Güneş benzeri bir yıldız, gezegen yavrularını kendi bünyesine dahil etmiş olduğundan, araştırmacıların kendisini Yunan mitolojisinden Kronos’un adı ile anmasına ve bu lakabı yıldıza takmalarına neden oldu.
HD 240430 adı ile bilinen yıldız, bir diğer yıldız HD 240429 ile ikili bir sistem oluşturuyor. Sırasıyla bu “iki evlat” katiline Kronos ve Krios lakapları takıldı. İkilinin Dünya’dan tam 320 ışık yılı uzaklıkta bir gökada içerisinde yan yana gezindikleri ise hali hazırda biliniyordu.
Yaklaşık olarak 4 milyar yaşında oldukları tahmin edilen yıldızların, aynı yıldızlararası madde bulutundan doğdukları ve en azından başlangıçta aynı kimyasal karışımı içerdikleri veya başka bir deyişle aynı maddelerden benzer konsantrasyonlarda bulundurdukları düşünülüyordu.
Princeton University’den Semyeong Oh’un ve önderlik ettiği araştırma ekibinin analizleri ve araştırmaları bu ikizlerin birbirlerinden farklı hayatlar sürmüş olduklarını gösteriyor. Krios, kendisine eşlik eden Kronos’a göre fark edilir düzeyde daha küçük konsantrasyonlarda lityum, magnezyum ve demir gibi atmosferlerinde dolaşan elementlere sahip görünüyor.
Gerçekte, araştırmacılar; bu ikilinin bugüne kadar keşfedilmiş ikililere göre çok daha az ortak kimyasal içerdiklerini öne sürüyor. Hatta Semyeong Oh, başlarda bu iki yıldızın bir ikili sistem oluşturmadığını dahi düşündüğünü belirtiyor. Doğduktan Sonra Ayrıldılar Birlikte doğmamış olması muhtemel olan ikilinin, daha sonra bir araya gelmiş olma ihtimali de mevcut. Hatta bir diğer ihtimale göre, bu ikiliyi yaratmış olan yıldızlararası bulut iki yıldıza birbirinden farklı elementler sağlayıp farklı kimyasal içerik ile var etmiş olabilir.
Ancak araştırma ekibi, Kronos’un çevresinde dönen taşsı gezegenlerden birçoğunu hayatı boyunca içine almış veya yutmuş olabileceğini hesaba kattı.
Bu da kendisine bu lakabı takmalarına sebep oldu. Ancak mitolojideki Kronos bir titan olarak çocuklarının onu alt edeceğinden korkuyordu; ki bahsi geçen yıldızın böyle bir korkusu olamazdı. Bununla birlikte araştırmacılar HD 240429’a da Kronos’un az bilinen titan kardeşi Krios’un adını verdiler.
Hesaplar, 15 Dünya kütlesi büyüklüğündeki kimyasal elementlerin Kronos’un atmosferinde mevcut olduğunu gösteriyor. Bu verilere ulaşan araştırmacılar, dışardan gelmiş olması kuvvetle muhtemel olan bu atmosferik madde konsantrasyonun ancak yıldızın gezegen yavrularını yemesi yoluyla gerçekleşebileceğini öne sürmelerine neden oldu. Diğer ikili sistemlere ve benzer yıldızlara bakan araştırmacılar, maddesel farkın diğerlerine oranla Kronos’ta çok daha yüksek olduğunu fark etti.
Oturup Yemek
Ne var ki, bir yıldızın gezegenini nasıl yiyebileceği henüz netleşmiş bir mesele değil. Yakından geçen başka bir yıldızın gezegenlerin yörüngesini saptırarak, Kronos’un etrafında tur atarken yıldızın çekim alanına girerek yutulmalarına sebep olmuş dahi olabilir. İki ışık yılı uzaklıktaki Krios sistemi ise bundan hiç etkilenmemiş olabilir. Bu gerçekten de Kronos’un başına geldiyse, etrafında tur atmakta olan diğer dev gezegenlerin de yörüngelerinde sapmalar olmuş olmalı ki bu da dev gezegenlerin küçük kardeşlerinin Kronos tarafından yutulmalarının gerçek sebebinin bu olduğu anlamına gelir. Bunu test edebilmek için araştırmacılar Kronos ve Krios’un etrafında dev gezegenler aramaya ve muhtemel sayılarla ilgili ön hesaplamalara başladılar bile. Araştırma grubu henüz böyle dünyalar keşfetmiş değil ancak Avrupa Uzay Ajansı (ESA – European Space Agency) bünyesinde devam eden Gaia (Geo veya Yerküre) görevinin ürettiği veriler ile bunun değişmesi için çok ciddi bir şans yarattığı belirtiliyor.
Baran Bozdağ - bilimfili.com
Yorumlar