İngiltere'nin Cambridge ve Huntingdon vilayetleri arasında inşa edilen A14 Otobanının inşaatı öncesinde yapılan incelemelerde otobanın 34. kilometresinde East Anglia vilayetinin Cambridgeshire kenti yakınlarında arkeolojik kalıntılar tespit edildi. Arkeologlar, otoyo inşaatı sırasında bugüne kadar 350 hektar yani yaklaşık 800 futbol sahasını içine alacak genişlikteki alanda çalıştılar.
İngiltere'de faaliyet gösteren iki arkeoloji şirketinin oluşturduğu MOLA Headland Infrastructure konsorsiyumundan yaklaşık 250 arkeologun, emektar arkeolog Kasia Gdaniec ve Dr. Steve Sherlock liderliğinde gerçekletirdiği arkeoloji kazılarında geçici bir Roma askeri kampına ait olduğu tahmin edilen kalıntılara rastlandı. Çanak çömlek ve askeri malzemelerinde yer aldığı kalıntılar içinde en dikkat çekici buluntular, kafatasları parçalanmış ve bacakları kesilmiş iskeletler oldu.
Korku filmlerini aratmayan arkelojik manzara
Arkeoloji, sinemacılar açısından korku filmlerine kaynaklık eden fantastik ve gizemli bilim dallarının başında geliyor. İngiltere'deki kazılarda bulunan iskeletler de korku filmlerine senaryolar oluşturacak kadar ilginç ve gizemli özelliklere sahipti.
Alandaki kazılarda işkence edilerek öldürüldüğü anlaşılan 3 iskelet bulundu. Kafatasları darbeler sonucu hasar görmüş iskeletlerin bacakları da kesilmişti.
İskeletlerden ikisi T pozisyonu oluşturacak şekilde yanyana gömülmüştü. Bacakları ortada yoktu. Yapılan tüm aramalara rağmen bacak kemiklerine ait kalıntılar bulunamadı.
Yaklaşık 50 metre ötede bir kuyuda üçüncü iskelet bulundu. Onun da bacakları ortada yoktu ve bedeninde darbe izleri vardı.
Gizemli iskeletlerin bulunduğu alana set çekildiği sanılıyor
Arkeologları iskeletler kadar şaşırtan diğer bulgu iskeletlerin gömüldüğü alanın hemen önünde keşfedilen üç metre genişliğinde ve 1.5 metre genişliğindeki çukurdu. Bu çukurun savuma amaçlı kazılmış bir mevzi olması mümkün görünmüyor. Araştırmacılar büyük olaslıkla bu çukurun iskeletlerin bulunduğu alanın önüne çekilen set olabileceğini savunuyorlar.
İskeletlerin 1500 ila 2000 yılları arasında gömülmüş olduğu sanılıyor.
M.Ö.43 yılında Roma İmparator Claudius'un İngiltere'yi işgal için gönderdiği Aulus Plautius'un liderliğindeki 40.000 kişilik Roma kuvvetinin bu civara geldiği biliniyor. Öte yandan M.S. 5. ve 6. yüzyıllar arasında bölgedeki Anglo-Sakson akınları olduğu, iskeletlerin o zamandan kalma olabileceği de savunuluyor. İsketlerin yaşlarını belirlemek için laboratuvarlarda yapılan araştırmaların sonuçları bekleniyor.
Yürüyen Ölüler Korkusu bu dehşeti yaratmış olabilir
Cesetlerin neden parçalanıp bu şekilde gömüldükleri bilinmiyor. Şu an akla yakın iki ayrı senaryo söz konusu. Bunlardan birisi isyan çıkarak ve ordunun birliğini tehdi eden askerlerin ibret olsun diye işkence edilerek öldürülemesi. Bu senaryo iskeletlerdeki darbe izlerini açıklıyor ama gömülüş şekilleri açıklamada yetersiz kalıyor.
İkinci senaryo ise kötülük taşıyan ruhların ölümden sonra bedenlerinin tekrar dirileceğine dair inanışlar. O yıllarda cesetlerin mezardan çıkarak, çevreye dehşet saçtığına dair inançlar bu bölgede de çok yaygındı. Bu senaryoya göre cesetler dirilse dahi mezarlarından çıkamamaları için bacaklarının kesilerek yok edilmiş olması mümkün.
Guardian gazetesine konu hakkında demeç veren Londra Arkeoloji Müzesi arkeologu Jonathan House "Birilerinin gerçekten bu adamlardan hoşlanmadığı kesin ama onlardan neden bu kadar nefret ettikleri ya da korktuklarını anlamak mümkün değil" dedi.
Yorumlar