Pandemi süreciyle birlikte daha sık karşılaşılan ölüm vakalarının çocuklara nasıl anlatılması gerektiğini ele alan Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin bu konudaki tavsiyelerini ailelere paylaştı:
Tüm dünyanın oldukça zorlu bir süreçten geçtiği bu dönemde, çocuklar hayatlarının belki de hiçbir döneminde olmadığı kadar ölüm kavramını işitti. Çoğuklar evde hemen her gün, haberlerin, dizilerin, filmlerin izlendiği televizyonlarda günlük ölüm sayıları, ölümlerin istatiksel verileri ile karşılaştı.
Çocuğa ölüm haberini kim vermeli?
Bu maruz kalma sürecinin sadece medya üzerinden olmadı. Bizler gibi çocuklarımız da akrabalarının, komşularının, yakından tanıdığı kimselerin öldüklerine şahit oldular. Bir yakınının öldüğü haberini bir yetişkine bile söylemek oldukça güç bir durumken çocuklarımıza bu durum aktarılırken daha dikkatli yaklaşılmalı.
Aileler bir yakınlarını kaybettiklerinde, çocuklarına bu durumu söylemekten kaçınabilir ya da iyi niyetlerle, çocuklarının üzülmesini, olumsuz etkilenmesini istemez. Bbazı aileler de çocuğa durumu anlatmayıp, süreci çocuğun algılarına bırakabilir. Böyle bir dönemde çocukla iletişim kurmak ve merak ettiklerini onun anlayabileceği basit bir dille anlatmak oldukça önemlidir. Ölümle ilgili bilgi verilirken çocuğun kendisini güvenli hissettiği bir yerde olması, bu haberin güven duyduğu ve yakınlık hissettiği kişiler (anne-baba gibi) tarafından verilmesi çocuğun daha rahat olmasını sağlayacaktır”
Ölmek ve ölü gibi kavramlar çekinilmeden kullanılmalı
Ölümle ilgili doğru sözcükler seçmek önemli. “Ölmek”, “ölü” gibi kavramlar çekinilmeden kullanılmalı. Aksi takdirde bu süreçleri tanımlamak için kullanacağınız, ‘uyumak’, ‘hasta olmak’, ‘uzaklara gitmek’ gibi söylemler çocuğun kafa karışıklığı yaşamasına sebep olacaktır. Ölümü farklı bir uyku hali olarak öğrenen çocuk uyumaktan ya da yakının uyumas ından endişelenebilir.
Özellikle 11-12 yaş öncesi çocuklarda soyut düşünce sistemi henüz tam anlamıyla gelişmemiştir, bu sebeple ölümle ilgili bilgi verirken somut durumlardan bahsetmek çocuğun algılamasını kolaylaştırır.
Öncelikle değişimin doğal bir süreç olduğu anlatılabilir. Doğada birçok canlı değişim halindedir, sen eskiden bir bebektin, çok küçüktün, yürüyemiyor ve konuşamıyordun şimdi ise büyüdün ve bunların hepsini yapabiliyorsun, ben de eskiden tıpkı senin gibiydim daha sonra büyüdüm ve olgunlaştım. Doğadaki diğer canlılar da böyledir, bir ağaç ilkbaharda başka, kış mevsiminde başka görünür, her mevsim değişir. Kelebek ise önce tırtıldan kozaya, kozadan kelebeğe dönüşür. Yaşamak, büyümek ve değişmek demektir. Ölüm yaşamın sonudur. Bitkiler ölür, hayvanlar ölür, insanlar ölür…’ şeklindeki anlatım, çocuğun değişimin doğal bir süreç olduğunu düşünmesine katkı sağlayacaktır.”
Yakının ölüm sebebini çocuklarla paylaşın
Çocukların kendi düşünce veya davranışlarından birisi de ölümüne neden olacağını düşünebilmektir. Bu sebeple çocuklara ölümlerin sebeplerinin (kazalar, hastalıklar gibi) ve yakınının ölüm sebebinin anlatılması faydalı olur. Kişisel dini inançların paylaşılması sakıncalı olabilir. Örneğin ölen kişi için ‘Allah onu yanına aldı’ gibi bir ifade, çocuğun Allah’a kızmasına ya da ondan korkmasına sebep olabilir.
Çocukların yetişkinleri gözlemleyerek olumsuz duygularla baş etmeyi öğrenir. Onları zor duygulardan korumaya çalışmayın. Çocukların duygularını anlamalarına ve ifade etmelerine yardım edin ki yaşamlarında karşılarına çıkan zor durumlarla kullanabilecekleri başa çıkma yöntemleri geliştirsinler.”
Yorumlar