Mitoloji

Dünyanın en uzun yılanları ve yılanlara dair inançlar

Dar, uzun ve ayaksız görüntüsü, üst üste geçmiş pullarla kaplı parlak derileri ile dikkat çeken sürüngen hayvan, zehirli ve zehirsiz olmak üzere farklı türlere sahiptir.

Dünyanın en uzun yılanları ve yılanlara dair inançlar

Yılanlar, ürkütücü ve gizemli yapısından dolayı kadim çağlardan bu yana tüm kültürlerin anlatılarına, inanışlarına ve sanatına konu olmuştur. Yılan, arkeolojik bulgulara göre doğadaki en eski ve evrensel sembollerden biridir.

Yılan nedir? Kaç tür yılan vardır?

Yılan, sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun türlerin genel adıdır.

Yılanlar bilimsel yani Latince adları ile Serpentes; Pullular (Squamata) takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir. Serpentes alt takımının üyeleri, ayaksız kertenkelelerden dış kulakların ve göz kapaklarının olmayışı ile ayırdedilirler

Yılanlar, uzun ve ayakları olmayan vücutları ve kafalarıyla kolayca tanımlanan canlılardır. Vücutları inanılmaz derecede güçlüdür, ancak bu güç birçok amaç için kullanılır. Yılanlar, sahip oldukları çatallı ve uzun dilleri sayesinde havadaki kokuları da alabilmektedir. 

600 Zehirli yılandan sadece 200’ü bir insana zarar verecek kadar güce sahiptir. Antarktika hariç, dünyadaki her kıtada yılanlar bulunabilir.

Dişleri olmasına rağmen yılanlar yiyeceklerini çiğnemeden tamamen yutarlar.

Yılan uzun ve ayakları olmayan vücutları ve kafalarıyla kolayca tanımlanan canlılardır. Vücutları inanılmaz derecede güçlüdür, ancak bu güç birçok amaç için kullanılır.

Kertenkele gibi sürüngen olmalarına rağmen göz kapakları veya kulak delikleri yoktur.

En kısa yılan türü ortalama 8-10 santimetre boyundadır. Barbados iplik yılanı gibi bazı yılanlar 8 cm kadar kısa olabilir. Piton yılanlarının bazı türleri ise 7 metre uzunlukları ile dünyanın en büyük yılanlarıdır.

Yılanların yaşam süreleri türlerine göre değişir. Küçük yılanlar ortalama 10-15 yıl yaşarken, büyük yılanlar 20-30 yıl arasında yaşayabilirler. Hatta bazı yılan türleri, uygun koşullarda 40 yıla kadar hayatta kalabilir

Yılanları neredeyse tüm renk tonlarında görmek mümkündür. Renkleri genellikle zehirli olmaları yönünde bazı işaretler belirtmektedir. Parlak ve gösterişli renkler genellikle zehirli olduklarını ifade eder.

Yılanların vücutlarının dış kısmı pullarla kaplıdır. Pulların alt kısmında derileri bulunmaktadır.

Avlanma söz konusu olduğunda, yılanların güvendikleri inanılmaz bir koku alma duyusu vardır. Dillerini çıkardıklarında havadaki kimyasalları ayrıştırarak avlarının ve düşmanlarının yerlerini tespit ederler. Bazı Yılan türleri ise vücut ısısını tespit ederek bu işlevi gerçekleştirirler. Yılanlar avlarını zehirleyerek ve sıkarak etkisiz hale getirirler.

Yılan soğukkanlı bir canlıdır ve vücutlarını sıcak tutmak için doğru ortamı ararlar. Çoğu zaman yılanlar vücutlarını sıcak tutmak için doğal güneş ışığını kullanır ve serinlemek için de saklanırlar.

Yılanlar büyüdüklerinde derilerini dökerler. Bazıları dökülme meydana geldiğinde göz rengini değiştirerek tipik renklerinden daha solgun hale gelir.

Yılanlar tehdit altında hissederse ısırır. Bazı türlerde bu ısırık ölümcül olabilir.

Dünyadaki en uzun yılanlar, genellikle pitonlar ve anakondalar gibi büyük yılan türlerinden çıkmaktadır.

Reticulated python, en uzun yılan olarak kaydedilirken, yeşil anakonda ise en ağır yılan olarak bilinir. Bu devasa yılanlar, etkileyici uzunlukları ve büyüklükleri ile doğada en korkutucu yılanlar arasında yer alır. Bu türler, hem büyüklükleriyle hem de uzunluklarıyla dikkat çekerler...,

Dünyanın fotoğraflanabilen en devasa yılanı, efsanelerde bile kendine yer bulabilecek bir hikayeye sahip olan Ağlı Piton’dur. 7,67 metre uzunluğa sakip yılana mitolojik ilhamla  Medusa adı verilmiştir. Bu Medusa gerçek anlamda insanları taşa çevirmese de, Kansas City’deki The Edge of Hell, Perili Evi’nde ziyaretçileri adeta yerlerinde dondurmayı başarmaktadır. Her hafta yaklaşık bir geyik veya sığır ile beslenmektedir. 

Medusa, belki de yakalanmış en büyük yılan olabilir, ama dünyada bulunabilecek en büyük yılan olduğunu söylemek doğru değildir.

İşte şu ana kadar tespit edilen en uzun yılanlar:

1. Reticulated Python (Gergin Desenli Piton) Uzunluk: 10,1 metre (33 fit) Yer: Endonezya, Filipinler ve çevresindeki Güneydoğu Asya bölgeleri.

Şu ana kadar kaydedilen en uzun yılan, Endonezya'da bulunan bir reticulated python'dur. 1912 yılında yakalanan bu yılan, 10,1 metre uzunluğa ulaşmıştır. Reticulated python, dünyanın en uzun yılanı olarak bilinir ve genellikle tropikal ormanlarda yaşar. Bu tür, devasa boyutlarıyla ünlüdür ve insanları bile yutabilecek büyüklüğe ulaşabilir.

2. Burmese Python (Birmanya Pitonu) Uzunluk: 7,6 metre (25 fit) Yer: Güneydoğu Asya (özellikle Tayland, Myanmar, Endonezya ve Malezya)

Birmanya pitonu, devasa boyutlarıyla tanınan bir diğer büyük yılandır. Bu türün en uzun kaydı 7,6 metreye kadar ulaşmıştır. Burmes pitonları, bazen evcil hayvan olarak tutulsalar da, vahşi doğada da büyük ve güçlü yılanlar olarak bilinir. Birmanya pitonları, çok ağır olabilirler, ancak nadiren insanlara saldırırlar.

3. Green Anaconda (Yeşil Anakonda) Uzunluk: 8,8 metre (29 fit) Yer: Güney Amerika (özellikle Amazon Nehri bölgesi)

Yeşil anakonda, dünyanın en ağır yılanı olarak bilinir ve son derece büyük olabilir. Genellikle su kenarlarında yaşayan bu yılanlar, 8,8 metreye kadar uzunluklara ulaşabilir. Bu tür, suyun içinde çok hızlı hareket edebilir ve büyük avları (büyük memeliler gibi) yutabilme yeteneğine sahiptir. Çoğu zaman, yeşil anakondalar çok uzun ve kalın olurlar.

4. King Cobra (Kral Kobra) Uzunluk: 5,6 metre (18,5 fit) Yer: Güneydoğu Asya

King Cobra, dünyanın en uzun zehirli yılanıdır. Kral kobra, 5,6 metreye kadar uzunluklara ulaşabilir ve bu uzunluk onu çok güçlü bir avcı yapar. King cobra, genellikle diğer yılanlarla beslenir, ancak insanlar için de potansiyel bir tehdit oluşturabilir. Kral kobralar, uyarı olarak vücutlarını yüksek tutarak ve genişleterek kendilerini savunurlar.

5. African Rock Python (Afrika Kaya Pitonu) Uzunluk: 7,3 metre (24 fit) Yer: Sahra Altı Afrika

Afrika kaya pitonu, Afrika'nın en büyük yılanlarından biridir ve 7,3 metreye kadar büyüyebilir. Bu yılanlar, çok güçlüdür ve genellikle büyük avları, hatta timsahları bile yutabilen devasa yılanlardır. Genellikle kara ortamlarında yaşarlar ve insanlara nadiren saldırırlar.

6. Amazon Tree Boa (Amazon Ağaç Boası) Uzunluk: 4,5 metre (14,8 fit) Yer: Amazon bölgesi, Güney Amerika

Amazon ağaç boası, ormanlık alanlarda ve ağaçlarda yaşayan büyük yılanlardır. Her ne kadar çoğu zaman küçük boyutlarda olsa da, bazı bireyleri 4,5 metreye kadar uzayabilir. Yavaş hareket ederler ve genellikle küçük memelilerle beslenirler.

EZOTERİK SEMBOL OLARAK YILAN

Ezoterik semboller aleminde yılan hem iyi hem de kötü yönleri ile dikkat çeker.  Derin ve çok katmanlı sembolik anlamlar taşıyan yılan, hem koruyucu hem de yıkıcı bir figür olarak mitolojide ve kültürlerde önemli bir yer tutar. Semboller dünyasında yılanlar “yer altı güçleri”, “ölüler diyarı”, “büyük görünmez ruh”, “hayati enerji”, “zıtlık”, “karanlık” gibi kavramlarla birlikte anılmıştır. 

Tek Tanrılı Dinler tarihinde de yılan sembolü önemli bir yere sahiptir. Yılan, Hristiyanlık’ta kötülük ve Şeytanlıkla, Musevilik’te kötülük ve cinsel arzuyla, İslamiyet’te ise daha çok yaşamla ilişkilendirilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de yılan motifi sadece Hz. Musa’nın asâsı olarak yer almıştır.  Çeşitli hadislerde İslam Peygamberi Resûl-i Ekrem’in yılanların öldürülmesini emrettiği, ev yılanlarına ise zarar verilmemesini tembihlediği nakledilmektedir.  Bazı tefsirlerde ise cennetten düşüş kıssası üzerine yapılan tefsirlerde İblîs-yılan bağlantısı yer almıştır ki bunlar İsrailiyat kökenli yorumlar olarak sınıflandırılmışlardır. Öte yandab eski Arap dini inançlarında ay kültüyle bağlantılı yılan tapınmasına (Ved) karşılık İslâm geleneğinde yılan genellikle zararlı bir hayvan kabul edilmiş; cinlerin, sürüngenlerin ve özellikle yılanın kılığına girdiğine inanılmış, hatta yılanlar bir cin sınıfı olarak da kabul görülmüştür

Yılan, dünya genelindeki birçok kültürde Bu sembolizmin farklı kültürlerdeki yansıması, yılanın hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle insanlık tarihindeki yerini gösterir. İşte yılanın sembolizmi ve mitolojilerdeki rolü hakkında bazı önemli bilgiler:

 Yılan, genellikle aşağıdaki anlamlarla ilişkilendirilir:

Dönüşüm ve Yeniden Doğuş: Yılanın, derisini dökmesi ve yenilemesi, dönüşüm ve yeniden doğuş sembolüdür. Bu, bir kişinin yaşamındaki büyük değişim süreçlerini ve kişisel evrimi simgeler. Yılanın bu özellikleri, birçok kültürün doğa ve yaşam döngüsü anlayışında önemli bir yer tutar.
Şifa ve İyileşme: Yılan, hem tehlikeli hem de iyileştirici bir varlık olarak görülür. Asklepios, Yunan tıbbının tanrısıdır ve onun sembolü bir yılan sarılı çubuğudur. Yılanlar, birçok kültürde şifa ve tıpla ilişkilendirilir, çünkü zehirli yılanlar gibi tehlikeli varlıkların, aynı zamanda tıbbi tedavilerde kullanılan maddeler ürettiği düşünülür.

Yıkıcı Güç ve Kötülük: Yılan, bazı kültürlerde kötülük, tehlike ve yıkımın simgesi olarak kabul edilir. Hristiyanlıkta, İblis'in yılan formunda Havva’yı kandırması, yılanı kötülük ve günah ile ilişkilendirir. Yılanın kötü yönü, insanlar için tehdit oluşturması ve kötü niyetli bir varlık olarak algılanmasıdır.

Bilinçaltı ve Gizem: Yılanlar genellikle bilinçaltı düşünceleri, gizemi ve sırları temsil eder. Toprak altında yaşayan bir varlık olarak, yılanlar görünmeyen, bilinçaltındaki korkuların ve arzuların simgesi olabilir.

İktidar ve Güç: Birçok kültürde, yılanlar gücü ve yönetimi simgeler. Eski Mısır’da kraliyet sembolü olarak kullanılan yılanlar, firavunları güç ve koruma ile ilişkilendiriyordu. Nefertiti gibi figürlerin takılarında yılan figürlerine rastlanır.

Mitolojilerde Yılanlar

Yılanların mitolojik rollerine göz attığımızda, farklı kültürlerde farklı temalar ve sembolizmlerle karşımıza çıkarlar. İşte yılanın mitolojilerdeki önemli yeri:

1. Yunan Mitolojisi

Yunan mitolojisinde yılanlar hem tehlikeli hem de koruyucu figürler olarak yer alır:

Asklepios: Yunan tıbbının tanrısı Asklepios, yılan sembolü ile ilişkilendirilir. Tıbbın tanrısı olan Asklepios’un başında sarılı bir yılan, tedavi ve şifa ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, yılanlar tıbbî güçlere sahip olarak kabul edilir.
Medusa ve Gorgonlar: Medusa, Yunan mitolojisinde saçları yılanlardan oluşan bir figürdür. Medusa’nın bakışı, insanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Yılanlar burada korkuyu, laneti ve dönüşümü simgeler.
Python: Yunan mitolojisinde Apollo, Python adlı dev yılanı öldürür. Bu, doğanın karanlık güçlerinin tanrı tarafından fethedilmesi ve ışıkla karanlığın savaşını simgeler.

2. Mısır Mitolojisi

Mısır mitolojisinde yılanlar, genellikle koruma, güç ve yeniden doğuşla ilişkilendirilir:

Uraeus: Eski Mısır'da Uraeus, bir yılan figürü olarak Firavun’un başında bulunur ve onun koruyucusu olarak kabul edilirdi. Firavunların başındaki bu yılan figürü, firavunun güç ve kutsallığını simgeler.
Apophis (Apep): Mısır mitolojisinde Apophis, kaosun ve yıkımın sembolüdür. Apophis, yılan şeklinde tasvir edilir ve Ra’nın her gece savaşmaya çalıştığı bir yaratık olarak bilinir.

3. Hindu Mitolojisi

Hindu mitolojisinde yılanlar önemli bir sembolizm taşır:

Naga: Naga adı verilen yılanlar, Hindu ve Budist mitolojisinde yer alır. Naga’lar, hem koruyucu hem de tehlikeli varlıklardır. Genellikle yeraltı krallıklarında yaşayan yılanlar olarak tasvir edilirler. Naga’lar, bilgeliği ve manevi gücü temsil eder. Hindu tanrısı Shiva'nın boynunda bir yılan bulunur, bu da onun gücü ve koruyuculuğu ile ilişkilendirilir.
Vasuki: Hindu mitolojisinde, Vasuki adlı dev yılan, Tanrı Shiva'nın boynunda sarılıdır. Vasuki, büyük bir güç ve koruma sembolüdür.

4. Aztek Mitolojisi

Aztek mitolojisinde yılan, aynı zamanda kutsal bir yaratık olarak kabul edilir:

Quetzalcoatl: Aztek mitolojisinde Quetzalcoatl, tüylerle kaplanmış yılan şeklinde tanımlanır. Quetzalcoatl, yaratılış ve bilgelik tanrısıdır. Yılanın tüylerle birleşmesi, hem doğanın gücünü hem de göksel bilgelik ile bağlantıyı simgeler.

5. İskandinav Mitolojisi

İskandinav mitolojisinde yılanlar, genellikle kaos ve yıkımı simgeler:

Jörmungandr: İskandinav mitolojisinde, Jörmungandr adlı dev yılan, Fenrir'in kardeşi olup, Dünya'yı çevreleyen dev bir yılandır. Ragnarok’ta, yani kıyamet savaşında, Jörmungandr, Thor ile savaşacak ve her ikisi de birbirini öldürecektir. Jörmungandr, dünya düzenini tehdit eden bir güç olarak görülür.

7. Türk Mitolojisinde Yılan imgesi 

Türk yaratılış mitlerinde yılan, Erlik’le birlikte anılmıştır. Ögel’in aktardığına göre Radloff tarafından derlenen Altay Yaratılış Destanı’nda yılan bekçi olarak karşımıza çıkar. Tanrı, insanları Şeytan’dan korumak için yılanı bekçilik ile görevlendirmiştir. Ancak yılan Şeytan tarafından kandırılır ve yasak meyveyi ilk kendi tadar daha sonra Eci’ye vererek onun da tatmasını sağlar. Tanrı bu yasağın ihlali üzerine yılanı “Ey yılan, bundan sonra Şeytan'ın kendisi ol! / İnsan düşmanın olsun, öldürsün canın alsın / Kötülük timsali ol, adın da öyle kalsın!” diyerek lanetlemiştir. Yaratılış mitindeki Törüngey
ve Eci’nin Âdem ile Havva motifine benzerliği, Hristiyanlığın Asya topraklarındaki etkisini açıkça
görebiliriz.

Altay Yaratılış Destanı’ında yılan ve ağaç arasında bağ kurulmuş ve yaratılış ile ilişkilendirilmiştir. Hayat ağacı tüm kültürlerde yaratılış ve yeniden doğuş ile ilgili bir motiftir. Hayat ağacı, kozmosu kaostan ayırır. Hayat ağacının kökü yer altını, gövdesi orta dünyayı, dalları yukarı dünyayı simgeler. Türk mitolojisinde kartal, hayat ağacının üst kısmını; orta kısmı, at, boğa, geyik, koyun; alt kısmı ise yılan ve balık simgeler. Hayat ağacı gökyüzü, yeryüzü ve yer altını birbirini bağlayan bir işleve sahip olup zıtlıkları bünyesinde bütünleştirmiştir.

Yılanın da ağaç ile ilişkilendirilmesi uzamsal yapısındadır. Kıvrılabilen, dosdoğru durabilen,
yeryüzünde ve yer altında yaşayabilen yapısı ile ağaç arasında bir bağ kurulmuştur. Yılan, Türk kültüründe ağaç kültünün yanı sıra su kültü ile de ilişkilendirilmiştir.  Altay Türkleri arasında yer altında bulunan büyük denizde yaşadığına inanılan ve Erlik’in hizmetinde timsaha benzeyen “Abra” adlı büyük bir yılandan bahsedilir. Abra’nın tasviri Altay şamanlarının elbiselerinde asılıdır.. Su, yaratılış mitlerinde kaosu simgeler. Karalar ve üzerindekiler daha sonra yaratılmıştır ve kozmosla ilgilidir. Yılan, tabiatı gereği yer altında veya kaosu temsil eden suyun içinde yaşayabilir, yeryüzüne rahatça çıkabilir, ağaçların üstüne de tırmanabilir. u özellikleri ile yılan, kaos ve kozmos arasındaki geçisin sembolüdür.

Türk mitolojisinde yılan, ejder ile de özdeşleştirilmiştir. Bayat’a göre Türk mitolojisinde ejder,
yılanın uzun yaşaması sonucu evrimleşen, vücudu balık pulları kaplı, ayakları timsah ayağına
benzeyen, kuyruklu ve boynuzlu tasavvur edilen bir varlıktır. Ejder, su kültü ile ilişkili olup kaosla
kozmosun doğuşunu simgeler. Ejder, Türk anlatılarında kendine geniş bir yer bulurken halk inanış ve uygulamalarında bu durum söylenemez. Türk mitolojide ejdere yüklenen misyon, Türk halk inanış ve uygulamalarında yılana yüklenmiştir.

Ejder/yılan, Türk kozmolojisinde zamanın simgesidir. Esin’e göre Türkler, Dünya’nın demir
bir kazık etrafında döndüğünü varsayarlar. Buna “gök çarkı” derler ve felek anlamına gelmektedir.
Gök çarkı kendi etrafında dönerek gece ve gündüzü oluşturmaktadır. Gök kubbenin en alttaki
kısmını bir çift göksel ejderin çevirdiğine inanılır. Zamanın simgesi olan gök ejderi, Türkçe ifadesiyle
“Kök-luu veya Evren”, hem göksel mekânın hem zamanın simgesidir.

Günümüzde Anadolu’da evren veya evran adı ile bilinen bir yılandan söz edilir. Bu yılanın ancak insan eli ile öldüğüne inanılmaktadır. Ölmediği zaman ve yüz yaşına (veya bin) geldiğinde yılanın evranlaşarak melekler tarafından göğe çekildiğine inanılmaktadır

Yılan, zamansal ve mekânsal olarak bir zıtlık içinde yaşamını sürdürür. Yılan, deri değiştirerek zaman kavramını yenilerken alt ve üst dünyada yaşam sürmesi ile de mekânsal değişkenliğin zıtlığını simgeler.

Zaman ve mekânın kozmik alanda kozmosa dönüşmesi için zihnin onu bir işleve sokarak hayatın
içine alması gerekmektedir. Mitsel zaman kavramı ile hiçbir şey evrende kaybolmaz sadece kendini yeniler. Ölüm olgusunu algıda hafifletmek için hiçbir şeyin yok olmayacağı, her şeyin döngüsel olarak yeniden hayata başlayacağı inanç sistemlerine yerleşmiştir.

Türk mitolojisinde evren çarkının alt tarafını döndüren ejder/yılan döngüsel zamanın simgesidir.
Türk mitolojisinde kuyruğunu ısırarak daire oluşturan yılan ikonografisi döngüsel zamanı yani
sonsuzluğu simgelemektedir.

Zamanı simgeleyen yılan, Türklerin kullandığı güneş yılını esas alan on iki hayvanlı takvimde
bir yılın da adıdır. Yıllara göre hayvanlarla sembolize edilen on iki yıllık devirden oluşan takvimin
altıncı yılı “yılan yılı”dır.  Yılan yılında kuraklık olur, toplum içinde husumet ve hastalık artar On iki yıllık devrenin altıncı yılına adını veren yılan, zamanı da ikiye bölmüştür. Bu da sembolik olarak döngüsel zamanda kaos ve kozmos arasındaki geçişi simgelemektedir.

Türk mitolojisinde Ak yılan, ana tanrıça olarak bilinir. Bütün yılanların ondan türediğine inanılır. Bu kutsal yılanın dişisi işbüke, erkeği ise erbüke olarak adlandırılır. Yılan ata terimi ise kara yılan olarak adlandırılan yılan tanrıdır

Türk kozmolojisinde kendine geniş bir yer bulan yılan, şaman elbisesinde ve davulunda da
Erlik (Şeytan) ve yer altı ile sembolize edilmiştir. Yılanın kara sıfatı ile anılması da yılanın Erlik ile ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Kara rengin Türk mitolojisinde yer ve yer altını temsil etmesi göğün mavi renkle Tanrı ile özdeşleşen zıtlığından gelmektedir. Erlik, bazı şaman dualarında karayılandan bir kamçıya sahiptir.

Türk Şamanizm’inde bazı şamanlar temsili olarak yılan biçimine girerler. Ayin esnasında da yılanın hareketlerini taklit ederler. Şamanlar elbiselerinde yılanı sembolize eden nesneler taşırlar. Altay şaman elbiselerinde bazen yılanın başı ve çatallı kuyruğu açıkça gösterilir. “Yutpa” adı verilen bu çatal kuyruklu, dört ayaklı yılan, yer altı canavarı olarak bilinir. Ayrıca şamanın külahının ön kısmında da birkaç sıra yılan başı bulunur. Şamanın davulunun derisi üzerinde yer altı denizinde yaşadığı varsayılan bir yılan resmi de bulunmaktadır. Şamanist Türk topluluklarında ak şaman ve kara şaman vardır. Yakutlarda ilk şamanın bir kara şaman olduğuna inanılır. Tanrıya karşı geldiği için bu kara şamanın vücudu bir yığın yılandan meydana gelmiştir ve Tanrı tarafından ateşe atılmıştır.

Yılanın kara şamanlarla sembolize edilmesi Altay yaratılış mitindeki rolü ile benzerdir. Yılan, Erlik’e (Şeytan) hizmet eden ve bu yüzden Tanrı tarafından cezalandırılan bir varlıktır.

Yılan, Türk inanış ve uygulamalarında sağaltma amacı ile kullanılan sembol bir varlıktır.  “Akbuğa” Türk mitolojisinde tıp tanrısıdır ve hekimlerin koruyucusudur. Akbuğa, kolunda taşıdığı büyük beyaz bir yılan ile simgelenir. Akbuğa’nın elinde bilgiyi ve bilgeliği temsil eden bir de asası vardır. Bu asa ile kime dokunursa hemen iyileşir. Akbuğa’nın kolunda taşıdığı yılanın zehri ilaçtır ve her tür hastalığı sağaltır. Türk mitolojisinde yılan, koruyuculuğun, saadetin ve bolluğun simgesidir.

Orhun Yazıtları’nda Bilge Kağan ve Kül Tigin adına dikilen taşların üst kısmında yılan motifleri yer
almaktadır. Gökten kut alan Kök-Türk ve Uygur kağanlarının kitabeleri üzerinde, gök timsali, çift-başlı “Kök-luu” yer almakta ve bu “Kök-luu” sakallı, boynuzlu, başının üstünde bulunan çıkıntısı, kanatları, pulları gibi özellikleri ile yılana benzeyen yer ejderinden bahsetmektedir. Bir Uygur Kağanının temsil edildiği figürde de Kağan, kuzeyin timsali olan yılanı elinde tutmaktadır. 

Türkler arasında yağmur yağdırdığına inanılan mitolojik “yada taşı” doğada her yerde bulunmayan bir taştır. Yağmur yağdırdığı için bolluk ve bereketin simgesi olan yada taşı   geyiklerin başlarında, su kuşlarının kursağında, yılanlarda ya da bir öküzün karnında bulunur.  Yılanın Türk mitolojisinde su kültü ile ilişkili olması mitik kökende onu yada taşı ile de ilişkili olmasını sağlamıştır. Yada taşı yağmur yağdırdığı gibi hava olayları ile büyük felaketlere de yol açabilir. Bu tılsımlı taş da kaos ve kozmos arasındaki ince geçisin simgesidir.

Yılanın Türk mitolojisinde koruyuculuk, bolluk-bereket, ölüm ve yeniden doğuş, zaman,
demonik bir varlık, ihanet, sağaltma, hükümdarlık gibi açık işlevler ile, cinsellik, üreme, baş kaldırı
ve var oluşla örtük işlevde karşımıza çıktığını görebiliriz.

Özetlersek, Yılan, mitolojilerde ve sembolizmde çok yönlü bir figürdür. Hem iyilik hem de kötülükle, hem doğa gücü hem de yıkım ile ilişkilendirilen bir varlıktır. Yılan, şifa ve dönüşüm, koruma ve güç, ancak aynı zamanda kötülük ve kaos gibi zıt anlamlarla temsil edilmiştir. Yılanın mitolojilerdeki yeri, insanlık tarihindeki en eski ve en derin sembolizm örneklerinden biridir. Yılan, sadece fiziksel bir varlık değil, aynı zamanda insanlık için önemli ahlaki, kültürel ve psikolojik anlamlar taşır.

 

Yorumlar