Sağlık

LGS adayları sınav stresi ve kaygılarla nasıl baş edebilir?

Liselere Giriş Sınavı (LGS) 6 Haziran Pazar günü, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise 26 ve 27 Haziran tarihlerinde yapılacak.

LGS adayları sınav stresi ve kaygılarla nasıl baş edebilir?

 Yaklaşan Liselere Giriş Sınavı ve Yüksek Öğretim Kurumları Sınavları öncesi adaylarda oluşabilecek kaygıların nedenleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, özellikle koronavirüs nedeniyle gerçekleştirilen uzaktan eğitimde öğrencilerin ciddi zorlanmalar yaşadığını kayderek,  “Normalde bir ev kişi için dinlenme yeridir. Bir çocuk ve genç için ev oyun oynadığı yerken artık eğitim aldığı, dersleri gördüğü yer haline geldi. Dolayısıyla bunları zihinlerinin kodlaması da zaman alabilir. Hem dinlenme yeri hem de oyun oynadığı, dinlendiği yerlerin ders gördüğü yer ile aynı olması kişi için zorlukları da beraberinde getirebiliyor.” dedi.

Sınav kaygısını  azaltabilmek için yapılması gerekenler

Sınav kaygısı ile ilgili kişilerin bu kaygıyı azaltabilmeleri için öncelikle planlı ve programlı bir şekilde ilerlemesinin önemine değinen Serkan Elçi, “Kişinin yarın ne yapacağını çok iyi bilmesi gerekiyor. Günlük rutinlerini oluşturabilirse, ne çalışacağına, neye bakacağına hatta hangi saat aralıklarında bu noktaya özen göstereceğini ve üzerinde duracağını bilirse günlük olan bu kaygılarında ciddi derecede azalma meydana gelebilir.” dedi.

O gün ne çalışacağını bilmeli

Kaygının azaltılmasında bir diğer önemli noktanın da zamanı doğru belirlemek olduğunu kaydeden Serkan Elçi, “Yani kişinin içinde bulunduğu günde ne çalışacağını biliyor olması gerekiyor. Belirlediği zamana da mümkünse yüzde 70-80 oranında uyuyor olması bile büyük bir başarıdır. Kişinin geleceğe yönelik planlarını yapıyor olması ve gerçekçi beklentilere sahip olması da çok önemlidir. Bir kişi çalışmasının temposuna göre yaklaşık olarak ne yapabileceğini sınavda da bilebilir. Ona göre bir hedef belirlediyse, gerçekçi bir hedefi varsa bu hedefe yönelik çalışması çok daha yerinde olacaktır.” diye konuştu.

Uyku düzeni de sınav kaygısını etkiliyor

“Uyku rutinini sağlamak ve uykunun aynı düzende olması da çok önemli” diyen Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, “Koronavirüs sürecinde uyku düzeni çok bozuldu. Bu süreçte uyku rutinini sağlamak çok önemli. Gece uykusunun insanların hayatında en önemli noktalardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Gece 11 ile sabah 7 arasında uykudaki dönemde zihinde salgılanan hormonlar aslında bir sonraki gün için zihni hazırlayan etkenlerdir. Eğer bu saatler arasında kişi uykuyu tutturamadıysa, uyanık kaldıysa veya daha geç saatlere kaydırdıysa bu sadece bedeninin dinlenmesine yardımcı olacak, zihninin dinlenmesi için bir desteği olmayacaktır. O yüzden gece uykusunun benzer saatlerde olması ve rutin şekilde tekrarlanması da sınavla ilgili olan kaygıyı oldukça azaltacaktır.” tavsiyesinde bulundu.

İstinye Üniversitesi (İSÜ) Psikoloğu Saime Serpil Özgül, sınava girecek öğrencilere önerilerde bulunarak, sınav kaygısının baş edilmesi gereken bir durum olmadığını belirtti.

Belli ölçüdeki sınav kaygısının normal olduğunu belirten İSÜ Psikoloğu Saime Serpil Özgül, dengelenebilen kaygının herkes için gerekli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Bir çeşit belirsizlik duygusu olan kaygı, bir noktada hayatımızın sürekliliğini devam ettirebilmek için önlem olarak yer alabiliyor. Dengelenebilen bir kaygı herkes için gerekli. Bu sebeple sınav kaygısını başa çıkmak, mücadele etmek, savaşmak gibi kavramlarla açıklamak çok yanlış. Sınav kaygısı baş edilmesi gereken bir durum değil. Çünkü bu kaygıya yeterli ölçüde izin verdiğiniz takdirde; eksiklerinizi görebilir, yapamadığınız konuların üzerine eğilerek, başarısız olduğunuz alanlarda daha çok soru çözerek kendinize olan güveninizi arttırabilirsiniz.”

‘Anda kalmak’ stresi azaltmaya yardımcı olur

Sınava hazırlık sürecinde olduğu kadar sınav esnasındaki tutum ve davranışların da önemli olduğuna dikkat çeken Özgül, şunları söylüyor: “Kaygı nedenlerinin üst üste geldiği bu dönemde ve hatta hayatın olağan aktığı zamanlarda dahi kaygılarımızla başa çıkmanın en önemli yollarından biri ‘anda kalmak’ metodu. Hayatımızdaki stresi azaltan bir metot olan ’anda kalmak’, bilinçli farkındalık olarak da kullanılıyor. Çünkü mutlu olabilmek anda kalınabildiğinde mümkün. Sınav esnasında da anda kalmak önemli. Adaylar sınav esnasında ‘Şunu yapsaydım, bunu okusaydım’ gibi geçmişe takılmak ya da ‘Sınavdan sonra her şey bitecek, ya kazanamazsam’ gibi gelecek ile ilgili düşüncelerini ve kaygılarını bir kenara bırakmalı. O anda sadece sınava ve sorulara odaklanmalılar. An içinde yaptığınız işlere yoğunlaştığınızda mutlu olduğunuzu ve başarılı olmaya daha yakın olduğunuzu göreceksiniz.”

Veliler kaygılarını öğrencilere yansıtmamalı

Bu süreçte ailelere birtakım görevler düştüğünü belirten Özgül, velilere ise şu önerilerde bulunuyor: Başarılı olma kaygısı sınava hazırlanan her öğrencinin yaşadığı bir süreç. Ailelere de birtakım görevler düşüyor. Velilerin kendi kaygılarını öğrencilere yansıtmaması gerekiyor. Veliler öğrencilere yaşadıkları kaygıyı anlayabildiklerini göstermeli ve onların güvende olduğunu hissettirmeli. Çocuklara ‘ailem için başarmalıyım’ misyonu yüklenmemeli. Beklentiler devreye girdiğinde çocuklar, sınavı kazanamadıkları takdirde aileleri tarafından sevilmeyeceğini düşünebilir. Çocuklarımızı yalnızlığa itmemeye daha çok özen göstermemiz gereken bir dönemdeyiz.”

Sınav stresi dişlere de  zarar veriyor

Liselere Giriş Sınavı (LGS) 6 Haziran’da, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise 26-27 Haziran’da yapılacak. Sınavlara sayılı günler kala sınav stresi ve koronavirüs endişesini bir arada yaşayan öğrencilerde dişleri sıkma yani bruksizm hastalığı görülüyor. Dişlerini sıkan öğrenciler, dişlerini kırabiliyor, diş dolgularına zarar verebiliyor hatta çene eklemi, kulak, baş, yüz, boyun ve sırt ağrıları çekebiliyorlar.

Bruksizm hakkında bilgi veren Diş Hekimi Arzu Yalnız, “Genellikle uyku halindeyken olan bu durumda kişi bunu bilinçsiz bir şekilde yapar ve uyandığında dişlerini sıktığını hatırlamaz ama dişlerinde ve çene kaslarında ağrı hisseder” dedi.

Yalnız, son yıllarda iş dünyasında çok daha fazlaca görülür bir hal alan ve bu nedenle patron hastalığı olarak da tanımlanan bu rahatsızlığın sınava hazırlanan öğrencilerde de çok yaşandığını söyledi.

Arzu Yalnız, "Her yıl bu tarz vakalarla karşılaşıyoruz. Ancak geçen yıldan itibaren daha da arttı. Çünkü sınav stresine sınavda koronavirüs olurum endişesi de eklendi. Bunlar da öğrencilere stres olarak döndü" dedi.

Bruksizmin çözümü var mı?

Bruksizmin sebepleri gibi tedavisinin de farklılık gösterdiğini aktaran Diş Hekimi Arzu Yalnız, çözümüne yönelik ise şu bilgileri verdi: “Gece diş sıkmanın çözümüne yönelik her hastaya özgü yapılan gece plakları kullanılabiliyor. Bu hareketli protez şeklinde, dişlerin üzerine yerleştirilen bir plak. Bazen bunlar yeterli olmamakta stres için psikolojik destek alınabilmekte ya da bruksizm için ilaç enjeksiyonu uygulanabilmekte.”

Bu tür rahatsızlıkların hissedilmesiyle birlikte hemen doktora başvurulması ve en kısa sürede önlem alınması gerektiği uyarısında bulunan Arzu Yalnız, “Aksi halde, diş sıkmayla başlayan rahatsızlık iskelet yapısını bozabilecek boyutlara kadar uzanabilir” diye konuştu.

Yorumlar