Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, değişen koşullara, taleplere ve ihtiyaçlara göre, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) yeniden yapılandırılmasının gündemde olduğunu belirterek, "Araştırma geliştirme yaptıran, araştırma geliştirmeye odaklanmış, proje yürüten, esnek, çözüm ortağı bir yapılanmaya gideceğiz. TÜBİTAK’ın bütün birikimini, 2023 hedeflerimize bizi ulaştıracak olan 'teknoloji atılımı' için seferber edeceğiz. Bu süreçte vizyonumuz yerli, hedeflerimiz küresel olacak." dedi.
Özlü, TÜBİTAK Başkanlığına atanan Prof. Dr. Hasan Mandal'ın, görevi Prof. Dr. Arif Ergin'den devralması dolayısıyla TÜBİTAK'ta düzenlenen devir teslim törenine katıldı.
Geçen hafta yayımlanan üçlü kararnameyle TÜBİTAK Başkanlığına Prof. Dr. Hasan Mandal'ın atandığını hatırlatan Özlü, 2015 yılı haziran ayından bu yana başkanlığı yürüten Prof. Dr. Arif Ergin'e çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
Ergin'in genç yaşına rağmen TÜBİTAK gibi çok yönlü bir kurumu, başarılı biçimde idare ettiğini ve Türk bilimine çok önemli katkılarda bulunduğunu anlatan Özlü, "Arif Ergin, bilim insanı kimliği ve sahip olduğu insani faziletlerle tüm birikimini TÜBİTAK için seferber etmiştir, bundan sonra da Türk bilimine ve Türk akademi dünyasına uzun yıllar hizmet edecek, kalıcı eserlere imza atacaktır." diye konuştu.
Özlü, TÜBİTAK Başkanlığı görevini devralacak Mandal'ın da Ergin gibi Türk bilim dünyasının önemli, seçkin üyelerinden biri olduğuna işaret ederek, akademik eserleri, üniversitelerde üstlendiği yönetici kimliği, Yüksek Öğretim Kurulundaki başarılı çalışmalarıyla tanınan Mandal'ın yeni görevinde de başarılı olacağına inandığını dile getirdi.
- "TÜBİTAK, bilim ve teknolojinin amiral gemisi"
TÜBİTAK'ın bilim ve teknolojinin amiral gemisi olduğunun altını çizen Özlü, "TÜBİTAK; hayata geçirdiği projelerle, her alanda Türk bilimine, sanayisine ve teknolojisine verdiği milli ve yerli destekle milletimizin ve devletimizin hizmetinde olmuştur. Türkiye'nin gücüne güç katan, kapılarını bilim insanlarına ve araştırmacılara ardına kadar açan, verdiği burslarla ve teşviklerle sayısız gencimize umut olan TÜBİTAK, bundan sonra da aynı misyon çerçevesinde yoluna devam edecektir." ifadesini kullandı.
Özlü, değişen koşullara, taleplere ve ihtiyaçlara göre TÜBİTAK'ın yeniden yapılandırılmasının gündemde olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Daha az bürokrasi, daha çok bilim kimliğinde bir TÜBİTAK oluşturacağız. Bilgi ve teknoloji üreten bir Türkiye hayalimiz var. Araştırma geliştirme yaptıran, araştırma geliştirmeye odaklanmış, proje yürüten, esnek, çözüm ortağı bir yapılanmaya gideceğiz. Bilim ve teknoloji politikaları ile sanayi politikalarını aynı düzlemde ele alan, bunlar arasında stratejik hedef birlikteliği oluşturan bir bakış açısıyla hareket edeceğiz. TÜBİTAK’ın bütün birikimini, 2023 hedeflerimize bizi ulaştıracak olan 'teknoloji atılımı' için seferber edeceğiz. Bu süreçte vizyonumuz yerli, hedeflerimiz küresel olacak."
Siyasette ve bürokraside üstlenilen görevlerin, milletin emaneti olduğunu belirten Özlü, görev değişimlerinin aynı zamanda bayrak ve hizmet yarışının da devamı anlamına geldiğini vurguladı. Görevi süresince çok çalışan, alın teri döken, bilim dünyasının dertleriyle dertlenen, sevinciyle mutlu olan Ergin'in bayrak yarışını başarıyla tamamladığını kaydeden Özlü, bundan sonra bayrağın, TÜBİTAK'ı daha yukarı çıkarma, bilim ve teknoloji alanında yeni başarılara imza atma sırasının, Mandal'da olduğunu söyledi.
Özlü, Ergin ile bakanlıkta yakın çalışmaya, tecrübelerinden faydalanmaya devam edeceklerine değinerek, görev değişiminin TÜBİTAK ve bilim dünyası için hayırlar getirmesini diledi.
- "Ülkenin öncelikleri ve ihtiyaçları için çalışacağız"
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal da 1989 yılında TÜBİTAK’tan doktora bursu aldığını, kurumda çeşitli pozisyonlarda görevler üstlendiğini, teşvik ve bilim ödüllerine layık görüldüğünü anlattı.
Küresel rekabet ortamında bilgiye olan ihtiyacın arttığına ve bilgiye erişim yöntemlerinin de farklılaştığına işaret eden Mandal, "Ülkemizin küresel rekabet ortamında başta 2023 yılı hedefleri ve 11. Kalkınma Planı olmak üzere kısa, orta ve uzun vadeli hedeflere ulaşmada özellikle de bulunduğumuz koşullar dikkate alındığında bilgi ve bilim temelinde yerli ve milli teknolojimizi geliştirmek daha da önem kazanmaktadır. Bu da ancak her düzeyde nitelikli bilgi üretimi ve nitelikli insan kaynağının geliştirilmesiyle mümkün olacaktır." şeklinde konuştu.
Mandal, TÜBİTAK'ın görev tanımı kapsamındaki süreç ve desteklere olan ihtiyacın her düzeyde daha da artacağının altını çizerek, "TÜBİTAK, bu kapsamda süreçlerini gözden geçirerek ve gerektiğinde yenileyerek bu ihtiyaca karşılık verecektir. TÜBİTAK'ın daha önce olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin küresel rekabet ortamındaki öncelikleri ve ihtiyaçları dahilinde birçok bilim insanına, araştırmacıya, sanayiciye, girişimciye, öğrenciye ve ilgili tüm birey ve kurumlara değmesi ve ülkemizin hedeflerine ulaşmasında etkin ve verimli bir şekilde katkı sunabilmesi için tüm gücümüzle çalışıyor olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
- "TÜBİTAK enstitüleri proje hacmi 8,3 milyar lira"
Eski TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Ergin ise görevi boyunca, başta 15 Temmuz olmak üzere Türkiye'nin çok değişik ve çalkantılı bir dönemden geçtiğini söyledi. Görevi devraldığında 4 bin 900 personeli olan TÜBİTAK'ı, 5 bin 26 kişiyle devrettiğini bildiren Ergin, "15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra hatta ondan önce de kurumun yaklaşık olarak yüzde 23 personel değişimini gerçekleştirdik. FETÖ’nün en odak noktası olduğu yerlerden birisi TÜBİTAK'tı, bu değişimi gerçekleştirirken de herhangi bir işimizin aksamamasına özen gösterdik." dedi.
Güneydoğudaki harekatlarda yerli ve milli mühimmatlar kullanılmasının önemine işaret eden Ergin, "15 Temmuz'dan önceki dönemde TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) tarafından geliştirilen mühimmatın, envantere alımında ve onların sanayileştirilmesinde de sıkıntılar yaşıyorduk. Bugün itibarıyla açık kaynaklardan edindiğimiz bilgiyle hassas güdüm kiti, kanatlı güdüm kiti, nüfuz edici bomba gibi toplam 2 binin üzerinde mühimmatın Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmişliği var. Dolayısıyla değişim, TÜBİTAK'ın ve Türkiye'nin önünü açan, bağımsızlığına yarayan bir rehberlik görevini yerine getirdi." diye konuştu.
Ergin, bilim teknoloji ve Ar-Ge kurumlarına verilen yaklaşık 1,5-2 milyar lirayı, Türkiye'nin Ar-Ge altyapısını kuvvetlendirmek için devlet adına dağıttıklarını anlatarak, TÜBİTAK enstitülerinin proje hacminin görevi devraldığında 4,6 milyar lirayken, bugün 8,3 milyar liraya ulaştığını aktardı.
Yorumlar