Mitoloji

Mitolojide ve inançlarda bal ve arı sembolü

Bal ve balarısı sembolü ne anlama gelir? Mitolojide bal neyi simgeler?

Mitolojide ve inançlarda bal ve arı sembolü

Çiçeklerdeki birleşiklerin bal arısı tarafından toplanıp midesinde değişikliğe uğratıldıktan sonra petek gözlerine yerleştirilmesiyle meydana gelen bal maddesi; inverti şeker (% 70-80), sakkaroz (% 2-3), su (% 20) ve diğer maddelerden oluşur. Balın  tadı ve kokusu, arıların topladıkları bitki özlerine bağlıdır. Şifalı ve besleyici özelliği nedeniyle tüm kültür ve inançlarda kutsal sayılmış ve özel bir yere sahip olmuşlardır. 

Balı üreten bal arıları, arıların kovanları ve çalışma şekilleri Kutsal kitaplarda Tanrı’nın mucizesi olarak nitelendirilmiştir.

Arı ve bal mitolojide üremeyi, bereketi, bolluğu ve ölümsüzlüğü simgeler.

BAL SEMBOLÜ:  Üreme kültü ile ilgili ebedî hayat sembolüdür. Cyhele, Artemis, Demeter, Aphrodite gibi  Ay Tanrıçalarnın, doğurganlık ve üreme ilahelerinin ilkbahar, ve sonbaharda dünyayı bezedikleri taze, körpe, hayat dolu otlardan ve çiçeklerden toplanmıştır. Hiç bozulmadığı için de ebedî hayat sembolüdür.  Kocakarı ilâçlarının değişmez hammaddeleri arasında yer alması da bundadır.

BALARISI SEMBOLÜ:   Çalışkanlığı  ve sadakati simgeler.  Bereket Tanrıçaları arasından özellikle Artemis'e "bey arı, arı beyi, dişi arı beyi"-dediğimiz "kraliçe arı" adı verilir. Sybel, Artemis, Afrodit tapınaklarındaki mister ayinlerine katılan rahiplere "erkek arı", rahibelere ise «dişi arı» adı verilir.  Bal arıları ilham perisi olarak görülmüştür. Arı ve bal bütün mükemmelliği ve faydasıyla Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an’a konu olmuştur. Dört kitapta da arı ve bala ilişkin ifadeler yer alır. Hıristiyan inancına göre arı, bereketliliği ve üretkenliği nedeniyle Bakire Meryem’in sembolüdür. İslamiyet’te arı, Tanrının askerleri olarak nitelendirilir ve onları rüyada görmek, Kur’an okumakla eşdeğer tutulur. Şii inançlarında arı, bal üretimindeki gizemliliği nedeniyle İmam Ali ile eşdeğerdir. Divan edebiyatında ve Mevlevîlikte ise çalışmanın ve gayretin simgesidir. Bu nedenle şiirlerde genellikle “Hak yolundaki dervişler” olarak sembolize edilirler.

Kutsal Kitaplarda Bal

Bal Kur’ân-ı Kerîm’de cenneti tasvir eden bir âyette asel adıyla geçmekte ve orada süzme baldan ırmaklar bulunduğu ifade edilmektedir.  Balın arı tarafından nasıl yapıldığı ise Nahl (arı) sûresinde şöyle anlatılmaktadır: “Rabbin bal arısına bal yapmayı emretti: Dağlarda, ağaçlarda, insanların çardak kurdukları yerlerde kendine kovanlar yap. Sonra her bir meyveden ye. Bunları rabbinin sana kolaylaştırdığı hücrelere koy. Bu hücrelerin içlerinden türlü renkte ve insanlar için şifalı nefis bir içecek çıkar. Şüphesiz balın yapılışında düşünebilen bir topluluk için büyük ibret vardır.”

Kitâb-ı Mukaddes’te balın nasıl yapıldığına ve şifalı yönüne işaret edilmemekte, buna karşılık rabbe arzedilecek ekmek takdimesinde bal bulunmayacağ, arz-ı mev‘ûddan bahsedilirken oranın süt ve bal akan diyar olduğu Hz. Yahyâ’nın çekirge ve yaban balı yediği  rabbin hükümlerinin baldan tatlı olduğu belirtilmekte  hediye olarak sunulan yiyecekler arasında balın da adı zikredilmekte sevgilinin ve yabancı kadının dudağının baldan tatlı olduğu bir benzetme olarak ifade edilmektedir.

Antik inançlarda Bal

Bal çok eski devirlerden beri Yunanlılar’da, Mısırlılar’da, Asurlular’da hekimler tarafından kuvvetlendirici, tedavi edici ve tatlandırıcı olarak kullanılmıştır. Sindirim bozukluğuna iyi geldiği, besleyici ve kuvvet verici etkileri yanında bakterileri öldürdüğü, mikropların üremesini önlediği ve bazı yaraları iyileştirdiği bilinmektedir. Nitekim Hipokrat balın kesiklere, çıbanlara, apselere ve yanıklara iyi geldiğini söylemiştir. İbn Sînâ da yarayı balla tedavi etmiş, hem kendisi hem de İbnü’n-Nefîs şifalı bitkileri veya arpayı balla karıştırıp ezerek mesâne tümörü tedavisinde kullanmışlardır. Karadeniz bölgesinin doğu taraflarında elde edilen Anzer balının yanık yaralarında merhem olarak çok iyi sonuç verdiği görülmüştür. Ancak bu bölgeden ve özellikle Zigana dağlarından elde edilen balların bir bölümü, bölgede yetişen komar ve zifin denilen bitkiler sebebiyle öldürücü olmasa bile zehirleme özelliğine sahiptir.

Bir gıda maddesi olmaktan başka çeşitli rahatsızlıkları iyileştirici özellikleri sebebiyle Hz. Peygamber balın tedavide kullanılmasını tavsiye etmiş, “Şifa veren iki şeye devam ediniz: Bala ve Kur’an’a” buyurmuştur 

Balla ilgili yaşayan halk inançları

Günümüzde dünyanın çeşitli yerlerinde balla ilgili âdetler hâlâ yaşamaktadır. Balın ilâhî bir gıda olduğu ve bal yemenin insanı şeytandan koruduğu inancı Vedalar’da zikredildiği için bugün de Hindistan’da yaygındır. Dünyanın başka yerlerinde de bu inanca farklı şekillerde rastlamak mümkündür. Hıristiyanlarda vaftiz edilen bebeğin ağzına süt ve bal koyma, Hindistan’da yeni doğmuş çocukların ağzına bal çalma, Doğu Afrika’da 3-4 yaşına gelen çocuklara bal ve sudan meydana gelen yedi günlük bir diyet uygulama âdetleri vardır. Eski Mısır’da ve halen Afrika’da ölü ile birlikte mezara konan maddeler arasında balın önemli bir yeri vardır.,

Bal ile cinsellik arasındaki bağlantı

Yiyecek ile şehvet arasında mevcut olduğu iddia edilen ortak nitelikler bağlamında, dünya üzerindeki çeşitli toplumların sosyokültürel ve folklorik yaşantısında cinsellik ile ilişkilendirilen bal, Türk’ün bilinçaltında ise daha dar bir kavram alanına dâhil olarak bekâretin sembolik ifadesi hâline gelmiştir. Balın Türk halk düşüncesinde kadın cinsel saflığının bir temsili olduğu tezi üzerine temellendirilen ve bu iddiayı kanıtlarıyla ispat etmeyi amaç edinen bu çalışmada, söz konusu iddianın somut delillerine yer verilmiş ve sözlü gelenek unsurları bütüncül bir yaklaşımla analiz edilmiştir. Türk düşünce dünyasından beslenen mani, türkü, masal, halk hikâyesi, efsane ve evlilik ritüelleri ile halkın bilinçaltındaki cinsel sembollerini dizelerine nakşeden halk ozanı Karacaoğlan’ın şiirleri üzerinde psikanalitik bir çözümlemenin yapıldığı çalışmada, balın sembolik bir kavram olarak yer aldığı sözel ve eylemsel yaratmalar arasında somut bir ilişkinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bu ilişki, belirlenen bal sembolünün bekâretle ilgili daha özel durumlarının tüm ürünlerde de geçerli olmasına dayanmakta ve bu da cinsel saflığı temsil eden balın, Türk halk düşüncesinde imge bütünlüğüne sahip olduğunu göstermektedir. Yapılan inceleme ve çözümlemeye göre bal figürü, iletişimsel yönü olan ve birey ile toplum arasındaki etkileşimde derin anlama sahip bir semboldür. Böylece çalışmada, bünyesinde bal imgesini barındıran kimi folklorik yaratmalar ile toplumsal uygulamaların anlamlandırılması, yorumlanması ve analiz edilmesi noktasındaki bazı eksiklikler giderilmiş; söz konusu halk bilgisi ürünlerine yeni bakış açıları kazandırılmıştır.

Yorumlar