Yeniçağ

Resilience nedir? Nasıl geliştirilir?

Sibel Yücesan'a göre; resilient olmak ya da olmamak bir seçim değil, aslen hayatı devam ettirmede hijyen faktörlerden biri.

Resilience nedir? Nasıl geliştirilir?

ZORLUKLARLA BAŞA ÇIKABİLME FORMÜLÜ: RESILIENCE

SiZe Bütünsel Yaklaşım Kurucu Ortağı Sibel Yücesan Resilience hakkında değerlendirmelerde bulunarak Resilience’yi artıran kaynaklara yönelik geliştirdikleri 5 parçalı modeli anlattı.

Latincede “salire” fiilinden türemiş olan Resilience kelimesi kısaca “yeniden zıplamak” demek. Bir çok şeyin üstesinden gelmek zorunda olduğumuz hızlı bir hayat yaşıyor, çoklu görevler üstleniyor ve stres altında yaşamayı başarma mücadelesi veriyoruz. Bu da hayat içinde Resilience kavramını çok önemli kılıyor.

Resilience sadece hayata devam etmek ya da hayatta kalmak değil karşılaşılan zorluklara iyi adapte olarak, başararak, parlayarak, büyüyerek ve öğrenerek çıkmaktır. Zorluklardan öğrenme aslen sağlıklı gelişim kapasitesini ifade eder.

Resilience, her sorunun kendi içinde bir armağan sakladığı görüşünü benimsemek, düşmemeye çalışmak değil düştükten sonra tekrar ayağa kalkmaktır. Belki de bu kadar çok kavramı içinde barındırdığı için “Resilience” kelimesinin tam Türkçe karşılığını bulmak o kadar kolay değil.

SiZe Bütünsel Yaklaşım kurucu ortağı Sibel Yücesan ise günümüzde duygusal dayanıklılık, esneklik, elastikiyet, psikolojik dayanaklılık gibi pek çok farklı şekilde karşılık bulan Resilience’nin “dayanıklılık artı esneklik üstüne bir de gelişerek büyümenin toplamı” olduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “27 senelik çalışma hayatımda gördüm ki Resilient olmak ya da olmamak bir seçim değil, aslen hayatı devam ettirmede hijyen faktörlerden biri.”

Kişiselleştirmeme, Genelleştirmeme ve Felaketleştirmeme

Yücesan’a göre başlarına gelen olumsuz olayları kişiselleştirmeme yani “bu benim başıma neden geliyor?”, “ne kadar şanssızım?” demekten kaçınma “Resilient“ olan insanların en önemli özellikleri arasında yer alıyor. İkincisi genelleştirmeme yani “hep benim başıma geliyor” ya da “bütün insanlar kötüdür” gibi duygu zihin tuzağına düşmemedir. Üçüncüsü ise “her şey benim için bitti”, “hayatımın sonu geldi” örneğinde olduğu gibi felaketleştirmemedir. Bunları yapma eğiliminiz varsa farkına varmak ve bunlardan kaçınarak yerine olumlu kalıplar koymak son derece işinize yarayacaktır.

SiZe’den Resilience’yi Geliştirmek İçin 5 Parçalı Model

Enerji: Enerjimizi nasıl yönetiyoruz? Uyku, dinlenme, fiziksel hareket, beslenme, olumlu alışkanlıklar, beden farkındalığı bize nasıl yardımcı olabilir?

Anlam: Bizi biz yapan değerler, şükür, hayat amacı, öz şefkat dayanıklılığımızı artırmada stresi yönetmede nasıl etkin olur?

Zihin: Odaklanma, başlangıç zihni, mindful olma, farklı bakış açıları ve mizah zihinsel zindeliğimizi nasıl etkiler?

Motivasyon: Duygu farkındalığı ve yönetme, özgüven ve pozitif psikoloji ile motivasyonumuzu nasıl artırabiliriz?

İlişkiler: Destekleyici ilişki ağları, yardımlaşma, sosyal networkler sadece zor zamanlarda değil, iyi olduğumuz anlarda da yanı başımızda olan kaynaklarımız mıdır?

Resilience Nedir?

Resilience ile ilgili bilimsel araştırmalar 40 sene önce Minesota Üniversitesi profesörlerinden Norman Garmezy tarafından başlatılmıştır. Garmezy, şizofrenik anne ve babalarla yaşayan pek çok çocuğun psikolojik rahatsızlığa kapılmadan büyüdüklerini görünce “resilience” olgusunun zihinsel sağlık içinde önemli bir kavram olduğunu keşfetmiştir. O günden bugüne soykırım kamplarında yaşamayı ve sağ kurtulmayı başaranları analiz eden bilimsel çalışmaların yanı sıra Resilience konusunda yürütülen tüm araştırma bulguları bu konuda farklı yetkinliklerin altını çizmektedir. Erken dönem teorileri Resilience’nin genlerle gelen bir özellik olduğunu kabul ederken, günümüzde bunun öğrenilebilir ve geliştirilebilir olduğu düşüncesi ağır basmaktadır.

Yorumlar