Çoğu zaman hayatımızı kolaylaştıran teknoloji, bazen kişileri psikolojik anlamda zorlayabiliyor.
Özellikle çocuklar, akıllı telefonlar ve tabletlere yoğun bir ilgi gösteriyor. Ebeveynler ise zaman zaman biraz nefes almak adına, zaman zaman ise çocuklarının ısrarlarına dayanamayıp dijital aletlerle iç içe olmalarına izin veriyor. Zihinsel gelişim için beyin, yaşamın ilk 20-25 senesi titizlikle korunması gerektiğini belirten Uzm. Kl. Psk. Kırcalı, teknolojik aletlerle çok fazla vakit geçirmenin çocukların iletişim becerilerini ve duygusal gelişimlerini etkilediğinin altını çiziyor: “Örneğin çocuklar akranlarıyla sosyalleşirken oyun kurmayı, tartışmayı, çatışma çözmeyi, sevmeyi, sınırlarını korumayı ve daha birçok beceriyi öğrenir. Ancak teknolojik aletlerle oynamaya dalan ve insan iletişiminden uzak kalan çocuklar bu deneyimi yaşama şansından uzak kalırlar. Anne baba ve kardeşleriyle de daha az zaman geçiren bu çocuklar duygularını tanımayı, ifade etmeyi ve bu duyguyla başa çıkmayı öğrenemeyebilirler. Bunun yanı sıra teknolojik cihazların elektromanyetik dalgalarının gelişmekte olan beyni olumsuz etkilediği birçok çalışmayla kanıtlanmıştır.”
Birkaç saniye süren ve kolaylıkla yeri doldurulabilen fotoğraf ve videoların,
Teknoloji; uykusuzluk, göz yorgunluğu, postür (duruş) bozukluğu, yetersiz fiziksel aktiviteye bağlı bedensel problemler gibi birçok sorunun yanı sıra insanları bunaltan psikolojik etkilere de neden olabiliyor. Örneğin; sosyal medyada devamlı içeriklerle karşılaşmak zihnin bu hıza alışmasına neden olduğu için bireyler, hayatta da bu hızı yakalamaya çalışıyor, yakalayamazsa da sabırsız tutum sergiliyor. Uzm. Kl. Psk. Kırcalı, birkaç saniye süren ve kolaylıkla yeri doldurulabilen fotoğraf ve videoların, gerçek hayatın durağanlığına sabır duymayı zorlaştırdığına dikkat çekiyor.
Filtrelerle şekillendirilmiş bedenlerin etkileri
Gerçek dışı hayatları izlemek ve kişinin bu hayatları kendi yaşamıyla kıyaslamasının da teknolojinin yarattığı başka bir problem olduğunu hatırlatan Uzm. Kl. Psk. Kırcalı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bir süre sonra kişi bu hayatların gerçekten uzak olmasına rağmen olağan olduğuna inanıldığı için kendi hayatını da zorla bu kalıba sığdırmaya çalışabilir. Sığmadığında ise hayal kırıklığı, öfke, hüzün ve belki de depresyon, anksiyete gibi duygu durum bozukluklarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Özellikle değişmekte olan yeni bedenlerine alışmakta zorlanan ergen bireyler için, filtrelerle şekillendirilmiş bedenlerin standart kabul edilmesi beraberinde yeme bozukluklarını getirebilir.”
Odaklanmada yaşanan sıkıntılar teknolojik cihazların bir başka sonucu
Uyku bozuklukları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan odaklanmada yaşanan sıkıntılar yine teknolojik cihazların bir başka sonucu olarak yorumlanabileceğini belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Kl. Psk. Kırcalı, “Teknolojiden uzak kalamamak, uykuya geçişi erteliyor ve zorlaştırıyor. İyi alınamayan gece uykusu ise ertesi gün kendini dalgınlık, odaklanamamak, fiziksel yorgunluk gibi belirtilerle gösteriyor. İyi bir gece uykusu için bütün elektronik cihazları yatak odasından dışarı çıkarmak ve uzun sürse de zihni teknolojiyle yormadan uykuya dalmak gerekiyor” diyor.
Teknolojinin insan psikolojisine olumlu etkileri de var
Teknolojinin sadece olumsuz sonuçları bulunmuyor, insan psikolojisini olumlu da etkiliyor. Örneğin; teknoloji iletişim için kullanışlı bir yol olduğundan kişiler başka şehirlerde ve hatta başka ülkelerde bile olsa dostlarıyla, ailesi ve sevdikleriyle sosyal destek alabilecek kadar yakınlık kurabiliyor. Evden çıkmakta zorlanan bireyler internet üzerinden psikolojik desteğe ulaşabiliyor, dersleri için araştırma yapan öğrenciler on binlerce farklı kaynaktan makalelere ve kitaplara internet üzerinden erişebiliyor. Özellikle dünya çapında bir salgın yaşadığımız ve evlerimizde kaldığımız süreçte teknolojinin hayatımızdaki yerini çok daha net keşfettiğimizin altını çizen Uzm. Kl. Psk. Kırcalı, şöyle devam ediyor: “Teknolojinin ve sosyal medyanın dopamin salınımında da etkili olduğu biliniyor. Bedenimizde bulunan doğal bir kimyasal madde olan dopamin, kişilerin duygu durumunu doğrudan etkiliyor. Ödül hissi, motivasyonu ve mutluluğu tetikleyen bir hormon olan dopamin, sosyal medya kullanımında da beğeni aldıkça artış sağlıyor. Anlık da olsa bir iyi oluş sağladığı için teknolojinin psikolojik sağlığa faydalı sağladığı alanlar olduğunu da söyleyebiliriz.”
AA
Yorumlar