WoW sinyali bugüne kadar kayda algılanmış tüm radyo sinyaller arasında Dünya Dışı Uygarlık sinyali olma ihtimali en yüksek sinyaldir...
15 Ağustos 1977 yılında ABD’nin Ohio Eyalet Üniversitesi bünyesindeki Big Ear (Büyük Kulak) Radyo Teleskobu tarafından kaydedildi.
1973 yılında, SETI projesi kapsamında “BigEar” yani "Büyük Kulak" olarak bilinen Ohio Devlet Üniversitesi Radyo Gözlemevi, radyoteleskop ile dünya dışı yayınlar olup olmadığını tespit için gökyüzünü taramaya başladı. 1977 yılının 15 Ağustos gecesi sonradan Wow Sinyali adı verilecek 72 saniyelik dar bantlı sinyal kayda alındı. 72 Saniye süren güçlü Radyo dalgaları, benzersiz özellikleri taşıyor ve akıllı bir kökene işaret ediyordu.
Sinyal o güne kadar kayda alınan mesajlardan 30 kat daha karmaşıktı ve bilgisayardan alınan döküme göre hem harf hem de rakamlardan oluşan bir akışa sahipti.
Astronomlar sinyalin kesinlikle Dünya dışı olduğunu tespit etti. Ve yapılan incelemelere göre sinyal; Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerden, asteroitlerden, uydulardan, hava taşıtlarından veya o günde uzaya gönderilmiş araçlardan gelmemişti.
NEDEN WoW SİNYALİ DENİLİYOR?
Wow Sinyali olarak bildiğimiz bu sinyal adını, onu fark eden heyecanlı astronomun bilgisayar çıktısının kenarına yazdığı “WOW!” yani “Vay Canına!” kelimesinden aldı.
Sinyal raporlarını kontrol eden Dr. Jerry Ehman güçlü sinyalleri görünce şaşkınlığını Türkçede “Vay be!” anlamına gelen İngilizce “Wow!” ifadesini raporun kenarına not düşerek belirtti. Bu yüzden, 40 yıl önce kaydedilen bu güçlü sinyal Wow Sinyali adı ile meşhur oldu.
1977 yazında Büyük Kulak SETI deneyine gönüllü olarak katılan Ohio Eyaleti profesörü JerryEhman, teleskopun ürettiği verilere yabancı değildi. Her birkaç günde bir bisikletli bir kurye, teleskopun ana bilgisayarı tarafından üretilen bir yığın bilgisayar çıktısıyla Ehman'ın ofisine geliyordu ve bunları bırakıyordu. Ehman'ın görevi, bu karmaşık sayıları anormalliklere karşı taramaktı; ve arka plan gürültüsünün sürekli düşük uğultusunda göze çarpan herhangi bir şey bulmaktı.
Wow SİNYALİNİN İÇERİĞİ NEYDİ VE NEREDEN GELİYORDU?
Sinyalde yukarıda nedeni anlatılan Daire içine alınan "6EQUJ5" kodu, sinyalin yoğunluk değişimini göstermektedir. Boşluk 0 ila 0,999 arası yoğunluğu, 1 ila 9 rakamları kendilerine karşılık gelen 1,000 - 9,999 arası yoğunlukları, harflerse bunun üzerindeki yoğunlukları (A=10,000-10,999, B=11,000-11,999, vs.) göstermektedir. "U" değeri, bu teleskopla tespit edilen en yüksek yoğunluktur (30,000-30,999 arası). Buradaki "yoğunluk", bir birimi değil, sinyal/parazit oranını verir. Parazit, belli bir bantta geçen birkaç dakika içinde tespit edilen miktarın ortalaması olarak ölçülür.
Sinyalin bant genişliği 10 kHz'in altındadır (çıktıdaki her sütun 10 kHz genişliğinde bir kanala tekabül etmekte olup, sinyal sadece tek bir sütunda görülmektedir). Frekans olarak 1420,356 MHz (J. D. Kraus) ve 1420,456 MHz (J. R. Ehman) değerleri öne sürülmüştür. Bu değerlerin her ikisi de 1420,405 MHz'deki hidrojen hattına yakındır. İki eşlek konsayısı öne sürülmüştür:
Sağ açıklık = 19s22d22s ± 5s
Sağ açıklık = 19s25d12s ± 5s
Dik açıklık (her iki konsayı için) = -27°03´ ± 20´ (tarih başı B1950.0).
Gökyüzünün bu yöresi, Yay Takımyıldızı'nda, 5. kadirden yıldız Chi-1 Sagittarii'nin yaklaşık 2,5 derece güneyinde yer alır.
Big Ear teleskopu sabitti ve gökyüzünü taramak için dünyanın ekseni etrafındaki dönüşünü kullanıyordu. Dünyanın dönüş hızında, Big Ear'ın gözlem penceresinin genişliği dikkate alındığında, teleskop gökyüzündeki belli bir noktayı tam olarak 72 saniye boyunca tarayabilmekteydi. Bu nedenle bir dünyadışı sinyalin 72 saniye sürmesi beklenirdi, sinyal ilk 36 saniye boyunca güçlenmeli, daha sonra zayıflamalıydı - bu süreler, Wow! sinyalinin süresiyle tamamen örtüşür.
Dolayısıyla, Wow! sinyalinin gerek uzunluğu, gerekse süresi, dünyadışı bir kaynağa işaret etmektedir.
WoW SİNYALİNİN KÖKENİ ÜZERİNE TEORİLER
Sinyalin kaydedildiği ilk günden bu yana çeşitli söylentiler ve kuramlar üretildi, hatta sinyalin uzaylılar tarafından gönderildiğine inanan bilim insanlarının sayısı da azımsanmayacak kadar fazlaydı.
Dr. Jerry Ehman sinyalin 30. yıl dönümünde konu ile ilgili ayrıntılı bir rapor hazırlayıp internet üzerinden herkesin erişimine açık olarak paylaştı. Bu raporda Big Ear Radyo Teleskobu’nun özelliklerini, bilgisayar çıktısındaki verilerin nasıl hesaplandığını, sinyalin özelliklerini ve parametrelerini, sinyale dair söylentileri, hipotezleri ve kendi görüşlerini açıkladı.
Rporda mevcut hipotezlerin ve olasılıkların değerlendirildiği kısımda sinyalin Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerden, asteroitlerden, uydulardan, hava taşıtlarından ya da uzay araçlarından kaynaklanmadığını, ancak sinyalin kesinlikle Dünya dışı olduğunu tekrarlandı. Bununla birlikte daha sağlıklı kuramlar üretmek için çok daha fazla veriye ihtiyaç olduğunu söyleyerek raporunu sonlandırmıştı.
Ne var ki belirsizliğini sürdüren bu durumun peşine düşen Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Antonio Paris ve ekibi, raporda söz edilmeyen kuyrukluyıldızların sinyalin kaynağı olabileceği ihtimalinden yola çıkarak birtakım gözlemler yaptı.
Antonio Paris, Journal of the Washington Academy of Sciences’ta yayımlanan makalesinde, sinyal kaydedildiği sırada henüz farkında olunmayan, 2006’da Eric J. Christensen tarafından keşfedilen 266/P Christensen kuyrukluyıldızının Wow Sinyali’nin kaynağı olabileceğini ileri sürdü.
266/P Christensen kuyrukluyıldızı, Güneş etrafındaki bir turunu 6,65 yılda tamamlıyor. Tur süresi 200 yıldan az olduğu için periyodik kuyrukluyıldızlar sınıfında bulunuyor ve ismindeki “P” harfi de bunu gösteriyor.
27 Kasım 2016 ile 24 Şubat 2017 tarihleri arasında devam eden gözlemlere göre, 266/P Christensen kuyrukluyıldızının Big Ear Radyo Teleskobu’nun algıladığı 1420 MHz boyutunda sinyal yaydığı ve 15 Ağustos 1977 tarihinde sinyali gönderebilecek konumda olduğu tespit edildi.
Paris’in araştırmasındaki verilere bakıldığında, sinyal gücünün 40 yıl önceki şiddetinde olmaması dikkat çekiyor ancak Paris bunu Big Ear Radyo Teleskobu’nun boyutuna ve/veya kuyrukluyıldızın 40 senede kütlesinin önemli bir kısmını kaybetmiş olma ihtimaline bağlıyor.
Sinyalin başka gözlemevlerince kaydedilmemesinin nedeni ya da Big Ear tarafından (aynı şiddette olmasa da aynı uzunlukta) benzer bir sinyalin 6,65 yıllık periyodlarda neden yeniden kaydedilmediğine dair bir açıklama ise makalede yer almıyor.
SETI: Uzaylılar canlı bile olmayabilirSETI Projesi araştırmacılarına göre; dünya dışı zeka sahiplerinin bize benzemelerini çok zor hatta onlar bizim anladığımız anlamda canlı bile olmayabilirler.
Fizikçi Michio Kaku: Uzaylı konusunda açık fikirli olunUzaylı görürseniz hemen kaçın sözüyle ünlenen Teorik fizikçi Michio Kaku, Bilim insanlarını UFO'lar ve dünya dışı yaşam olasılığı hakkında 'açık fikirli olmaya' çağırdı.
SETI, uzaylılardan gelen mesaj tatbikatı yaptıUzaylılardan Dünya'ya gönderilen bir mesajın simülasyonunu yapıldı. Gizli mesaj, dünyadaki üç büyük teleskop tarafından 16 dakika içinde yakalandı
SETI projesi nedir? SETI projesi ile ne amaçlanmıştır?Dünden bugüne SETI çalışmalarının tarihi ve SETI Projesi çerçevesinde sürülen çalışmalar...
Drake Denklemi: Uzaylılarla İletişim kurma olasılığını hesaplama formülüEğer Samanyolu'nda bizden başka gelişmiş uygarlık varsa ve iletişim kurma teknolojileri geliştirdilerse bizim onlarla temas kurma ihtimalimiz ne kadardır?
Yorumlar