına hazırlanan stajyerler için ayrılan özel tasarlanmış çalışma noktalarına işaret ediyor. Bu alanları mümkün olduğunca personel çalışma alanlarıyla iç içe tutmanın stajyerlerin gelişiminde de büyük pay sahibi olacağını belirten mimar, firmanın sosyal sorumluluk alanında da iç mimariden faydalanarak kendini yansıtacağı bir fırsat yaratılmış olacağını iletiyor.
Doğayı tüm halleriyle barındıran biyofilik çalışma mekanları…
Sayın’a göre insanlar artık iş hayatında belirli kalıplara sığmaya çalışmanın performansı olumsuz etkilediğinin farkında; bu sebeple doğayı hem fiziksel olarak hem de işleyişi ile taklit eden bir vizyonla tasarlanan mekanlarda insanlar daha mutlu ve daha pozitif hissediyor. Bu sebeple biyofilik tasarım anlayışının 2019’da oldukça kapsamlı ve üzerinde çalışılmış şekilde kendini göstereceğini belirtiyor ve biyofilik etkiyi güçlendirmek için doğayı ve doğal olan tüm senaryoları ofis hayatına yalnızca görsel olarak değil tüm halleriyle dahil etmenin gerekliliğine işaret ediyor. Ses öğesiyle zenginleştirilmiş yağmur ormanı temalı focus-roomlar, taş dokulu ürünlerle kaplanmış ve dokunsal öğelerle desteklenen dağ temalı break-out alanları, görsel taklitin dışına çıkmak için yalnızca birkaç örnek…
Ofis mobilyalarında da etkisini hissettiğimiz biyofilik yaklaşım, insan vücudu ve hareketleri ile uyumlu organik formda çalışma masaları, üretilen işin doğasını destekleyecek renk ve tekstil seçimleri, çalışma mekanlarında doğanın çeşitli hallerini ve formlarını yansıtan koku, ses ve dokunsal öğelerin kullanımıyla, duyulara hitap ederek çalışanların duygusal zekasını da beslemiş oluyor.
Yorumlar