Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Koronavirüsün yol açtığı Covid-19 salgının fiziksel boyutu kadar psikolojik etkilerine de dikkat çekti.
Spor ve egzersizin psikolojiyi güçlendirmede etkisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu dönemde her gün mutlaka egzersiz yapılmasını tavsiye etti: “Her türlü spor beyinde endorfin salgıladığı için bu dönemde egzersizi öneriyoruz. Endorfinin iki özelliği vardır. Birincisi haz verir. İkinci olarak da kaslarda ağrı kesici etkisi vardır. Romatizmaya bile iyi gelir. Bu sebeple kişi spordan sonra kendini rahatlamış ve gevşemiş hisseder.Evde kalınan süreçte günlük spor ve egzersiz yapılmalı. Her insanın günlük en az 5 bin adım atması gerekiyor. Günde 5 bin adım atmayan insan hem yağ yakamaz hem de vücuttaki kas stokunu desteklememiş olur. İleri yaşlarında güçsüz olur. Uzmanlar egzersiz atıştırması yapın diyorlar. Yani oturup yarım saat egzersiz yapmak yerine 5’er dakikalık günde 5-6 defa egzersiz yapmak. Bu atıştırmalık da kişide rahatlama etkisi oluşturur. Evde kaldığımız bu süre içerisinde kendi önem piramidimizi oluşturalım. En tepeye en önemlisini koyarak önemliden önemsize doğru bir sıralama yapalım. Bir de öncelik piramidimiz olsun. Sabah kalkınca en öncelikli işimiz ne ise onu yapacağız. Önem ve öncelik piramidi olan kişiler zaman yönetimini iyi yaparlar.”
Uyku sorunu yaşamamak önemli
Bu dönemde yaşanan uyku sorunlarına da değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Daha önce uyku sorunu olmayıp bu dönemde ortaya çıkan bir uyku problemi var ise yüksek ihtimalle strestendir. Stres uyku kaçırır. İnsan nasıl yatağa yatmadan önce kıyafetlerini çıkarır, pijama giyerse düşüncelerini de yatağa yatmadan önce çıkartması lazım. Zihnini yatmadan önce boşaltıp rahatlaması lazım. Tabi bu kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kişi zihinsel uyarıcı şeyler yaparsa yatmadan önce mesela cep telefonuyla yatağa yatarsa uykusu tabi ki kaçar. Kişinin kendini bilmesi önemli. Bağışıklık sistemini en çok koruyan kaliteli uykudur. Şu sıralar insanlar diğer zamanlarda uyudukları uykuyu 1-2 saat artırsınlar. Çünkü bağışıklık sistemlerimizin güçlenmeye ihtiyacı var” uyarısında bulundu.
Sosyal mesafe şart fakat ruhsal mesafe olmasın!
Bireylerin stresi yönetmeleri gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yapılması gerekenler konusundaki önerilerini şöyle sıraladı:
“Çeşitli sloganlarla evde kal çağrısı yapılıyor. Zorunlu durumlar olmadıkça dışarı çıkmayalım. Bunu yapmak çok önemlidir. Hep beraber evde olunduğu durumlarda var olan şeyleri yeniden yapılandırmak gerekir. Mesela bir kitap alınır ve o kitabı herkes beşer dakika sırayla bütün aile bireyleri okur. Televizyon, tablet ve akıllı cihazlar bunları unutturdu ama bizim geleneklerimizde vardır. Bu şekilde aidiyet duygusu ve kişilerin bağlanma duygusu artar. Birlikte zaman geçirmeyi başarmak gerekiyor. Aynı evde olup da mesafesiz terk ediş dediğimiz durumlar da var. Kişiler aynı evdeler ama birbirlerine uzaklar. Sosyal mesafe olsun ama ruhsal mesafe olmasın.
Şu anda önerilen sosyal mesafenin gerekli ve önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Evdekilere, yakınınızdakilere sarılmak bile riskli. Uluslararası psikiyatride sosyal mesafe uzun sürerse sosyal insanlar arasında düşmanlık duyguları artar mı konusu tartışılıyor. Çünkü fiziksel temas insan beyninde mutluluk hormonunu salgılıyor, insanlar kendilerine karşı daha sıcak duygular besliyor ve güven oluşuyor. Mesafe arttıkça gönüllerde de mesafe olacak. Ruhsal mesafe de olabilecek. Burada duyguları düzenleyebilme becerisi önemlidir. Bunun geçici olduğunu bilerek hareket edersek daha rahat geçiririz. Kriz durumlarında manevi değerleri yüksek olan kişiler daha şanslı. Bu durum insanın iç keşif yolcuğu yapması için bir fırsat. Nasıl dış dünya varsa içimizde de bir dünya var. Bununla ilgili “Korona Günleri” diye günlük tutulabilir. Kendi duygularımızla ya da başka şeylerle ilgili olabilir. Bu zamanlarda kişinin yetenekleri bile ortaya çıkabilir. Zor şartlar insandaki gizli potansiyeli tetikleme özelliğine sahip. Bu da bizim kendimizi keşfetmemizde bir fırsat olabilir. Özellikle manevi yönden bir insanın kendini arındırması, kendini iyi ve güzel özelliklerle ilgili hayaller kurması insanı güzelleştirir” diye konuştu.
Manevi terapinin bu süreci atlatmada etkili
Manevi terapinin bu süreci atlatmada etkili olabileceğini de kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Böyle durumlarda insan iç keşif yolculuğuna çıkmalı. Dış dünyamız ne kadar zenginse iç dünyamız da o kadar zengin. Hayal dünyamızda güzel şeyler inşa edelim. Biz manevi yönden kültür olarak çok şanslıyız. Anadolu irfanımız güzelliklerle dolu. Müthiş bir manevi birikimimiz var. Fakat eski sorulara eski cevaplar vermeyelim. Yeni cevaplar verelim. Fakat bunu yaparken de kökümüzden de kopmayalım” tavsiyesinde bulundu.
Yorumlar